20.Bölüm Gazimiz Var

2.5K 168 25
                                    

Göktuğ daha da yaklaşmaya başlamıştı tam dibime kadar girdiğinde, telsizi ötmeye başladı .
Telsizi eline alıp benden uzaklaştı.
Anladık benden gizli konuşuyorsun .

-bekle geliyorum
Karşıyı dinledi sonra oflayarak
-tamam dedim
Deyip telefonu kapattı

Sınır bölgelerinde ve genellikle Doğu kesimlerde en çok başımıza gelen şeylerden biri ,terörle mücadeleydi . Zaten biz askerlerin görevi nedir ki, teröristleri avlamak

Tabi  bu doğu bölgesinde daha zor oluyor ,daha yoğun çünkü burası terörist bölgesi yani her elini kolunu sallayan silahlı adam ki altyazı geçiyorum ruhsatı oluyor, işte bunlara ceza yazamıyoruz bu da görevimin en şikayet ettiğim yanı.

Evet tehlikeli bir bölgede görev yapıyordum ama Mardin bana gerçek ailemi kazandırdı yani olaya böyle bakıyordum.
Sahi benim gerçek ailem vardı değil mi, ah ah hayatım o kadar karmakarışık bir hale geldi ki ,hiçbir şeye zamanında idrak  edemez oldum.

Acaba Asena ne yapıyor ,yengelerim ne yapıyor, anne hanım yani kısacası Berfin annem ya da direkt  içimden söyleyeyim annem ne yapıyor, çok merak ediyorum onları. Burada boş vaktim çok nasıl olsa düşünürüm.

Zaten düşünmekten başka hiçbir şey yapamam çünkü verdikleri ilaç vücudumu ve beyin loplarımı uyuşturuyor bu yüzden onlara karşı koyamıyorum.

Daha önce de başıma geldi yine geliyor, ha tabii daha önce buradan  kurtuldum. O da kolay olmadı  tabi  borçlandığım bir dostum sayesinde  oldu , her ne kadar onunla dost olduğumu düşünmesem de kötü gün dostu diyebilirim.

Kötü gün dostum Güven Beyoğlu .
Beyoğlu aşiretinin en büyük 2. Oğlu
Asena ile annem Berfin hanım'la buluşacağımızda aramıştı en son, klasik sinir bozucu konuşmamızı yapıp kapatmıştık.

Hatta iyiliğimin karşılığını ödememden bahsetmişti, buluşalım demişti
Yani telefondan konuşamayacağımız bir konuydu ama onunla konuştuğum gün başıma gelmeyen kalmamıştı . Şimdi düşününce belkide önemli şeyler söylüycekti

Yine kendi kendime bir düşünceden bir düşünceye dalarken buldum, asla beynimi toparlayamıyordum . Kalkmaya çalışamıyordum ,sanki vücuduma komut gitmiyor gibiydi.

Alışmıştım aslında bu uyuşukluk hissine. O gece de böyleydi, daha da uyuşuktu vücudum hiç bir şey hissetmiyordum.

İlk baş sadece bir sızı girdi ,sonra keskin bir acı ,ardından hayattan umudumun bir bıçak darbesiyle alınma hissi. Doktorlar için çok kolay bir ameliyatmış, övüne övüne bahsediyorlardı. Ben ise hayatım boyunca girdiğim en can alıcı ameliyatı olduğunu adım kadar biliyordum.

Ne ellerimi ne ayaklarımı hiçbir halat veya ip yardımıyla bağlamamışlardı.
E tabi onlar da biliyordu ip ve halatın kolay bir yöntem olduğunu

Zincirle bağlamışlardı ama  dikenli zincir takmışlardı yani herhangi bir hareket ettiğimde , dikenler derime işliyor ,kesiyor ve çizikler atıyordu
Bu da şah damarımın kesilmesine  kadar gidebilirdi, bu yüzden hafif hafif hareket ettirmek gerekiyordu . Çabalamamı istiyorlardı ,kendime zarar vermemi amaçlıyorlardı.

Ben düşünceleri dalmışken, odanın kapısı açıldı.
Bakmaya tenezzül bile etmedim

- kalk Mehir gidiyoruz.
bu ses ne Göktuğ'ya aitti
ne de Semih'e, tanıdık bir ses de değildi. Kafamı kaldırıp baktığımda, düşüncelerim de haklı olduğumu fark ettim . Gerçekten de tanıdık biri değildi.

- kalkabilecek olsam kalkarım zaten, beynim uyuşuk vücuduma komut veremiyorum ,hareket edemiyorum ve zaten zincirle bağlıyım .Eğer onlardan biriysen ve eğer beni deniyorsanız, siktirin gidin kaçmayı denemiyorum işte.

-hayir beni Güven gönderdi
-Beyoğlu sincapı mı
Karşımdaki adama soru işaretleri ile baktı
-Güven Beyoğlu evet
-iyi gel ozaman kaldır beni
Sıkıntılı bir nefes verip yanıma geldi
-buyrun küçük hanım
-küçük hanım derken
-Zemherioğlunun en kücük kızı olduğunuzu söylediler o yüzden söyledim

Biandan da zincirlerdeki dikenleri ayırıyordu .
-seni Güvenin adamları arasında hiç hatırlamıyorum
Kendimi tutamıyorum
-Bu kadar yakışıklı adamı olsa net hatırlarım ondan diyorum .

Dudağının kenarı kıvrıldı
-adamı değilim ,merak etme doğru hatırlıyorsun
Dedi
Onun gibi gülüp
-mükemmelim 
Dedim
Oda kafa sallayıp daha geniş gülümseyip
-mükemmel buçuk diyelim
-mükemmel buçuk mu
Dedim küçük bir çocuk gibi ,kendimi durduramıyordum
-evet
Dedi
-neden buçuk 
Dedim merakla
-çünkü güzelliğin nasırlı ellerine ters ne iş yapıyorsun acaba

Demek işimi bilmiyordu, hiç öğrenmesine gerek yoktu .
Ozaman bu bilgiyi tutmam gerekti .
Eğer ağzımı açarsam net mesleğim ile hava atardım, bu yüzden sadece kafa salladım .

Elimdeki dikenlerden kurutup bana baktı
-simdi sıra zincirde
Dedi
Ona bekle sen, hareketi yapıp demirden ilk sağ elimi ,sonra sol elimi çıkardım

Bana şaşkınca baktı ,bu şaşkınlığı mesleğimi bilmediğinden olsa gerekti
-hadi
Dedim oda
-önden ben gideyim
-semih veya göktuğ'u karargaha götürmeden dönmem
-simdi değil merak etme, onların  her adımından haberim var
-çok gizemlisin ama çözmek istemiyorum zaten
Dedim

Yoruldum bu gizemli insanlardan .
Onun da yardımı ile ayağa kalktım, cebindeki şalı ağzıma doladı daha fazla bu kokuya maruz kalmıyacağım için mutlu oldum .

Dikkatlice bir sağa bir sola bakarak ilerledi , bende arkasından ilerledim.
Normalde benim sivili korumam gerekiyordu belki ama şuan sivilden daha savunmasızdım

Etraf çok sessizdi şüpheli bir davranış da yoktu , önümdeki şahıs ortamın sessizliğinde daha şüpheliydi
Sessiz işareti yapıp bir duvarın önünde durdu ,eliyle duvarın ordaki küçük çıkıntıyı elledi ve iktirdi duvardaki taş sağa kayarak açıldı

Basit bir sistem ama dikkat gerektirdi.
Dışarıya zar zor çıktık, kan dökmeden çıkmamız iyi olmuştu .
Gizemli beyfendiye bakıp
-neden bu kadar sessizdi
Dedim
-cenazeleri var bu yüzden hepsi şok içinde, bir odada toplandılar
Ona anladım anlamında kafa salladım

- Güven nasıl senin her adımından ,
her nerde olduğundan haberi olabiliyor
-bu dünyada çoğu insana güvenmem, ailem dışında .Güven ise ailemin içinden çok sevdiğim ve güvendiğim bir arkadaşım .Onun ne yaptığından benim ,benim ne yaptığından onun haberi olur .

Konuşa konuşa siyah bir aracın yanına geldik
-timim nerde
Dedim
-sadece sizi rehine almışlar,babanız sabaha yakın ellerinden kurtulmuş çok aramamışlar çünkü hedef her türlü senmişsin , babanız görevin komutasını eline aldı, timi geri çekti sahadan uzaklaşıp karargaha döndüler.

Rahat bir nefes alıp gülümsedim babam iyi, abim iyi, Asenam iyi ,kısaca ailem iyiydi .
-herhangi yaralanan var mı .
-sizin bayıldıldığını gören bir keskin nişancı ,yerini terk ederek mağaranın içine dalmış ama sonra diğer bir asker tarafından dışarı çıkarılmış, çıkarılan askerde bir şey yok ama çıkaran asker iki bacağından vurulmuş ,vuran kişi sizi bayıltan adammış, bu yüzden ölümcül yerine ateş etmiş .

Bu duyduklarımı idrak edemiyordum .
Bacaklarım kendini taşıyamaz hale geldi ve yere çöktüm
-kim peki adları veya vurulan askerimiz kim
-adını bilmiyorum ama doktorlar iki bacağını hareket ettirmesi çok zor imkansız değil  ama hareket ettirsede

Devam edemeden sustu
-hareket ettirsede ,deavm et
-askerliğe devam edemicekmiş
Başımdan aşağı kaynar sular döküldü, yer ayağımın altından oynuyordu
-hayır olamaz, imkansız bu bir asker şehit olur ama gazi olamaz çok acı bu o Göktuğ İtini öldürücem o orospu çocuğu elimden kurtulamıycak
-tamam ama şimdi gazinizin yanında olun, çünkü sizin timden bir asker.

Ailem dediğim insanların başına bir şey gelme düşüncesi kalbimi durduracaktı, hatta  karşımda yıkılmış bir tim görmek daha da yıkacaktı ,biz yine de aileydik ama artık eksiktik yine de eksiklerimizle bir bütündük . Aile olmak bu demek değilmiydi zaten .

Güvenli Bölge  /Mehir Belgin Doğu'danHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin