Bölüm 22:KAR KÜRELERİ.

45 13 8
                                    

Ne kadar uzakta olursan ol;
En fazla gözüm görmez,
kokunu hissedemem,
sırf bu yüzden daha çok özlerim,
daha çok gelirsin aklıma,
daha başka bir türlü severim seni.
Senden vazgeçmem mümkün değil.
Bir gün bile mümkün değil,bir an bile değil.

Sinemadan sonra eve girdiğimizde oturmak istemiyordum.Kurabiye yapmak istiyordum.Bir sürü kurabiyeler yapıp,yetiştirme yurtlarına götürmek istiyordum.Bebeğimi kaybetmiş olabilirdim,ama o kadar sahipsiz çocuk vardı ki...

Kendi çocuğum gibi sevecektim onları.Sahip çıkacaktım onlara.Hepsini evimize alamazdık belki ama evimize almadan da ev olacaktık onlara.Bu fikrimi Rüzgar ile de paylaşacaktım.Eminim ki çok sevinecekti oda.Birlikte yaklaşık yarım saat boyunca bu konuyu konuştuğumuz sırada,sabah erkenden alışverişe çıkmaya karar verdik.

"Şimdi de kurabiyeler yapalım mı?"

"Güzelim benim tabiki!"

Mutfağa doğru ilerledik.Bir sürü birbirinden güzel kurabiyeler yapacaktık.Kurabiyeleri yapmaya başladığımız sırada,zil sesi duyuldu.Kapıyı açtığım sırada karşımda gördüğüm manzara beni sinirlendirmişti.Mert gelmişti...
Üstelik o kadar sarhoştu ki,sarhoşluğundan ne yaptığını bilmiyordu.

"Ahu sen bu kadar güzel miydin?"

"Kendine gel Mert."

"Sana gelsem olmaz mı?"

"Ne diyorsun sen ya?"diye bağırdığım sırada,Rüzgar'ın Merte kafa atmasıyla,benim bağırmam bir olmuştu.Hiç bir şey demeden kapıyı kapattığı sırada;

"Güzelim sen kurabiyeleri yapmaya devam et,ben hemen geliyorum."

Konuşmamı beklemeden,apartmana doğru çıktı.Mert'i de aldıktan sonra aşağıya doğru indi.Bağırış sesleriyle balkona yöneldiğim sırada,Rüzgar Mert'e yumruk atarak bağırıyordu.O an hiçbir şey düşünmeden aşağıya doğru koşarak indim.

"Rüzgar dur,"dediğim sırada bana doğru çevirdi kafasını.

"Napıyorsun sen Rüzgar,öldüreceksin"

"Benim karıma,bizim evimizin önünde,bizim apartmanımızda böyle kelimeler kullanacak bende susacak mıyım?"

"Evet bizim evimiz,bizim apartmanımız ama bunu yapmanı gerektirmezdi.Hiçbir şey seni bu duruma getirmemeliydi.Öldüresiye dövmeni gerektirmemeliydi Rüzgar."

Benim böyle bir duruma şahit olmama üzülmüştü,ama hiçte pişman görünmüyordu.Rüzgar'ı da alıp eve doğru çıktığımız sırada,hiçbir şey söylemeden kurabiyeleri yapmaya devam ettim.Arkamdan geldi.Belimde ellerini birleştirdiği sırada,boynumdan öpmeye başladı.

"Özür dilerim,o anı gördüğün için çok özür dilerim."

"Mert'e bir şey olsaydı ne olacaktı Rüzgar?"sözüme devam ettim.

"Ya senide kaybetseydim ne olacaktı söylesene?"gözyaşlarım istemsizce akmaya başladı.Çok üzülmüştüm,çok etkilenmiştim.Rüzgar başını öne eğerek içeriye doğru ilerledi.Kurabiyeleri tamamen bitirip fırına koyduktan sonra Rüzgar'ın yanına doğru ilerledim.Balkonda başını ellerinin arasına almış halde düşünüyordu.Ses yapmadan yanına doğru oturdum.Elime bacağına koyduğumda gözleri gözlerime değdi.O kadar güzel bakıyordu ki,gelde küs kal şimdi diyordu içim.

"Hadi gel birlikte kurabiyeler için paketler hazırlayalım."

"Özür dilerim..."

"Özür dileme."

"Çok özür dilerim."

O an sadece sarıldım.Seni hiç bırakmayacağım dercesine sarıldım.

Aşk bir kelebek gibidir,anlamayan bir günlük ömür gibi,anlayana ise bir ömürlüktür.

AŞK'IN DOĞUŞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin