17 yıl önce bir kötülük yapıldı, bu kötülük herkesin ruhunda unutulmayacak yaralar bıraktı.
Yara alanlar, asıl yaralıya yeni yaralar açmayı umursamadı.
Lena.
Suskun Lena.
Hayatın acı gerçekleriyle daha bebekken tanışan, iyi kalpli Lena.
(Küfür, ar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Temsili)
240524
İyi Okumalar!
...
27.01.2015
Küçük bir çocuktan ne beklenirdi?
Oyun oynamasını, yaramazlık yapmasını, ailesiyle vakit geçirmesini?
Ama Lena'dan beklenenler çok farklıydı. Evet, o da küçük bir çocuktu ama ondan beklenenler bunların hiçbiri değildi.
Ondan henüz sekiz yaşında bir kız çocuğu olmasına rağmen evi çekip çevirmesi, babasının yemeğini yapmasını, kıyafetlerini temizlemesi, evin işini yapması bekleniyordu..
Tüm bunları yapmak için çok küçük olsa da babası öyle emrediyordu. Babası emrederse, yapmak zorundaydı.
Şimdi de babasının bir emrini yerine getiriyor, evde çamaşır makinesi olmasına rağmen babasının kıyafetlerini küçük bir leğende temizlemeye çalışıyordu.
Çamaşır suyunun keskin kokusu soluk borusunu rahatsız ediyor, nefes almasına engel oluyordu ama sesini edip bir şey diyemiyordu.
"Yıkadın mı pantolonumu?" Bir anda banyoya giren babasıyla yerinde sıçramıştı.. Pantolonuna yemek dökülmüştü, temizlenmiyordu.
"Yıkıyorum babacım, birazdan temizlenir değil mi?"
"Ben nereden bileyim gerizekalı! Kendi işini başkasına sorma. Ayrıca sakın o pantolona bir şey olmasın. Akşam Enes gelecek, diğerlerinde rahat olamıyorum."
Küçük kızın bedeni duyduğu isimle titremeye başlamıştı. Bu adam niye her gün onların evine geliyordu ki?
İyi biri değildi o!
Babası uyuduktan sonra onu hiç rahat bırakmıyordu..
"Babacım başka arkadaşların gelse olmaz mı? Enes abi evi çok kirletiyor, temizleyemiyorum sonra." Henüz tam olarak olgunlaşmamış aklıyla babasını kandırmaya çalışıyor, Enes'in evlerine gelmesine engel olmaya çalışıyordu.
"Seni öldürürüm Lena. Bir daha, Enes abin hakkında böyle şeyler söylediğini duyarsam seni öldürürüm. Anladın mı canım kızım?"
Babasının bakışları öyle korkunçtu ki, dönüp bakmaktan bile ölesiye korkuyordu. Zaten sert sesini duymak yetiyordu korkmasına.. Bir de gözlerinin içine bakarak daha da korkutmasına gerek yoktu ki.
