5.Bölüm 🍃

625 27 28
                                    

Hümeyra Hatun, Hamit Bey'in kızı idi, bey kızıydı. O da yeni açılan pazarı görmek istemiş, giyinip kuşanmış gelmişti. Üstündeki kıyafeti, takıları, başlığı... Hepsi özenle seçilmişti. Bey babasının tek kızı olması onu biraz şımartmıştı. Biraz da ayran gönüllüydü. Yanındaki yardımcı hatun bu durumdan çok rahatsızdı, bey kızı hiç rahat durmuyordu çünkü. Bugün de rahat durmamış, pazara ilk geldiği andan beridir gözünü Alaeddin'in üstünden çekmemişti.

"Hümeyra Hatun, biz sade pazarı gezip gitmeyecek miydik? Ne deyü hep aynı yerde dolanıp dururuz?"

"Şu şehzadeyle uzunca konuşmaz isem rahat edemeyecem Bengü"

Bengü içinden la havle çekmiş, ilk fırsatta bey kızını buradan alıp hanesine geri götürmeyi kafasına koymuştu.
En sonunda Alaeddin'i kilim tezgâhının önünde dükkan sahibiyle konuştuğunu görmüştü.

"Bak orada"

Bengü kolundan tuttu.

"Bakın çok öfkelidir, imdi yanına gidemeyiz Hümeyra Hatun"

Hümeyra burun kıvırdı, böyle beklemek çok saçma geliyordu. Zaten şehzadeyle ilk denk geldiği vakit de şehzadenin acelesi vardı, hoş geldin faslından sonra Hümeyra kendini aceleyle tanıtmış, Alaeddin ise babasını sorup sohbeti kısa kesmiş sonrasında yüzüne bile bakmayarak gitmişti. Ama Hümeyra kafasına koymuştu, bu yakışıklı şehzadeyle ille de konuşacaktı. Uzun uzun sohbet etmek de istiyordu. Alaeddin kilim tezgahından ayrılınca hemen hareketlendi, Bengü'ye aldırmadan. Alaeddin'in arkası dönüktü, hemen ona seslendi.

"Alaeddin Bey"

Alaeddin arkasına döndü.

"Buyurasın Hümeyra Hatun"

İçinden 'gene mi bu hatun ya sabır' diye geçirdi. Gonca bir Alaeddin'e bir kıza bakıyordu. Az önceki barışçıl tavrı yavaş yavaş bedenini terk ediyordu. Hele ki Hümeyra'nın Alaeddin'e bakışları...

"Ben de sizi arar idim, ne tesadüftür ki burada denk geldik"

Gonca bu yılışık tavırlardan hiç hoşlanmamıştı, içini tırmalayan bir his bütün bedenini sarıyordu.

"Allah Allah bugün arayanımız soranımız pek çoktur, hayrola?"

Diyip Gonca'ya baktı. Gonca her ne kadar belli etmeyeye çalışsa da Alaeddin bir şeyler sezdi. Gonca içten içe öfkeleniyordu. Hümeyra tebessüm etti, sonra konuşmaya başladı.

"Ben pazarı gezmek isterim Alaeddin Bey"

"Buyrun gezin, size mâni olan nedir?"

Gonca bir Alaeddin'e bir Hümeyra'ya baktı. Öfkeden kuduruyordu şimdi, Alaeddin ona göstermediği ilgi ve alakayı bu hatuna nasıl gösterirdi? Dişlerini sıktı.

"Beni gezdirmenizi isterim Alaeddin Bey, zira bu pazarı siz daha eyi bilirsiniz. Duyduğuma göre pazarın sorumluluğu sizde imiş"

Yardımcısı Bengü resmen can çekişiyordu, şu şımarık bey kızını nasıl dizginleyecekti? Alaeddin'in hayır demesini dileyerek bekledi. Alaeddin biraz düşündü, yapması gerekenler neredeyse bitmişti, hem karşısında bir beyin kızı vardı. Ona kabalık etmek atasına yönelik bir kabalık yerine geçerdi. Gonca varlığını hatırlatmak hem de Hümeyra'yı def etmek için

"Onun işi vardır Hümeyra Hatun"

Alaeddin Gonca'ya döndü, yüzündeki ifadeye baktı.

"İşim bitmiştir Hümeyra Hatun, buyrun size pazarı gezdireyim"

'İşim bitmiştir' kısmını Gonca'nın gözlerinin içine baka baka söylemişti. Gonca donup kaldı, amacı neydi bu Medreseli'nin? Tabii ki kendisini çıldırtmak! 'Medreseliiii' diye fısıldadı.
Hümeyra Hatun neşeyle Bengü'ye baktı, Bengü yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirdi. Alaeddin ise Hümeyra Hatun'a bakıyordu. Aslında Hümeyra'ya bakar gibi yapıp göz ucuyla Gonca'ya bakıyordu. Bengü ve Gonca içinden Alaeddin'e söverken Hümeyra'nın keyfi yerindeydi.

"Ee nereden başlıyoruz turumuza Alaeddin Bey?"

"Cehennemin dibinden"

Gonca dışından söylediğini fark edince ne yapacağını bilemedi. Ama zaten sadece ona yakın olan Alaeddin duymuştu bunu.

"Siz nereden başlamamızı isterseniz Hümeyra Hatun"

Alaeddin Gonca'yı deli etmek istiyordu ve evet amacına gayet de ulaşıyordu. Alaeddin, Gonca'nın az önceki lafında gülmemek için kendini zor tutmuştu zaten.

Hümeyra keyifle "Şu ucundan başlayalım o vakit Alaeddin Bey" dedi. Gonca, Hümeyra'nın her cümlesinin sonuna "Alaeddin Bey"i eklemesine acayip sinir olmuştu. Hele Alaeddin'i bir kaşık suda boğmak istiyordu. Orada öyle üçüncü kişi gibi durmak zoruna gidiyordu. Hem Alaeddin'e daha fazla eğlence çıkarmaya niyeti de yoktu. Tam gidecekken Alaeddin seslenince umutla döndü.

"Gonca"

"Hı?"

"Anama söyle, ben biraz geç dönecem yanına"

Gonca olabildiğince sakin durmaya çalıştı, 'ben sana yapacağımı bilirim Alaeddin, sen görürsün' diye geçirdi içinden. Alaeddin içinden 'keşke burada kalıp biraz daha delirtseydim onu' diye sitem etti. Şimdi başında Hümeyra belası ile kalmıştı. İçinden la havle çekerek anlattığı şeyleri dinlemeye çalıştı. Hümeyra susmuyor, konuşuyor da konuşuyordu. Bengü 'ne zaman gideriz acep' diye düşündü.

"Alaeddin Bey, siz de bizim oralara uğrayın kesinlikle"

Bıkkın bir şekilde başını salladı. Daha pazarın yarısına gelmemişlerdi ki Alaeddin konuşmaya başladı.

"Hümeyra Hatun, sohbetinize doyum olmaz fakat imdi mühim bir vazifem olduğunu hatırladım. Müsaadenizle ben giderim"

Hümeyra, Alaeddin'in yanından ayrılmak istemiyordu. Ama mecbur kabul etti.

"Müsaade sizin Alaeddin Bey"

Alaeddin tam gidiyordu ki Hümeyra konuşmaya devam etti.

"Diğer kısmına da vazifeniz bitince devam ederiz"

Bu ses ricadan çok emir gibiydi. Alaeddin 'çattık belaya' diye düşündü, başıyla onayladı Hümeyra'yı. Alaeddin gider gitmez Bengü "Yolcu yolunda gerek Hümeyra Hatun, ne vakit döneriz yurdumuza" dedi ama Hümeyra'nın kafası başka yerdeydi.

"Böyle kaçamazsın şehzade"

***

Gonca en sonunda gururunu görmezden gelip gene pazara gitmek için hazırlandı. O hatun Medreseliyle ne konuşuyordu, niye öyle bakıyordu ona? Tam pazarın girişinde biri seslenince durdu.

"Ooo Gonca Hatun"

Yüzünü ona doğru döndü Gonca.

"Süleyman Bey?"

Nasılsın faslında sonra yavaş yavaş yürüyerek pazara girdiler. Alaeddin gene tezgahları kolaçan ediyordu, Hümeyra'yı ne zaman görür gibi olsa hemen başka tezgâha geçiyordu. Tam bir başka tezgâha geçiyordu ki gelenleri gördü. Gonca ve Süleyman yan yana gülümseyerek konuşuyorlardı. Alaeddin sinirle Süleyman'a bakarken yanı başında birden Hümeyra belirdi. Alaeddin onlara doğru yürüdü, öfkesini ustaca gizleyerek Süleyman'a selam verdi.

"Süleyman Bey! Sizi hangi rüzgâr attı buralara?"

"Hem pazarı görmeye hem de Osman Bey'i ziyarete geldim"

"Daha dün buradaydınız ya?"

Gonca kaşlarını çatarak Alaeddin'e baktı, 'çok ayıp' der gibi baktı. Alaeddin'in hiç umrumda değildi ayıp falan, elinde olsa direkt kovardı bu herifi.

"Başka mevzular konuşacak idik Alaeddin Bey"

Meydan okurcasına bakıyordu. 'Bu şerefsiz benim inadıma yapıyor' diye geçirdi içinden, dişlerini sıktı.

"Anladım anlaadım"

Sonra birden hareketlendi, Süleyman'a doğru yürüdü.

"Buyrun gidelim o vakit"

Süleyman sırıttı.

"Önce pazarı gezdirecek bana Gonca Hatun"

Alaeddin bir Gonca'ya bir Süleyman'a baktı. 'Demek öcünü böyle alıyorsun ha Hileci? O zaman devam et böyle'

Sevda Masalı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin