Ufak Bir Suçlama •TAMAMLANDI•

•Bölüm 10•

Oylamayı unutmayın.

10. Bölüm

Salonda tek davetli kalan, arka masalarda ki Emre ayağa kalktı ve alkışladı. En arkadan ağır ağır yanımıza doğru yürüdü, Tolga ve Buse'ye el sallarken.

"Doğruyu söylemem gerekirse hiç de mutluluklar falan dilemem valla!" dedi ve sırf Tolga ve Buse'yi sinir etmek için gülümsedi. Sinirden neredeyse birine zarar verecekti Tolga, ben de daha çok sinirlendirmek için konuştum.

"Sana bir abla tavsiyesi Buse..." dedim, Buse'nin karşısına geçip gelinliğinin askılarını düzelttim. "Tolga ne kadar bize bulaşsa bile sen rahat dur, üzülürsün!" dedim ve tekrar Emre'nin yanına geçtim.

"Ben üzülmem tatlım, sen kafanı yorma boşa." dedi Buse kendinden emin bir şekilde.

"Kalpsiz!" dedim, "Neden Tolga'yı seçtiğin belli oldu, ikiniz de kalpsizsiniz! Ayrıca her şeyin bir ilki olur tatlım, üzüleceksin!" diye ekledim.

"Sakin ol Işıl, sensin tamam. Kim şımatıyor seni, Emre falan herhalde." dedi gülerek. 

"Ben şımartıyorum ama şunu unutma, ne kadar şımarık olursa olsun, senden daha iyi tatlım!" dedi Emre. Buse gülerek kafasını onaylar şekilde salladı.

"Gidelim mi, sıkıldım ben." dedim. Emre beni başlı ile onayladıktan sonra birlikte arabaya doğru ilerledik. Arabaya binince bu sefer şarkı açmamıştı Emre. O sessizce arabayı sürüyordu, ben ise sessizce savaş veriyordum. İçimde büyük bir savaş veriyordum, şuana kadar gördüğüm, duyduğum, bildiğim en büyük savaş şuan benim tam olarak içimdeydi.

"Emre, cidden çok iyi bir insan. Onu ilk gördüğünde ona çıkma teklifi etmeliydin, fakat geç değil!" diyordu bir krallık. Benim kraliçesi olduğum krallık ise tam tersini söylüyordu. "Emre iyi bir insan ama seni arkadaştan farksız görüyor. Onu ilk gördüğünde ona çıkma teklifi etmeliydin, artık çok geç!" diyordu. Büyük bir çaatışmanın ardından benim krallığım savaşta karşı krallığı mağlup etmişti.

Eve gelmiştik, arabadan ikimizde indik ve binaya doğru sessizce yürümeye başladık, sekizinci kata çıktığımızda eve girdik. Hızlıca odama girdim ve pijamalarımı giydim.

1 Hafta Sonra...

         
Kapı çaldı, oturduğum koltuktan kalkıp kapıyı açtım. Etrafta kimse yoktu, sağa, sola ve aşağı baktım. Aşağıda duran zarfı görünce kaşlarım çatıldı. Eğilip yerde duran zarfı elime aldım, ayağa kalkıp kapıyı kapattım, içeri girip oturma odasına, Emre'nin yanına geldim. Emre'nin karşısına oturduğumda o da anlamaz gözlerle bana bakıyordu.

"Elindeki ne?" diye sordu Emre.

"Kapının önünde buldum. Hadi okuyalım." dedim, elimdeki zarfı açtım ve okumaya başladım.

"Biz evlendik! Buse ve ben senin zorlamalarına karşı evlendik! Hani demiştin ya Işıl, 'Mutlu olamazsınız!' diye, biz mutluyuz. Ben de bu mutlu haberi sana vermek istedim.

Tolga Yılmaz"

Şaşırmıştım ama fazla umursamadım, dediğim gibi mutlu olamayacaklar, eminim.

Yazarın anlatımıyla...

Tolga ve Buse evlenmişlerdi. Buse'nin kabarık, taşlı gelinliği ile adeta bir prensese benziyordu, yoksa kötü cadı mı demeliyim? Buse korkak bir kızdı ve ne kadar belli etmemeye çalışsa bile en çok korktuğu kişi Işıl Karahan'dı.

"Sana bir şey itiraf edeceğim Tolga." dedi Buse.

"Dinliyorum hayatım." dedi Tolga, sesi oldukça meraklıydı.

"Asya'yı ben öldürdüm!" dedi bencilce.

"Ne?! Doğru mu duydum?" dedi Tolga şaşırmış bir ifadeyle.

Tolga şaşkındı, Işıl ile Asya'yı öldürdüğü için ayrılmıştı fakat şimdi evlendiği kadının gerçek katil olduğunu öğreniyordu ve buna tahammül edemiyordu.

"Doğru duydun, ben yaptım!" Gülümsüyordu.

Buse anlamsızca gülümsüyordu, sanki anlattığı şeyler normalmiş gibi gülümsüyordu. Tolga, Buse'nin ruh hastası olduğunu düşünüyordu. Tolga, Buse'nin kolundan çekiştirmeye başladı.

"Yürü! Yürü gidiyoruz, polise her şeyi anlatacaksın!" diye bağırdı.

"Yürü!" diye tekrar bağırdı Tolga.

Buse hâlâ gülüyordu, Buse'nin bir psikopat olduğuna kanaat getirdi Tolga.

"O kadar kolay mı hayatım? Sen bunları söyledin diyelim, Danla ne olacak?" dedi sinsice. "Senin elinde hiç bir delil yok ama benim elimde kamera kayıtları var tatlım." diye ekledi.

"Allah kahretsin! Allah seni kahretsin Buse Kılıç! Boşanıyoruz!" diye bağırdı Tolga.

"Biz evliyiz, artık Buse Kılıç yok, Buse Yılmaz var." dedi Buse. "Ayrıca boşanmıyoruz. Sen mutlu olamayacaksın Tolga Yılmaz!" diye ekledi.

Işıl haklıydı, mutlu olamadılar...

Bölüm nasıldı?

Ben artık okuyucularıma okuyucularım demek istemiyorum ama aklıma da hiç bir şey gelmiyor. Aklıma gelen her şeyi başkaları söylüyor:(. Bana öneride bulunur musunuuzz?