"Uyanana kadar tehlikesi geçmiş değil. Bir an önce uyanmasına bakın. Onunla konuşabilirsiniz." Doktor konuşmasını bitirince hızla öne atıldım.
"Ben! Ben konuşabilir miyim onunla?" Doktor gülümsedi ve kafa salladı. Diğerlerine baktığımda kafa sallayıp beni onayladılar. Belki onlar da girmek isterdi.
"Hemşire hanım sizi hazırlasın. En fazla 30 dakika kalabilirsiniz." Kafamı sallayıp doktoru takip ettim. Bir odaya geldiğimizde hemşirenin yanına geçtim. Mavi bir kumaş ve bone takmıştı. Bir de maske vermişti bana.
"Bunuda takın." Dediğinde taktım maskeyi.
"Girebilirsiniz artık." Onaylayıp hızlıca odadan çıktım ve Göktuğ'un odasına daldım hızlıca. Derin bir nefes alıp kapıyı kapattım. Camın önünde bakan Çağatay'ı görünce perdeyi kapattım. Çok fazla ağlamıştım ve artık görmelerini istemiyordum. Göktuğ'un yanında olan koltuğa oturup elini tuttum. Yaralar dolu olan elini tuttum.
"Göktuğ." Dedim seslenerek. Bir cevap alacakmışım gibi. Kalkıp her şeyin şaka olduğunu söyleyecek gibi.
"Uyanmalısın, fazla yalnız hissediyorum kendimi. Yokluğunda kalbim acıyor. Bu kadar kısa sürede nasıl alıştım? Nasıl bağlandım bilmiyorum. Ama ciddiyim özledim seni. Sensiz 3.günüm. Hani diyorum bazen 'keşke daha önce karşıma çıksaydı.' Uyanmazsan." Dediğimde anında sustum.
"Uyanırsın sevgilim." Elini okşayıp yüzünü izledim.
"Zamanım kısıtlı ve çok konuşup başını şişirdim değil mi?" Diyerek kıkırdadım. Cevap alamadan kendini anlatmak çok zordu. Bir cevap, bir hareket bekliyordu insan. Elimi kaldırıp yanağını okşadım.
"Çok zarar görmüşsün. Yaralarını sararım. Lütfen uyan." Sessizce fısıldayıp gözyaşlarımı tutamadım. Fazla ağlıyordum. Ben ağlak bir insan değildim. Böyle yapınca Göktuğ üzülüyor mudur acaba? Elinin üstüne başımı koydum.
En azından yanındaydım. En azından yanımdaydı.
"Sen, kullanılıp çöpe atılacak bir yara bandı değilsin Devin. Yanımda olduğun sürece de kanayan bir yaram yok." Hızla başımı kaldırdım. Şaşkın gözlerle, bana bakan mavilere bakıyordum. Ağlamam anında kesilmişti.
"Göktuğ!" Diye bağırdım ayarıma sahip çıkamayıp. Gülüp kafasını geriye attı.
"E hadi bir sarıl, çok özledim uyurken." Anında ayağa kalkıp ona sarıldım. Eğilmekten sırtım kopmuştu ama önemi yoktu.
"Zaten rüyalarıma da gelmedin." Diye söylendi. Ben gülmeye başlamıştım. Gülmem durmuyordu. Göktuğ'dan ayrılıp yanaklarını öptüm. Oksijen maskesi biraz zorluk çıkartsa da önemli değildi.
"Doktoru çağırmam lazım." Dedim heyecanla. Göktuğ gülümseyerek beni izliyordu. Rüya mı diye düşündüm.
"Bana bir cimcik atsana." Dediğimde daha çok güldü. Ama canı acımış olacak ki yüzünü buruşturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Motorcu Güzeli | Yarı Texting (DÜZENLENİYOR)
Teen FictionGecenin köründe telefonuna gelen mesaj ile aldatıldığını öğrenen, Devin. Hesaplaşmak için, gelen konuma gider. Fakat motor çetesinin lideri Göktuğ. Yüzünü gizler ve Devin'e intikam almayı teklif eder.