Oylamayı unutmayın.
21. Bölüm
Biraz sonra dudaklarını araladı Esra.
"Beni, o yetimhaneye götürmeyin!" dedi. Çok tatlı konuşuyordu, gerçekten çok tatlı.
"Yani bizimle kalmak istiyorsun?" dedim dikiz aynasından arkada oturan Esra'ya bakarak. Belki de Esra'ma demeliyim, belki de artık o benim Esra'm, bizim Esra'mızdır... Kim bilir?
Başını salladı Esra. Yüzüne ufak bir gülümseme kondururken. Çok tatlı gülümsüyordu, çok, çok, çok tatlıydı gülümsemesi.
Parka yaklaştığımızda hızımı biraz yavaşlattım. Parkta hiç denilebilecek kadar az çocuk vardı. Arabayı durdurup indiğimde Esra'da inmişti. Parkta oynayan diğer çocukların aksine yanımda duruyordu Esra. Neden ama?
Aklıma gelen bir fikir ile dudaklarımı araladım.
"Beraber oynayalım mı?" Aynı boya gelmemiz adına eğilmiştim bunu söylerken.
Bana bir şeyler oluyor. Ben çocuklardan nefret eden bir insanken, şimdi nasıl oluyordu da Esra'yı bu denli sevebildim?
"Olur!" dedi gülümseyerek. Eğildiğim yerden kalkıp hızlı adımlarla kaydırakların yanına doğru ilerledik.
"Hadi Işıl abla, birlikte kayalım." dedi Esra elimi tutup beni kaydırağa doğru çekiştirirken. Esra'yı takip edip kaydırakların yanına geldik. En yüksek kaydırağa gidip merdivenlerden yukarı çıktık.
Yeşil renkteki bu uzun kaydırak daha da güzel gözükmüştü gözüme. Esra arkamda beklerken oturup kaydıraktan aşağı kaydım, ilk benim kaymam her zaman daha iyi olacaktı. İlk kayıp Esra'yı tutmam gerekiyordu.
Kaydıktan sonra Esra'nın kayışını, yüzüne kondurduğu ufak çaplı tebessümü izledim bir kaç saniye.
Kayıp yanıma geldiği zaman birlikte salıncakların olduğu kısıma yöneldik. Mor bir salıncağa oturdu Esra. Bende onun arkasına geçip sıkıca tutmasını bekledim zincirleri. Sıkıca tuttuğundan emin olunca yavaş yavaş sallamaya başladım.
"Aaa!" Esra'nın attığı çığlıkla salıncağı durdurup yüzünü görebileceğim şekilde önüne geçtim. Suratıma gelen bir tutam turuncu saçı kulağımın arkasına sıkıştırırken "Bir şey mi oldu?" diye sordum gergin bir ifadeyle.
"Kolum acıdı." dedi Esra sol kolunu sıvazlayarak.
"Hmm, yürümek ister misin o hâlde?" diye sordum ilgiyle. Kafasını olumlu bir şekilde salladı.
Salıncaktan inmesine yardımcı olduktan sonra parkın etrafında dolaşmaya başladık. Yüzüme vuran rüzgar, ara ara damlayan yağmur damlaları... Gece, gerçekten çok hoş bir görüntüye sahip.
Dolaşırken biraz düşündüm de, bir çocuğum olsa, onunla hergün gezip eğlensek, tabi yanımızda Emre'de olsa... Ne kadar güzel olurdu.
"Aa, şuradaki Emre abi değil mi?" dedi Esra, işaret parmağı ile bir yeri işaret ederek. İşaret ettiği yere bakıp sadece birkaç metre ilerimizdeki Emre'yi gördüm. Gerçekten oydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ufak Bir Suçlama •TAMAMLANDI•
De Todo21 yaşındaki Işıl Karahan, bir gün arkadaşının ölümünden sorumlu tutuldu. Hakim Bey, 10 yıl hapis cezası verdi Işıl'a. Tüm gençliği yanmıştı, anlamı kalmamıştı genç olmanın. Fakat Işıl şanslıydı ki 2. yılda af çıkmıştı. İşte her şey af çıkmasından...