Gonca'ya baktı üzülerek. Hafiften başını yana eğdi, 'Olmaz, anla işte' der gibi baktı. Gonca dudaklarını büzdü, gene o küskün bakışı attı. Sonra göz temasını kesti, biraz yatağın yanında oyalandıktan sonra çıktı odadan. Alaeddin'e küsmüştü. Alaeddin arkasından bakakalmıştı, içini çekti.
"Bu kadar merak eyi değildir Hileci Hatun"
Defteri yavaşça açtı, içindeki şiirlere baktı. Ardından yazdığı yazılara baktı. Defterin sonlarına doğru durdu. Sayfayı özenle çevirdi. Çizimine baktı. İşte o nazlı güzelin çizimi bu sayfadaydı. Onun güzel yüzünü her detayıyla buraya çizmişti. Uzun uzun baktı çizdiği yüze.
***
Sofrada pek Alaeddin'e bakmamıştı Gonca. Arada kaçamak bakışlar atıyordu sadece. Yemekler yenmiş, sohbetler edilmişti. Artık herkesin kendi odasına çekilme zamanı gelmişti. Gonca Alaeddin'den önce odaya gitmişti. Üstünü değiştirmişti, uyumak istiyordu. Tam sedire doğru yürüyordu ki durdu. Artık sedirin sahibi geri dönmüştü, orada yatamazdı. Masaya yöneldi. Sabah kitabın arasına sıkıştırdığı notları aldı, tek tek baktı hepsine. Sonra birden durdu."Bu masa da bu kitaplar da hatta bu notlar da onun"
Kapı açılınca telaşla notları geri kitabın arasına koydu. Sonra hızlı adımlarla yatağa gitti. Alaeddin bu telaşı ilk başta anlayamamıştı. Sonra göz ucuyla ona bakmaya başladı. Gonca yatağı düzeltip uzandı, yorganı başına kadar çekti.
"Bana küstün mü?"
Cevap gelmedi, sessizliği zaten cevap niteliğindeydi.
"Eyi"
Masanın üstünü toparladı. Birden yere düşmüş kağıdı gördü. Eğilip aldı hemen.
•Ben heçbir vakit seni üzmek istemezim Gonca•
•Sen de kendini üzmeyesin, he mi?•
Nota baktı uzun uzun. 'Keşke bulmasaydın şu defteri Gonca, boş yere kendini üzersin imdi' dedi kendi kendine, içini çekerken. Göz ucuyla yatağa baktı. Gonca yorgan yüzünden görünmüyordu, başına kadar çekmişti çünkü. 'Bu hatunun da heç ortası yoktur ha. Ya yorganla kendini boğar ya da üstünden atar' diye geçirdi aklından. Gülümsedi.
Yavaş adımlarla yatağa yaklaştı, bu sefer masaya çarpmamaya dikkat etti. Yorganı biraz çekti. Birkaç saniye başında bekledi. Sonra uzaklaştı, gidip üstündeki zırhtan kurtuldu, üstünü değiştirdi. Sedirin altına sakladığı defteri alıp yastığın altına koydu. Tam başını yastığa koymuştu ki bir farklılık sezdi. Bir daha kokladı, yüzüne tatlı bir gülümseme yayıldı. Zaten aklından çıkmayan hatunun bir de kokusu sinmişti yastığına. Yüzünü iyice gömdü yastığa, şimdi rahat bir uyku çekebilirdi, tâbii Gonca yatsaydı...
Gonca'nın uykusu gelmiyordu. Aklı defterdeydi. 'Ne var bu defterin içinde? Niye böyle saklıyor benden? Özeliymişmiş! Karı koca arasında özel mi olur? Tabib efendi o defteri illa ki alacam senden' gibi cümleler aklında dönüp dönüp duruyordu. Alaeddin yorganı düzeltirken bile sırtı dönük bunları düşünüyordu. Hele ki Alaeddin'in defteri yastığın altına koyduğunu görünce büsbütün kaçmıştı uykusu.
Alaeddin'in iyice uykuya dalmasını bekledi. Zaten yorgundu, çabucak dalmıştı uykuya. Gonca ayak ucuna basarak sedirin yanına geldi. Ay ışığı Alaeddin'in yüzüne vuruyordu. 'Defteri aldığım vakit de mışıl mışıl uyumaya devam edesin Medreseli' dedi içinden. Yavaşça elini yastığın altına uzattı, defterin ucundan yakaladı. Yavaşça çekmeye başladı. Alaeddin, Gonca'nın olduğu tarafa dönünce defter ve Gonca'nın eli yastığın altında esir kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevda Masalı
Fiksi PenggemarGermiyan ve Kayı birliği, Alaeddin Bey ve Gonca Hatun'un evlenmesiyle sağlanmıştı. İkisinin de birbirlerine karşı hisleri olmasına rağmen, gizli tutuyorlardı.