Sözde sabah atacaktım ama sabredemedim. En heyecanlı yerinde kesince aklım burada kaldı. İyi okumalarrr:))
***
Ağaca bağlı bir şekilde kalakalmıştı. Etrafına baktı. Sadece Bizanslılar vardı çevresinde. Kafasını ağaca yasladı. Biraz kıpırdanınca alnındaki yarasının varlığını can yakıcı bir şekilde tekrar hatırladı. Nasıl kaçabileceğini düşünüyordu. Her yolu denemişti. Keşke bir hançer olaydı da şu ipleri çözeydim diye düşündü. Birden aklına saraydaki hançer geldi. Zar zor hançeri söküp almış, yere atmıştı, arkasından bir ipucu bırakmak istemişti. 'Acep bulmuşlar mıdır?' diye geçirdi aklından.Gonca olabildiğince masum bir ifadeyle askerlere seslendi.
"Ben acıktım"
Askerler birbirlerine baktılar. Gonca onları ikna etmek için konuşmaya devam etti.
"Eğer açlıktan bayılırsam o vakit beni götürmek istediğiniz yere daha zor götürürsünüz. Hemi yavaşlarsınız da"
Askerler biraz uzaklaşıp konuştu. En sonunda biraz yiyecek bir şeyler getirdiler Gonca'yı bağladıkları ağacın yanına.
"Beni çözmeyecek misiniz? Nasıl yiyecem?"
"Çözersek kaçmaya çalışırsın, sen bizi aptal mı sandın?"
"Beni kaçırarak aptal olduğunuzu gösterdiniz zati"
Asker öfkeyle ona doğru bir adım attı, diğeri durdurdu hemen. Sonra sakince Gonca'ya döndü.
"Seni çözecez amma ellerin bağlı kalacak"
Bu cevap Gonca'nın hiç hoşuna gitmemişti. Yine de başını sallayarak "Eyi" diye mırıldandı. Asker temkinli bir şekilde Gonca'ya yaklaştı, ipin düğümünü çözdü. Çözer çözmez Gonca adamın kılıcını çekip aldı. Adamın boynuna dayadı kılıcı. Öbür askerler hareketlendi hemen. Gonca adamın boynuna iyice bastırdı kılıcı.
"Kellen gitsin istemez isen askerlere söyle indirsinler pusatlarını!"
Adam can havliyle bağırdı.
"İndirin pusatları!"
Gonca geriye doğru adımlıyor, adamı da sürüklüyordu. En sonunda adamı itti, koşmaya başladı. Askerler ilk başta duraklamıştı, sonra Gonca'nın peşine düştüler. Ormanın içinde yolunu bulmaya çalışıyordu. Daha fazla kaçamadı, askerler dört bir yanını sardı.
"Teslim ol! Kaçacak yerin yoktur!"
"Asla!"
Üstüne gelen birkaç askeri savuştursa da sonunda kıskıvrak yakalandı. Bu arbede sırasında elinden yara almıştı, alnındaki yara tekrar kanamıştı. Yüzünden de yara almıştı. Tekrar ağaca bağlamışlardı. Askerler aralarında konuştuktan sonra yer değiştirme kararı aldılar. Ama artık çok geçti. Çünkü gözcü asker koşarak gelmiş, gelenler olduğunu bildirmişti.
Hemen tedbir almışlar, geldikleri yöne askerleri dizmişlerdi. Küçük bir grupla karşı karşıya gelince küçümseyerek güldüler.
"Bir avuç alpla mı almaya geldiniz bey kızını?"
Alaeddin nefretle bakıyordu karşısındaki itlere. Alaycı bir şekilde gülümsedi. Mehmet ve alpları diğer yandan kuşattılar Bizans askerlerini. Bu Alaeddin'in planıydı, önce gözcü askere görünüp tüm askerleri buraya çekeceklerdi. Mehmet ve alpları ise öbür taraftan kuşatacak, bu sayede hepsini kıracaklardı.
Kıran kırana bir mücadele başladı. Bizanslılar geriye doğru uzaklaşmaya başlamıştı. Alaeddin o an ağaca bağlı Gonca'yı gördü.
"GONCA!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevda Masalı
FanficGermiyan ve Kayı birliği, Alaeddin Bey ve Gonca Hatun'un evlenmesiyle sağlanmıştı. İkisinin de birbirlerine karşı hisleri olmasına rağmen, gizli tutuyorlardı.