Oylamayı unutmayın.
13. Bölüm
Hızlı adımlarla kapıya doğru ilerlerken arkamdan gelen Emre'ye karşı sebepsizce gülümsedim, ona fark ettirmeden. Kapıyı açınca görüdüğüm manzara ile şok olmuştum, karşımda iki kişi duruyordu, avukat ve babam...
"Baba?" dedim şaşırmış bir şekilde.
"Kızım, neler olduğunu merak ettim, bir arkadaşımın yanına gelmiştim, gelmişken seni göreyim dedim." dedi, bende ciddi ciddi sırf merak ettiği için Manisa'dan İstanbul'a geldiğini düşünmüştüm başlarda, sözünü bitirdiği an daha mantıklı gelmişti her şey.
"Peki... İçeri geçin." dedim, avukat da babam da oturma odasına girdi. Emre ve ben de onların hemen arkasından oturma odasına girdiğimiz an şaşıran taraf babam olmuştu bu kez.
"Bu çocuğun ne işi var bu evde?" dedi babam gözleri ile Emre'yi işaret ederken. Sesi, şaşkınlık ile öfke arasında çıkıyordu.
"Emre benim ev arkadaşım!" dedim sessiz bir ses tonu ile. Babam Emre'yi süzmeye başladı, pek haz etmezdi Emre'den. İkimiz de babam ile avukatın karşısındaki koltuğa oturduğumuz da babama 'Gördün işte baba!' bakışı attım. Babam bu bakışlarımı anlamış olacak ki oturduğu yerden ayağa kalktı.
"Neyse kızım, ben gideyim." dedi ve oturma odasından çıkıp kapıya doğru ilerledi.
Babamın arkasından kapıya doğru ilerlediğim sırada babam evden çıkmış, binanın içinden bana bakıyordu.
"Kızım, Emre ile fazla yakın olmayın! Evin mi yok? Baban ne güne duruyor, güzel bir ev alırım sana?" dedi çaresizce.
"Emre benim arkadaşım! Ayrıca benim zaten eve ihtiyacım olsa gider alırım, ben arkadaşım ile aynı çatı altında kalmak istiyorum!" dedim kapıyı kapatırken.
Emre ve avukatın yanına gittim tekrar, Emre'nin yanına, avukatın karşısına oturdum.
"Evet, Murat Bey, buraya gelme sebebinize geçelim isterseniz." dedim.
"Geçelim Işıl'cığım, neden buradayım ben?" dedi heyecanlı bir ses tonu ile.
"Fazla samimiyete gerek yok Murat Bey. Buraya gelme sebebiniz şu, benim arkadaşım Asya, iki yıl önce, 4 Mart günü vefat etti. Asya Yavuz... Hatırladınız mı?" dedim kendimden emin bir şekilde.
"Evet, hatırladım Işıl. Senin suçlu olarak yargılandığın, hatta iki yıl ceza çektiğin mahkeme, değil mi? Fakat bu mevzuyu kapatalı iki yıl oldu. Bir sorun mu var?" dedi kaşları çatılmış bir şekilde. Bu sefer konuşan taraf Emre olmuştu.
"Evet, Işıl'ın yargılandığı mahkeme, fakat onun yargılanması onu suçlu kılmaz, öyle değil mi? Ayrıca bu mevzu kapanmadı, çünkü daha katili bulamadınız." dedi gözlerini bana çevirerek.
"Peki... Katil kim o hâlde? Bir başkasının katil olduğunu iddia ediyorsanız elinizde kanıtınız olması gerekiyor." dedi.
"Bir sussanız, anlatacağım!" dedim, avukatı sert ve kararlı bakışlarımdan mahsun bırakmayarak. Murat Bey sustu.
"Buse Yılmaz... Katilimiz bu, henüz bir kanıtımız yok fakat Tolga Yılmaz'a, yani eşine itiraf etmiş. Bu mevzuyu tekrardan soruşturmanızı istiyorum sizden." dedim.
"Tabi ki Işıl. Sen nasıl istersen, bu işi soruşturacağım. Fakat siz de şunu unutmayın, adalet söylentilere inanmaz, adalet kanıt gerektirir. Kanıtı bulun!" dedi ve oturduğu koltuktan ayağa kalktı. "Ben kalkayım, Emre Bey, sizde gelin isterseniz. Işıl rahat etsin." diye ekledi.
"Işıl'ın benden rahatsız olacağını hiç düşünmüyorum. Hem, burası ikimizin evi... Siz gidin Murat Bey, bir şey bulursanız haber edersiniz. Ben geçireyim sizi." dedi ve Murat Bey'e kapıya kadar eşlik etti. Emre, avukatı evden çıkartınca hemen elime telefonumu alıp Tolga'yı aradım.
"Tolga, avukat buldum, yarın buluşalım. İki yıl önce hep gittiğimiz kafeye gel, detayları orada anlatırım. Görüşürüz!" dedim hızlıca.
"Görüşürüz..." dedi ve telefonu suratına kapattım.
Bu sırada Emre'de karşımdaki koltuğa oturmuş, televizyon izliyordu. Odama gidip her zamanki lacivert pijama takımımı giydim ve Emre'ye "İyi geceler!" diye bağırmayı ihmal etmedim. Yatağıma uzanıp biraz telefonla ilgilendikten sonra telefonumu yatağımın yanına, şarja taktım ve gözlerimi sıkıca kapatıp uyumaya çalıştım. Hâlâ Asya'yı düşünüyordum, fakat Danla'da kafama takılmamış değildi. Birkaç dakika sonra kendimi uykunun sıcak ve kara delik misali beni çeken kollarına teslim ettim.
Bölüm nasıl?
Yorumlarınızı bekliyorummmm.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ufak Bir Suçlama •TAMAMLANDI•
Random21 yaşındaki Işıl Karahan, bir gün arkadaşının ölümünden sorumlu tutuldu. Hakim Bey, 10 yıl hapis cezası verdi Işıl'a. Tüm gençliği yanmıştı, anlamı kalmamıştı genç olmanın. Fakat Işıl şanslıydı ki 2. yılda af çıkmıştı. İşte her şey af çıkmasından...