•Bölüm 11•

162 117 29
                                    

Oylamayı unutmayın.

11. Bölüm

Tolga, bir şekilde Buse'den kurtulmak, ondan boşanmak ve onu hapise tıkmak istiyordu. Her şeyin suçlusu olarak Buse'yi buluyordu Tolga. Eğer en başında söyleseydi Işıl'dan ayrılmazdı, eğer Işıl'dan ayrılmasaydı Danla'yı öldürmezdi. Şimdi sıra Buse'deydi, şimdi gerekirse Buse'yi öldürecekti Tolga, kahverengi saçlarını kana bulamak, yine kahverengi gözlerini hayata veda etmek zorunda bırakmak istiyordu. Eğer Buse'yi öldürüp Işıl'a her şeyi anlatsa, onu korurlardı, yani en azından o böyle düşünüyordu. Nasıl oluyordu da hiçbir şey yapamadan çaresizce etrafa bakınabiliyordu insan?

"Neyse Tolga'cığım, ben yatıyorum. Uykun gelince gelirsin." Hâlâ gülüyordu.

Hiçbir şey söylemedi Tolga, sessizce Buse'nin gidişini izledi. Yere yığıldı, ya kendini ya Buse'yi öldürecekti. Olanları Işıl'a anlatmalıydı, Işıl gizlice Buse'yi hapise sokardı, o sırada da Tolga kamera kayıtlarını silerdi. Evet, Tolga planını yapmıştı. Yığıldığı yerden hızla kalktı ve kapıya doğru koşar adımlarla ilerledi. Kapıyı açıp evden çıktı, asansör ile giriş katına vardı ve binadan çıkıp arabasına doğru koştu. Kapıyı açtı, şoför koltuğuna oturdu ve tekrar kapıyı kapattı, ağlıyordu.

Son sürat Işıl'ın evine doğru sürdü arabasını, eve ulaştığında güvenlik görevlisinin yanında biraz oyalandı. En sonunda arabadan inip Işıl'ın olduğu binaya girdi, asansöre binip sekizinci kata çıktı, hızla kapıya doğru ilerledi ve bir hışım kapıyı çaldı.

Işıl'ın anlatımıyla...

Kapı çalıyordu, sanki alacakları varmış gibi sert ve hızlı çalıyorlardı kapıyı. Hızlı adımlarla kapıya doğru ilerledim ve kapıyı açtığımda Emre'de arka, sağ tarafıma geçmişti. Tolga kapının önünde duruyordu. Fakat tam olarak duruyor muydu emin değilim, yıkılmıştı, bir harabeye benziyordu. Gözlerinden damla damla yaş akan ve bitik hâlde bir Tolga Yılmaz duruyordu karşımızda.

"Ne istiyorsun Tolga?" diye sordum.

"Asya... Asya..." diyebildi sadece, nefes nefese kalmış bir biçimde.

"Ne olmuş Asya'ya?! Geç içeri! Emre, bir bardak su getirebilir misin?" dedim, işaret parmağımı havaya kaldırarak. Asya ile ilgili ne zırvalaycak umrumda değildi açıkçası, fakat belki işimize yarayacak şeyler söylerdi, bu nedenle onu içeriye aldım.

"Tamam, geliyorum." dedi Emre mutfağa doğru ilerlerken.

Tolga sendeleyerek oturma odasında bir koltuğa oturdu, o sırada Emre, Tolga'nın suyunu getirmişti, Tolga, suyundan bir yudum aldı ve konuşmaya başladı.

"Asya'yı Buse öldürmüş!" dedi, kaşlarım çatılmıştı, neden Buse, Tolga'ya böyle bir şey anlatırdı ki? "Tehdit ediyor beni, akrabaları falan öldürürmüş beni. Kimseye bir şey demeden onu hapise tıkabilir miyiz? Bana yardım eder misiniz?" diye ekledi, daha düne kadar beni suçlu bulan Tolga, bugün gerçek suçluyu hapise tıkmak için benden, bizden yardım istiyordu. Gerçekten olanlar bana biraz şey geliyordu... Gülünç!

"Ayrıca Işıl, senden özür dilerim." dedi.

"Hatanı fark etmene sevindim, ayrıca sana yardım edeceğiz. Sadece Asya için... Yoksa, ölmeni falan umursamam hatta öldürenleri desteklerim bile. Şimdi, ona hiçbir şey fark ettirmeden evine git ve bizden haber bekle!" dedim, Emre'de başını onaylar bir biçimde salladı.

Bölüm nasıldı?

Sizce Işıl ve Emre yardım etmekte haklı mı, yoksa etmeseler daha mı iyiydi?

Buse'nin itirafı hakkında düşünceleriniz?

Sorularım bu kadar. Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum.

Tekrardan online olmama çooookkkk az bir vakit kaldı, daha sonra tüm yorumlarınızı okuyacağım.

-Önceden okuyup cevap verdiklerime bile tekrar cevap vereceğim-

Yani sonra 'Bu zaten bana cevap vermişti bir daha niye veriyor?' diye düşünmeyinnnn.

Bir de size bir şey söylemek istiyorum

Ablam hesap açacak, en erken bir ay sonra falan.

-Ben de işsiz gibi bunun haberini şimdi veriyorum fndbtnttb-

Onun yazacak olduğu kitaplara en azından şans verirseniz ve onu takip ederseniz sevinirim.

Panosuna GT yazarsanız geri dönüş yapacaktır, ayrıca k vote de yapıyoooor.

Hesap ismini sonra yorumlara yazacağım.

Ufak Bir Suçlama •TAMAMLANDI•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin