18.Bölüm; Kaza.

678 73 135
                                    

"Hep bana güldüğün için Allah cezanı verdi diye yorumladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hep bana güldüğün için Allah cezanı verdi diye yorumladım." Herkes Çağatay'a baktı sinirle. Çağatay susup yerine biraz daha sokuldu.

"Susmak ister misin susturayım mı?" Çağatay imalı imalı Baran'a baktı.

"Nasıl susturacağına bağlı." Baran yerinden fırladığında, Asır tuttu onu.

"Oturun ve susun artık geldiğimizden beri Devin bu kadar sızlanmadı." Gülerek kafamı salladım. Hastaneye gidip burnuma pansuman yapılmış ve eve gelmiştik. Fakat geldiğimizden beri Çağatay ile Baran susmuyordu. Hele Çağatay!

"Harbi ben olsam kıyameti koparırım. Nasıl sakinsin Devin?" Diyerek bana döndü.

"Geri zekalı, herkes senin gibi drama queen mi?" Baran tekrar cevap vermişti Çağatay'a.

"Pansuman yapıldı ya Çağatay. Acımıyor canım." Burnuma pansuman yapıldıktan sonra sargı bezleri ile kapatmışlardı.

"İstersen denemeli olarak bakalım. Acıyor mu?" Çağatay kaşlarını çatıp omuz silkti. Ciddi anlamda grubun çocuğu ve komiği oydu. Göktuğ'a döndüm. Dalgınca yere bakıyordu. Kolundan dürtüp bana bakmasını sağladım. İrkilip kafasını çevirdi.

"Niye daldın gittin?"

"Bir şeyler düşünüyordum güzelim. Bir şey mi söyledin?" Kafamı sağa sola salladım.

"Yok söylemedim. Ama dalgınsın dikkatimi çekti." Yanağımdan makas alıp gülümsedi.

"Kafama takılan sorular var." Diyerek mırıldandı. Konunun annesi olduğunu anladım. Muhtelemen bunca yıl neden ortaya çıkmadığını, yalan söylediğini, gizlendiğini merak ediyordu. Evet haklıydı. Ama kadın onu istemiyordu. Göktuğ istenmeyen bir çocuktu. Büyüdüğünde de aynı şekilde istenmeyen evlat olmuştu. Yalanlar ile kaçıp çocuk yapmış bir kadındı o. İnsanların hayat kurmasına karşı değildim. Fakat bir hayat bitirmeden, o insanın hayatını bitirip başka bir yuva veya hayat kuramazdılar. Bu düpedüz suç olmalıydı.

"Soruların cevaplarını ne zaman bulacaksın?" Diye soru sordum.

"Yüzleşince." Diyerek ayağa kalktı.

"Nereye?" Diyerek ben de ayaklanmıştım. Hava kararmıştı zaten.

"İçimi bir bunaltı sardı. Bugün için teşekkürler güzelim." Yanağımdan öpüp kapıya ilerledi. Ayakkabılarını giyip hızlıca dışarı çıktı. Anlayışlı olmam lazımdı. Bu yaşadığı ve öğrendiği şeyler kolay değildi. Bir yüzleşmeye ihtiyacı vardı. Şu an ne yapacak? Nereye gidecek? Bilmiyordum. Oturan arkadaşlarına döndüm.

"Yaşadıkları kolay şeyler değil. Yalnız kalmaya ihtiyacı olacağını biliyorduk." Asır'ı onayladım. Ayağa kalktı.

"Banada müsaade artık." Çağatay ve Baran'a döndü.

"Sizde kalkın hadi, insanlar uyuyacak akşam oldu." Güldüm bu dediğine. Bıraksalar Çağatay burada sabahlardı çünkü. Çakır abim uykusu olduğu için koltukta uyuyakalmıştı. Uyuyordu yani. Boran abim ise bilgisayardan dosyalar ile uğraşıyordu. İşini ciddiye aldığını söylemiştim. Asır, Boran abim ile el sıkışıp kapıya doğru ilerledi. Çağatay ve Baran da takip etmişti onu. Kapıyı açtıklarında ayakkabılarını giyip dışarı çıkmışlardı.

Motorcu Güzeli | Yarı Texting (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin