Birine aşık olduğunda o kişi senin bir parçan haline gelir.Yaptığın her şeyde o vardır.İçine çektiğin havada,içtiğin suda,damarlarında akan kanda bile o vardır.Dokunuşu teninde kalır,sesi kulaklarında,düşünceleri zihninde.Güzel rüyaları seninde rüyalarındır.Kusurlarını,karanlık sularını bilirsin ve bu seni korkutup kaçırmaz.Aksine öyle oldukları için daha çok seversin,çünkü mükemmel istemezsin onu istersin.Onunla yaşamak,onunla gelecek,onunla çocuk istersin.Ben bu isteğimi gerçekleştirdim.Çocuğumuz olacaktı.İkimizin canından,kanından bir birey olacaktı.Yavrumuz olacaktı.Bir tane miniğimiz vardı,kedimiz...Ama evlat başkaydı.Evlat candı,ciğerdi,kanındandı,canı yansa canın acırdı,ağlasa ağlardın,gülse sen daha çok gülerdin.Ben bu hisleri hiç yaşayamadım.Hiç ağladığımda ağlayan bir annem,canım yansa canı yanan bir annem,gülsem gülen bir annem yoktu.Bedeni elbette vardı,ama ben varlığını hissedemiyordum.Ben hiç doğum günümü kutlamadım.17 Ocak doğduğum gündü ama ben doğduğum günün varlığını bile unutacak dereceye gelmiştim.Kimse kutlamazdı,kimse pasta almazdı...
Annem doğum günüm olduğu zaman bir sürü çeşit yemek hazırlayamazdı.Paramız yok kızım derdi.Paramız hiç var olmadı bizim.Ne benim doğum günüm kutlandı,ne de vücudumdaki morluklar son buldu.Benim doğum günü hediyemi babam hep kendi elleriyle verirdi.Dayaklar,morluklar,acılar benim hediyelerimdi...
Bir insan evladım dediği kişiye böyle yapmamalı, dövmemeli,hep yanında olmalı,aile deniliyorsa o aile kavramı hissettirilmeli.Çocuklar şımartılmalı,ne kadar imkan varsa o kadar şımartılmalı,bir şeyler için kısıtlanılmamalı,verdiği kararlara saygı duyulmalı.Benim çocukluğum olmasa bile bebeğim asla öyle şeyler yaşamayacaktı,yaşatmayacaktım...Evimize geldiğimizde,aklımıza hiç takılmayan bir soru geldi...
Bana kim çarpmıştı?
Yüzünü görmemiştim,sadece kırmızı araba olduğunu biliyordum.Bununla da kim olduğunu tabiki bilemezdik.Bir anda aklıma bir isim geldi,Ahsen...
"Ahsen olabilir mi bana çarpan?"
"Bitanem neden böyle bir şey yapsın,bana söylemediğin bir şeyler mi var?"
Rüzgar'a,Ahsen'in odasında gördüklerimi söyleyemezdim,söylememeliydim.
"Yok hayır sadece onun da kırmızıydı galiba arabası."
Çok akıllısın sen yani Ahu gerçekten sanki tek Ahsen'de var ya kırmızı araba.Daha mantıklı bir şey söyleyemedin yani.
"Yani onun arabasının plakası gibi geldi o yüzden öyle demiştim."
Sus Ahu sus!
Konuştukça daha da batırıyorsun."Arabası'nın plakası mı?"Rüzgar şaşırmış,anlam vermeyen bakışlarla bana doğru bakıyordu.
"Güzelim plakayı ne zaman gördün ki?"
"Şey öyle bir kere bakmıştım, aklımda kalmış galiba."
"Biz neden bunları konuşuyoruz Rüzgar,boşversene.
Bebeğimiz olacak bizim!
Anne-baba olacağız biz!""Doğru söylüyorsun güzelim.Hala çok heyecanlıyım,hala bebeğimiz olacağına inanamıyorum."diyerek gözleri yaşardı.
Ellerim ile başını omzuma yasladım.Ellerim saçlarının arasında dolaşırken,Rüzgar karnımı sevmeye başladı."
"Güzel oğlumm,çabucak gel!"
"Oğlum mu?"
"Öyle hissettim,bence erkek olacak!"Rüzgar konuşmaya devam etti.
"Oğlumuz olursa ismi Can,kızımız olursa Ada olsun olur mu güzelim?"Başına bir öpücük kondurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK'IN DOĞUŞU
Teen FictionEllerim hala kalbimdeydi.Bu ev benim evimdi.Bu adam benim evim olacaktı.Ve o yanımda olduğu sürece ben hep iyileşecektim,hep iyi olarak kalacaktım.Ben Ahu,bu benim Rüzgar'ıma kavuşma hikayem..."