Bölüm 14:RÜZGAR VE HUZUR.

79 33 15
                                    

Kahvaltı masamızı el ele verip hazırladık.Kahvaltımızı yaptıktan sonra bir şeyler yapmaya karar verdik.Pikniğe gidecektik.Bugün Rüzgar'ın evimizki son tatiliydi.Yarın işe gidecekti.Bizde bu günü değerlendirmek istedik.Evimizi biraz topladıktan sonra,piknik için yiyecekler hazırlamaya başladım.Arkadan Rüzgar'ın sesi geldi;

"Hayatım eğer istersen Mert'i de çağıralım mı?"

"Olur bitanem sen istersen tabiki çağıralım.Benim için sorun yok,hem tanışmış oluruz."

"O zaman ben hemen mesaj atıyorum."

"Tamamdır canım."

Rüzgar,Mert ile konuşurken bende yiyecekleri hazırlamaya devam ettim.Son dakikaya kadar Mert'in kız arkadaş'ının geleceğinden haberimiz yoktu.Arabaya herşeyi yerleştirmiştik,tam ön koltuğa oturduğum sırada Mert,Rüzgara şöyle bir mesaj attı;

"Kardeşim sana söylemeyi unutmuşum.Kusura bakma kız arkadaşım da gelecek sizin için bir sorun olur mu?"

Ne yani,kız arkadaşı'nın geleceğini nasıl unutabilirdi...

Tabiki bizim için sorun olmazdı,ama son dakika kız arkadaş'ını söylemesi şüphe duyduruyordu.Yinede sesimi çıkarmadım.En azından tek kız olmazdım.

"Hayatım benim için sorun yok,ama düşündürttürmedi değil."

"Canım istersen bir işimiz çıktığını söyleyelim,gitmek zorunda değiliz.Sen ne istersen onu yapabiliriz."

"Yok,gidelim bakalım bi tanışalım."

Orman tarzında yemyeşil bir piknik alanına gidecektik.Yolda gidene kadar çalan müziklerin kelimelerinde kendimizi bulduk.Ellerimizi birbirinden hiç ayırmıyorduk.Yaklaşık bir yarım saat'in sonunda piknik yapacağımız alana ulaşmıştık.Mert ile kız arkadaşı henüz gelmemişti.Biz,onları beklemeden güzelce getirdiklerimizi masaya yerleştirdik.Buradaki,ağaçlar çok huzur veriyordu,insan'ın içine huzur doluyordu sanki...

"Canım Mertler geldi."

Mert gelir gelmez Rüzgar'a doğru hızlı adımlarla ilerledi.Kız arkadaşı o kadar açık şeyler giyinmişti ki,neredeyse hiç kapalı bir yeri yoktu.Altına kot renginde bir şort,üstüne de crop giymişti.Crop'un üzerine'de incecik,kısacık bir yağmurluk giymişti.İçim pek ısınamamıştı,ama hiç bir şey belli etmedim.

"Kardeşimm benimm özlemişimm."

"Bende seni öyle kardeşim.Hiç değişmemişsin."

"Sen çok değişmişsin kardeşim.Yengemiz hayatına girince bir gözlerin parlamaya başlamış."

"Ahu yanımda olduğu zaman hep öyle oluyor kardeşim.O yanımdayken,ister istemez sürekli gülüyorum.Varlığı bile huzur veriyor."Belimden ,kendine doğru yaklaştırıp alnıma bir öpücük koydu.

"Ne güzel kardeşim benim.Tanıştırayım sizi.Sevgilim Ahsen."

Elimi Ahsen'e doğru uzatıp;

"Tanıştığımıza memnun oldum Ahsen, bende Ahu."

"Bende memnun oldum."

Elini benden çekip Rüzgar'a doğru uzattı.

"Merhaba!"

Rüzgar elini tutmadan;

"Merhaba yenge."

Rüzgar'ın elini tutmamasına bozulmuş gibiydi.Anlam veremeyerek konuyu uzatmadım.Sonuçta Mert'in sevgilisiydi.Yanında sevgilisi varken,üstelik karşısındaki evli birisiyken,aynı zamanda karısı'da yanında olduğu için kötü şeyler düşünmek istemedim.Rüzgar'a birşeyler belli etmeden masaya doğru ilerledim.Tam Rüzgar'ın yanına oturacaktım,ama ben oturmadan Ahsen,Rüzgar'ın yanına oturdu.

"Ahu'cum karşılıklı oturalım istedim.Sende Mert'in yanına otur istersen."

Bu sefer de altında birşey aramadan dediğini yapıp,Mert'in yanına oturdum.Üstünde sanki gerçekten birşey varmış gibi Rüzgar'a doğru çok sıcak diye üstündekileri dahada açıyordu.Bu durumdan çok rahatsız olsam bile, yanında sevgilisi var diye konduramıyordum.Ahsen'e gözlerimi diktiğim sırada Mert bize dönüp konuşmaya başladı.

"Kardeşim yarın bana gelsenize,otururuz,yemek falan yeriz ne dersiniz?"

Ahsen'in sanki gözleri parlamıştı.

"Hayatım, hepiniz yarın bana gelin.Size güzel bir masa kurayım.Ne dersin Rüzgar,olur mu?"

Kız Rüzgar'a karşı o kadar yapmacık duruyordu ki.Birşey dememek için kendimi zor tutuyordum.Sırf ilk tanışma diye susacaktım.Rüzgar tabiki her zaman yaptığı gibi söz hakkını bana bıraktı.

"Bende Ahu'm ne derse o kardeşim valla,bizde kararları karım verir."

Rüzgar'ın söz hakkını bana vermesi o kadar hoşuma gidiyordu ki,çok güzel bir histi bu.

"Hayatım istersen akşam evimizde konuşalım,o şekilde haber veririz."

"Tabiki bitanem sen ne dersen."

Rüzgar bana her iltifat ettiğinde Ahsen'in yüzü yerlere düşüyordu.Rüzgar'a karşı konduramadığım bir yakınlık peşindeydi.Ne yapmaya çalışıyordu?Derdi neydi?

Yaklaşık bir buçuk saat oturduktan sonra,eşylarımızı toplayıp vedalaştık.Araba'da on dakika sessizce düşünmüştüm.Rüzgar'ın sevgilim demesiyle bir anda sıçradım.Rüzgar hemen elini elimin üzerine koydu.

"Sevgilim iyi misin?"

"İyiyim hayatım dalmışım,korktum bir an."

"Ne düşünüyordun bitanem."

"Hiç bişey canım.Dalmışım öyle."

"Tamam sevgilim."

Uzatmamıştı.Sinir bozucu bir günün ardından evimize girmiştik.Kedimiz bugün evde tek başına kalmıştı.Onuda çom götürmek istemiştim aslında,ama daha çok küçüktü.Evde durması sağlığı için çok daha iyi bir karardı.Sürekli miyavlıyordu.Karnı acıkmış olmalıydı.Hemen süt tozunu yapıp kediye içirdim.Süt tozunu içtikten sonra, yatağına bıraktık.Karnı doyunca keyfi o kadar yerine gelmişti ki,çok enerji doluydu.Kedinin odasından çıktıktan sonra Rüzgar;

"Hayatım kahve yapıp,balkon'da oturalım mı?"

"Olur canım.Sen yap ben üstümü değiştirip geleyim."

Üst kata doğru ilerledim.Üstüme geceliklerimi giyip tekrar aşağı kata indim.Rüzgar,kahvelerimizi yapıp balkona çıkmıştı bile.Evet yine tahmin ettiğiniz gibi,balkonumuz da led ışıklarla doluydu.Ağaçlar kadar led'ler de çok huzur veriyordu.Bir elimle kahvemi yudumlarken,bir elimle de Rüzgar'ın ellini tutuyordum.Benim için huzur Rüzgar'dan ibaretti.Rüzgar ve led ışıklar...

AŞK'IN DOĞUŞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin