29.Bölüm 🌓

2K 61 335
                                    

Uzunn bir aradan sonra tekrardan merhabaaaa:))

Yoğun olduğumu geçen bölümün başında da belirtmiştim. Sonunda vaktim oldu ve uzunca bir bölümle (geçenki bölümün iki katı neredeyse)
karşınızdayımmm. İyi okumalarrr :)🤍🌼✨

******
"Alaeddin kolay gelsin sana, yürü Orhan yürü"

Koridorda gülüşerek uzaklaştılar. Alaeddin utançtan yerin dibine girmişti. Yatağa, yatağın tahtasına ve daha nicelerine söve söve odaya gitti.

Gonca tüm bu rezilliklerden habersiz, bahçedeki çardakta oturuyordu. Yanında Malhun Hatun ve Kevser Hatun vardı. Kevser Hatun, birkaç günlüğüne sarayda misafirdi.

Meyve yiyorlardı, Malhun Hatun ise Kevser Hatunla konuşuyor, Gonca sessizce dinliyordu. Daha doğrusu dinliyormuş gibi görünüyordu. Dünkü akşamki öpücük, sonrasında yatağın kırılması ve ardından o kavga. Sonra gördüğü kâbusu hatırladı, bu düşünceleri kovmak için başını iki yana salladı yavaşça.

Nilüfer, Orhan'ı koridorda çekiştirip Alaeddinden uzaklaştırdıktan sonra biraz konuşmuş; Orhan'a, kardeşiyle daha fazla dalga geçmemesini iyice tembihledi. En sonunda bahçeye, hatunların yanına gitti. Gonca'yı görünce gülecek gibi oldu, sonra hemen ciddileşti. Sofradakilere selam verdikten sonra eltisinin yanına oturdu. Tatlı bir gülümsemeyle Gonca'ya döndü.

"Bu mavi de sana pek yakışmış Gonca."

Sonra birkaç saniyeliğine durdu, kelimeyi hatırlamaya çalıştı.

"Hah, maşallah"

"Sağ olasın, kıyafetler pek güzel"

Nilüfer muzip bir gülümsemeyle sordu sorusunu.

"Dün akşam yani dün bunu mu giymiştin?"

"Kırmızısını giymiştim, niye sordun ki?"

"Tahmin etmiştim, eminimmm kırmızısı da çok yakışmıştır, fazlasıyla yakışmış ki şey olmuş yani bugün yüzün parlıyor ya maşallah ee napıyorsun?"

Gonca, eltisinin söylediklerini anlamaya çalışarak baktı. Nilüfer, şirin bir gülümsemeyle konuyu başka yere çekmek istedi.

"Geçen bahsettiğin kitabı ne vakit okuyacaz?"

"Bilmem ki ikimizin de müsait olduğu bir vakitte"

"Yani ben de Orhan'ın kitabını getirmek isterdim amma hem kitapları az hemi yazısı okunmuyor"

Sonra gülerek konuşmaya devam etti Nilüfer.

"Karınca kitabı gibi"

"Karınca kitabı? Karınca duası mı demek istedin?"

"Evet evet, karınca duası!"

Gülmeye başladılar. Önlerindeki meyveyi yemeye başladılar. O sırada Malhun Hatun, Osman Bey ile nasıl tanıştığını, nasıl evlendiğini ballandıra ballandıra anlatmaya başladı.

Nilüfer rahatsızca kıpırdandı yerinde. Gonca'nın içini büyük bir huzursuzluk kaplamıştı. İşte, Bala Hatun'un üstüne böyle kuma gelmişti. Anasının dedikleri de aklına gelince iyice nefesi daraldı.

Kevser Hatun, Malhun Hatun'a öbür beyliklerdeki evlilikleri anlatmaya başladı.

"Kasım Bey de bey kızıyla evlendi, zaten bey oğluna bey kızı yaraşır"

Malhun göz ucuyla Nilüfer'e baktı.

"He ya. Amma nasip kısmet her şey"

Nilüfer cevap verecek gibi oldu, Gonca elini Nilüfer'in elinin üstüne koyarak durdu onu. Bu bey oğlu bey kızı mevzusu Nilüfer'i epey üzmüştü. Gonca da rahatsızdı bu muhabbetten, hele ki mevzunun ikinci hatun mevzusuna dönmesinden korkuyordu.

Sevda Masalı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin