•Bölüm 6•

182 130 25
                                    

Oylamayı unutmayın.

6. Bölüm

Çöp tenekesinin tam yanında bir kum saati vardı, biraz daha yaklaştım. Her kum saati benim aldığım değildi sonuçta, eğilip kum saatini elime aldım, altına baktım. 'Tolga' yazıyordu, hissettiğim tek duygu hayal kırıklığıydı. Yaşadığımız anıları hiçe saymış lakin kum saatini çöpe atmamış, çöpün kenarına koymuştu. Bitiremediği işi bitirdim, kum saatini çöpe attım. Bizim için hep hayat böyle ilerlerdi eskiden, Tolga bir şey yapamaz, yarıda bırakırdı, ben ise o yarım kalan işi bitirirdim.

Kum saatini çöpe atmamın ise belli bir sebebi yoktu, sadece canım öyle istemişti. 'Bundan sonra böyle olacak...' diye geçirdim içimden, 'Canım nasıl isterse!' diye ekledim. Çöpü atıp çöp kutusuna sırtımı döndüm, arkama bakmadan eve gitmeye başladım. Sanki arkama baksam, Tolga'ya yeni bir şans vermişim, Tolga'nın yaptıklarını unutmuşum gibi hissedecektim. Bu yüzden bakmadım arkama, bakamadım...

Eve gittiğimde kapıyı çaldım hızla. Emre kapıyı açtı, içeriye girdim, Danla ortalıkta gözükmüyordu.

"Danla nerede?" diye sorduğumda Emre'nin kaşları çatılmış, anlamaz bir ifadeyle suratıma bakıyordu.

"Danla, seninle değil miydi?" dedi, Danla evden çıkıp bir yere gitmişti ama bize haber vermemişti.

"H-hayır!" dedim, Danla ikimizin de bilmediği bir yerdeydi ve bu benim kekelememe sebep oluyordu.

"Arasak?" dedi Emre, başka bir insan için düşünürsek mantıklı bir fikirdi bu, fakat konu Danla ise, durum çok farklıydı.

"Danla eğer sana veya bana haber vermediyse, telefonlarını da açmaz." dedim.

"Olsun, şansını dene. Sen ararken dışarıya çıkıp arayalım onu iyice." dedi Emre. Başımla onu onayladım, birlikte dışarı çıktık, arabayı kullanmadan ayrılarak aradık Danla'yı. Ben o sırada telefon ile de Danla'yı arıyordum, fakat tahmin ettiğim gibi meşgul çalıyordu.

Ben sahile gidiyordum, Emre ise hep gittiğimiz kafeye gidiyordu. Sahile girdiğim sıra telefonuma bir bildirim geldi. Cebimdeki telefonu elime alıp bildirime baktım.

'Emre kişisinden bir yeni mesaj!'

Emre: Hiçbir yerde yok, nerede bu kız? Aklıma da bir yer gelmiyor, nereye bakayım?

Siz: Tuğçe'yi ara, belki yanındadır. Ben sahile iniyorum, haber veririm.

Emre: Tamam, haber bekliyorum.

Telefonu kapatıp sahile gittim, bakmam gereken upuzun bir yol vardı. Uzun yolda yürüdükten sonra çimenlik alanlara da göz gezdirdim, son olarak belki deniz kenarına inmiştir diye deniz kenarına indim ama yoktu. Emre'ye mesaj attım.

Siz: Her yere baktım ama yok. Sen Tuğçe'yi aradın mı?

Emre: Aradım, son bir haftadır görmemiş onu. Onun da haberi yok yani.

Siz: Emre, aklıma bir yer geldi.

Emre: Neresi?

Siz: Eve geç hemen, araban ile gidelim. Tolga'nın evine gitmiş olma ihtimali yüzde kaç?

Emre: %90 hadi, hızlı bir şekilde eve gel.

Siz: Geliyorum.

Yazarın anlatımıyla...

Kapı çaldı, Buse duş alıyordu, bu nedenle kapıyı Tolga açtı. Gelen kişi Danla'ydı, Tolga şaşırmıştı, Danla'nın geldiğine değil, Danla'nın tek geldiğine şaşırmıştı.

"Konuşmak istiyorum." Danla, en sakin hâliyle söylemişti bunu. Tolga bu sakinliğine kanarak onu içeriye aldı. Oturma odasında Tolga tekli, Danla ise ikili koltuğa oturmuştu.

"Asya'yı sen öldürdün, değil mi? Öldürdün ve vicdanın el vermediği için Işıl ile ayrıldın." dedi Danla, bu Tolga'yı şok etmeye yetmişti. Tolga, Danla'nın bu düşünceleri karşısında ciddi anlamda bir şok geçirmişti.

"Ne?! İkimiz de biliyoruz ki suçlu Işıl! Cezasını en şekilde de çekti, daha fazlasını hak ediyordu." Tolga'nın bu sözlerini duyan Danla kalkıp Tolga'ya sert bir tokat attı.

"Gidip Buse'ye her şeyi senin yaptığını anlatacağım." dedi Danla.

"Ben bir şey yapmadım!"

"Kanıtın nerede o zaman, gidiyorum!"

Tolga sehpanın üzerinde duran meyve bıçağını eliyle iyice kavradı ve Buse'nin yanına giden Danla'nın önüne geçip bıçağı karnının sol üst bölgesine sapladı. Danla yere yığıldı, bilincini kaybetmemişti ama kıpırdayamıyordu. Kıpırdamaya gücü kalmamıştı, gözünden akan tek yaş ile kapattı gözlerini.

Etraf kana bulaşıyordu, konuşabiliyordu, istese bunu başarabilirdi. Fakat bunu istemiyordu, bunu yapmak istemiyordu.

Bölüm nasıldı?

Bu bölümün kısalığı için üzgünüm ilk olarak, gerçekten bolca detay vermeye çalıştım, eski hatalarımı bolca düzeltmeye çalıştım ama 300 küsür kelimeden 500 küsür kelimeye çıkartabildim. Önceki bölümlerin hepsi 1000+ kelimeyken bu kısa bölüm için üzgünüm.

Sizce Tolga'nın yaptığı hareket nasıldı, siz olsaydınız ne yapardınız?

Danla'nın geldiği hâl ile ilgili düşünceleriniz neler?

Sizce Danla ölecek mi?

Bir sonraki bölümde görüşürüz.

-Ben hâlâ köydeyim ve o kadar sıkıldım ki bugün düzenlediğim ikinci bölüm:/ Ama olsuun, ben sizinle satırların arasında, yorumlarınızla buluşmayı, yorumlarınızı okumayı çok seviyorum. Size söz, eski aktifliğime döneyim, tüm yorumlarınızı okuyacağım.-

Not; Lütfen yorumlarda fazla küfür etmeyiniz, bir küfüre bir şey demiyorum, görmezden geliyorum, fakat bazıları ondan fazla küfür yazıyor bir yorumun içinde. O yorumları silmek zorunda kalıyorum maalesef

Ufak Bir Suçlama •TAMAMLANDI•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin