Gecenin köründe telefonuna gelen mesaj ile aldatıldığını öğrenen, Devin. Hesaplaşmak için, gelen konuma gider.
Fakat motor çetesinin lideri Göktuğ. Yüzünü gizler ve Devin'e intikam almayı teklif eder.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Başımda olan ağrıya rağmen gözlerimi yavaşça açtım. Ağzımda ki baskıya karşılık kaşlarımı çattım. Bant?
Doğru, biz kaçırıldık. Göktuğ'u aradı gözlerim. Yanımda olan sandalyenin üzerinde kolları ve ayakları bağlı bir şekilde duruyordu. Kendime baktığımda, aynı şekilde olduğumuzu fark ettim. İp ile kollarımı ve ayaklarımı bağlamışlardı. Ağzımızda da bir bant vardı.
Tekrardan Göktuğ'a döndüm. Yeri izliyordu. Ne düşündüğü hakkında bir bilgim yoktu. Ağzımda olan banta inat konuşmaya çalıştım. Çıkardığım sesten dolayı anında kafasını bana çevirdi. Şirince gülümsedim.
Ne yani bant var diye gülüşümüzden mi olalım? O sinirliydi, aynı zamanda yüzünde bir endişe vardı. Fakat beni görünce endişesi gitmişti. Öldüm falan mı sandı acaba?
Ee kim kaçırmıştı bizi? Ne zaman gelecekti padişahlar? Kapı sesi duyunca, gözlerim kapıyı aradı anında. Büyük bir kapı çarptı gözüme o açılmıştı. Burası boş bir depoydu. Ve en ufak ses yankı yapıyordu. Kapıdan iki kişi girdi.
Biri Bulut, diğeri ünlü iş adamı Kadir Kılıç.
Yuh be, bu adam kaçıracak başka birini mi bulamadı? Bulut ile ne işi vardı? Ayrıca niye bizi kaçırmışlardı? Göktuğdan gelen sesler ile ona döndüm. Bir şeyler söylüyordu. Fakat ağzında olan bant buna engel oluyordu. Tanıyor muydu Kadir Kılıç'ı?
"Ooo bizim uyuyan güzel uyanmış." Bulut'un iğrenç sesi ile onu inceledim. Yüzünde ki yaralar yavaş yavaş iyileşmişti. Abimin yaptığı dövme de gitmişti. Oysaki çok yakışmıştı yüzüne. Abim geçici olduğunu söylemişti zaten. Onun vücudunda bıraktığım bıçak yarası hep üzerinde olacaktı. Onu şu an göremesem de, iyi olmadığını biliyordum. Hemen iyileşmezdi bence.
"Yine kaçtın elimden, ama daha güzel bir süpriz hazırladım sana." O adamın konuşması ile ona baktım. Gülümseyerek Göktuğ'a bakıyordu. Hayırdır amca derdin ne?
"Aa, böyle olmuyor biraz sizde sohbete katılın." Diyerek yanımıza yaklaştı Bulut. O adam da biraz yaklaşmıştı. Bulut Göktuğ'un ağzında olan bantı sertçe çekti. Göktuğ ifadesiz bir şekilde ona baktı.
"Canımı acıtabileceğini falan mı düşündün?" Diye sordu anında. Bulut güldü.
"Öyle değil de, başka yöntemlerim var. Canını acıtmak için." İkisi de birbirine meydan okuyan bakışlar atıyordu. Bulut benim ağzımda olan bantı da sertçe çekti.
Hay ağzına tükürdüğümün ibnesi! Elim ile ağzımı tutacaktım ki, bağlı olduğunu hatırladım.
"Ee, ne gibi eğlenceler yapalım istersiniz?" Göktuğ, ufak bir küfür etti.
"Eğlence istiyorsan parka gidebilirsin." Dedim. Bulut bana bakarak gülümsedi.
"Benim üstümde bıraktığın güzel izi hatırladım şimdi canım." İçimi korku sarmıştı. Ne yani banada mı iz yapacaktı?
