Oylamayı unutmayın.
Not: Bu bölüm düzenlenmiştir.
3. Bölüm
Hemen arkamızdan çıkan, sarışın, kahverengi gözlü bir polis, yanımıza yaklaştı.
"Işıl Karahan, birkaç gün evinizde kalmamanız gerekiyor." dedi polis, bana bakarak. Başımla polisi onayladım, polis yanımızdan ayrıldı.
"Nerede kalacaksın Işıl, istersen bende kalabilirsin."dedi Tolga, biraz daha sakinleşmiş gözüküyordu.
"Yok, teşekkürler. Ben Danla'da kalacağım." dedim ve telefonumu elime alıp Danla'yı aradım.
"Alo Danla, birkaç akşam sende kalabilir miyim? Sebebini bu akşam gelince anlatırım." dedim.
"Olur tabi, bekliyorum güzelim." dedi, yüzünde güller açtığına o kadar emindim ki... Bakalım ben evine gidince de böyle yüzünde güller açabilecek miydi?
"Teşekkürler balım, görüşürüz." dedim ve telefonu kapattım. Tolga ile vedalaştıktan sonra arabama binip Danla'nın evine doğru kullandım arabayı. Polis karakolunda bayağı uzaktı Danla'nın evi. Son sürat kullanıyordum arabayı, ta ki trafik lambaları kırmızıyı gösterene kadar. Uzun bir trafik vardı, klasik İstanbul trafiği, alışmıştım artık. Fakat hızlıca Danla'nın evine gitmem gerekiyordu. Trafik lambaları tekrardan yeşile dönüp herkes yol almaya başladığı zaman yirmi dakikayı bulmuştu, trafiğin sonlarında olmamda dezavantajlarımdan biriydi.
Önümdeki yeşil araba da gidince yavaşça sürmeye başladım arabayı. Git gide daha da hızlanıyordum, tek ümidim kaza yapmamaktı.
Sonunda yol bitmişti, Danla'nın evine gelmiştim. Arabamı boş bir yere park edip indim arabadan. Kapıyı çaldım, "Geldim!" Bağırışı ile bir kez daha çalmaktan vazgeçtim.
Kapı açılınca Danla şöyle bir manzara görmüştü; Asya'sız ve gözyaşları içinde bir Işıl... Gerçekten insanın anlam vermekte güçlük çekeceği bir görüntü yaratıyordum şu hâlimle.
"Asya, nerede?" Danla'nın sorduğu soru ile gözlerimden bir ve son gözyaşı süzüldü. Asya ismini uzun bir süre duymak istemiyordum.
"İçeri geçebilir miyim?" Danla beni içeri geçirdi, oturma odasında oturduk ve olan her şeyi anlattım, noktasına kadar.
Danla'da ağlamaya başladı, biz Asya ile çok yakındık, evet. Fakat Asya için Danla biz başkaydı, yedikleri içtikleri ayrı gitmiyordu onların. Anneleri arkadaştı, bu yüzden çocukluktan tanışıyorlardı, ben onların arasına sonradan gelmiştim.
Danla ağlaya ağlaya bir hâl olmuştu, bu durumu gerçekten çok kötüydü, ağlamamalıydı. Bu durum hepimizde bir travma yaratacaktı, buna emindim.
"Uyuyalım mı?" Danla'ya sorduğum soru ile kafasını yukarı aşağı salladı. Uyumak istiyordum, uyumak her şeyi unuttuğumuz tek an değil miydi sonuçta?
Danla bana misafir odasını gösterdi, zaten üzerimde pijamalarım olduğu için tekrar üstümü değiştirmeye tenezzül etmedim, hemen yatağa uzanıp yaşadıklarımı unutmaya çalıştım. Her şeyi, bugünü, Asya'yı, bir kenara bırakıp kendimi uykunun o sıcak kollarına teslim etmek istiyordum, fakat bu konuda oldukça başarısızdım.
Tam uykuya dalacakken aklıma Asya geliyordu. Yaşadığımız bunca anı, geçirdiğimiz o kısa zaman...
Evet, üç senedir arkadaşız fakat bu üç sene gözümün önünden bir film şeridi misali, beş dakikada akıp geçiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ufak Bir Suçlama •TAMAMLANDI•
Random21 yaşındaki Işıl Karahan, bir gün arkadaşının ölümünden sorumlu tutuldu. Hakim Bey, 10 yıl hapis cezası verdi Işıl'a. Tüm gençliği yanmıştı, anlamı kalmamıştı genç olmanın. Fakat Işıl şanslıydı ki 2. yılda af çıkmıştı. İşte her şey af çıkmasından...