•Bölüm 20•

103 57 43
                                    

Oylamayı unutmayın.

20. Bölüm

Etrafta kıza dair hiçbir şey gözükmüyordu. Sadece ben, Emre ve giden bir araba vardı. Siyah renkli, minibüs tarzında, son hız yol alan araba, dikattimi çekmişti doğrusu. Gözümü arabadan çekmeden dudaklarımı araladım.

"Arabaya bin Emre, gidiyoruz!" dedim arabaya doğru koşmaya başlamıştık. Koşarken "Sen sür!" diye bağırıp arabanın yanına doğru koşmaya devam ettim.

Yalnızca birkaç saniye süren bu koşumuzun sonunda Emre'nin yanına oturmuştum.

"Siyah arabayı takip et!" dedim Emre'ye dönüp. Siyah araba hâlâ gidiyordu. Ben ise telefonuma gelen iki bildirim ile telefonumu elime alıp bildirimlere baktım.

'Tolga adlı kişiden iki yeni mesaj!'

Tolga: Işıl bak, barışalım lütfen.

Tolga: Seviyorum ben seni

Siz: Ben seni sevmiyorum.

Siz: Seni istemiyorum.

Siz: Ben hapisteyken niye beni sevmiyordun?

Siz: Niye aldattın beni?

Tolga: O zaman iyi değildin, psikolojin bozuktu.

Tolga: Açıkçası aramıza mesafe koymak istedim.

Tolga: Ama aklımda hep sen vardın.

Siz: Buse ile olan düğününüzde mi?

Siz: Güldürme beni.

Siz: Cevap ver hadi.

Tolga: Anla artık, ben hariç kimse senden hoşlanmaz, sevgilin olmaz.

Siz: Komikmiş.

Siz: Sevgilim var ama, o ne olacak?

Tolga: Asıl bu komikmiş, kim?

Siz: Emre. Artık yazma bana, rahatsız etme beni!

Tolga: Emre ile sevgili olsan kaç yazar,bensiz sen bir hiçsin!

Siz: Sensiz ben bir hiç olduğum için mi Buse'yi sen hapise attırmadın da benden yardım istedin?

Tolga, son yazdığım mesaja cevap vermemişti, ben de çok takmadım kafama. Camdan etrafı izliyor, nereye gittiğimizi anlamlandırmaya çalışıyordum. Şiddetlenen yağmur sesi eşliğinde siyah arabayı takipimiz devam ediyordu.

Karanlık, ıssız bir ormandan geçiyorduk şimdi. Bu orman, tıpkı korku filmlerindeki gibiydi. İki genç bu ormana gelir, birisi kaybolur, diğeri ise mahvolur...

"Durdular!" Kulağımın yanından gelen ses ile gözlerimi camdan ayırdım. Evet, durmuşlardı. Ahşap bir kulübenin önüne siyah araba park edilmişti.

"Ne zaman iniyoruz?" Gözlerimi onlardan ayırmadan Emre'ye cevap verdim. "Birazdan!"

Ön koltuktan inen iki iri yarı adam, arka kapıya yönelmiş, kapıyı açmışlardı. Arabadan çıkarttıkları küçük kız korkmuşa benziyordu.

Ufak Bir Suçlama •TAMAMLANDI•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin