Oylamayı unutmayın.
12. Bölüm
Tolga oturduğu koltuktan ağır ağır kalktı, kapıya doğru ilerledi, Emre ile birlikte ona eşlik ettik.
"Bizden haber bekle ve bu olaydan Buse'nin haberi olursa sonun hiç iyi olmaz!" dedim, ardından soğuk bir şekilde gülümsedim ve kapıyı suratına kapattım. Emre ile birlikte oturma odasına gidip karşılıklı koltuklarda oturduk. Cebimdeki telefonu çıkarttım, ekranını açtım ve rehbere girdim. Babamın bir arkadaşının oğlu avukattı, numarasını öğrenmek için babamı aradım.
"Alo, baba." dedim uykulu bir sesle. Uykum vardı fakat uyuyamazdım, çünkü burada önemli bir işimiz vardı.
"Efendim prensesim?" dedi babam en sevecen haliyle.
"Baba, hani bir arkadaşının oğlu avukat ya, şeyin... Sanırım Hüseyin Amca'nın! O avukatın numarasını bana acilen vermen gerekiyor, acil!" dedim sanki fırından ekmek istiyormuşum gibi.
"Ne yapacaksın kızım, ne oldu yine?" dedi babam telaşlı bir şekilde.
"Baba, bir şey yok, numarayı veriyor musun yoksa vermiyor musun?" dedim.
"Tamam kızım, kapatıp mesaj atıyorum sana. Kendine iyi bak!" dedi babam.
"Hadi inşallah kendime iyi bakarım babacığım, görüşürüz!" dedim ve telefonu kapattım.
Emre gülmeye hatta kahkaha atmaya başladı, "İnşallah kendime iyi bakarım, ne ya?" dedi. Tam Emre'ye cevap verecekken telefonuma bir mesaj bildirimi geldi. Tekrar telefonumun ekranını açıp bildirime baktım.
'Babişkomm adlı kişiden bir yeni mesaj!'
Hızla mesaja baktım, avukatın numarasını göndermişti. Emre'ye numarayı söyledim, Emre numarayı aradı, ikinci çalışta açtı ve hoparlöre aldı.
"Alo, buyrun?" dedi büyük bir ciddiyetle, onun bu ciddiyetine gülmek istiyordum ama gülmek için doğru zaman değildi.
"Alo, Murat Bey, değil mi?" dedi Emre, aynı ciddiyetle.
"Benim, siz kimsiniz?" dedi. Emre'nin elinden telefonu hızla çekip konuşmaya başladım. Çünkü, işleri biraz hızlandırmam gerekiyordu, fakat bu ikisi hâlâ 'Kimsiniz?' diyordu.
"Alo, ben Işıl. Babanızın arkadaşının kızı, hatırladınız mı Murat Bey?" dedim.
"Sen mıydın Işıl?! Ne oldu, neden aradın?" dedi samimi bir sesle. Fazla samimiydi sanki, ilk kez konuşuyorduk ve o, bu konuşma için fazlasıyla samimiydi.
"Bir işimiz düştü diyelim. Atacağım konuma gelirsin, orada konuşuruz." dedim ve telefonu yüzüne kapattım.
Direkt konum gönderdim ve beklemeye başladım. Tekrar odayı bir bildirim sesi kaplayınca kaşlarımı çatarak telefonuma baktım.
'053*** adlı kişiden bir yeni mesaj!'
053***; Tamam geliyorum ;)
Anlamıyorum, konumu gönderdim işte neyi uzatıyor ki şimdi?! Tekrar telefonumun ekranını kapattıktan sonra Emre ile sessizce beklemeye başladık, yarım saat sonra kapı çaldı.
Bölüm nasıldı?
Murat'ın samimiyeti hakkındaki düşünceleriniz neler?
Yeni bölümde görüşmek üzere🍀💚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ufak Bir Suçlama •TAMAMLANDI•
Random21 yaşındaki Işıl Karahan, bir gün arkadaşının ölümünden sorumlu tutuldu. Hakim Bey, 10 yıl hapis cezası verdi Işıl'a. Tüm gençliği yanmıştı, anlamı kalmamıştı genç olmanın. Fakat Işıl şanslıydı ki 2. yılda af çıkmıştı. İşte her şey af çıkmasından...