26. efsun.

516 46 241
                                    

Selamlar!

Arayı bu kadar açtığım için gerçekten çok özür dilerim hepinizden. Lâkin bildiğiniz üzere derslerim çok yoğun maalesef.

Arayı bir daha bu kadar açmayacağım demeyi çok isterdim, lâkin maalesef öyle olamayacak gibi..

Arayı bu kadar açtığım zamanlarda CünZey özleminizi gidermesi adına diğer kitabımdan taslağımda bulunan bölümleri paylaşıyorum.

Oraya da bakabilirsiniz 🩶

Sizleri seviyorum, umarım beklettiğime değer 🩶 İyi okumalar!

*

Zeynep hemen yanında oturan Cüneyd'in sakallarını okşadı usul usul. Aşkla baktı sevdiğine.

Cüneyd'in öğrendiği hakikâtler ile ilgili hiçbir tepki vermemiş olması, Zeynep'i ürkütmüştü esasen.

Ağlamasını, üzülmesini hatta krize girmesini dahi beklemişti. Lâkin Cüneyd bunların hiçbirini yapmamıştı.

Cüneyd efsunlanmış gibi bakıyordu Zeynep'e. Gözünü bir an dahi ondan ayırmıyordu. Sanki âlemin en güzel çehresi ondaymış gibi bir bakışla bakıyordu..

Esasen, Zeynep biliyordu, Cüneyd'in tüm odağının kendisinde olma sebebini.

Kaçıyordu Cüneyd. Düşünmekten kaçıyordu.

Kendisini âdeta efsunlayan Zeynep'e sığınıyor, düşünmektense Zeynep ile bilinçsizleşmeyi tercih ediyordu...

Sertçe yutkundu Cüneyd. Bakışları, Zeynep'in dudaklarına kaydı.

Saniyelik bir bakışın ardından, tekrar Zeynep'in gözlerine baktı.

"Yazık o gönüle, içinde bir yangı yok.
Yüreğinde, gönül parlatan bir dilberin sevgisi yok.
Aşksız geçireceğin bir gün olursa,
O günden daha yitik bir günün yok."

"Bu da mı Hayyam'ın?" diye sordu Zeynep kısık bir sesle.

Başını salladı Cüneyd. "Aşksız yaşayacağımız bir günümüz daha olmasın.."

"Olmasın.."

Birkaç saniyelik bakışmanın ardından, "Zeynep'im..." diye fısıldadı Cüneyd. Usulca alnını Zeynep'in alnına yasladı.

"Cüneyd..."

Solukları birbirine karışıyordu. Zeynep, anın büyüsüyle gözlerini kapattı. Cüneyd, sağ elini yavaşça Zeynep'in beline yerleştirdi.

İyice kavradı Zeynep'in belini. Kısık sesli bir fısıltı yükseldi Zeynep'ten. "Cüneyd..."

Bu ses, Cüneyd'i hem etkilemiş, hem de affallamasına sebep olmuştu.

Sertçe yutkundu Cüneyd. Kendisine hâkim olmak giderek güç bir hâl alıyordu.

Zeynep usulca açtı gözlerini. Zeynep, gözlerini açar açmaz, Cüneyd dudaklarını Zeynep'in dudaklarına bastırdı.

Bir önceki öpüşmelerindeki nahiflik, geride kalmıştı. İhtirastı şimdi baskın olan.

Cüneyd ihtirasla Zeynep'i öpüyor, Zeynep de aynı ihtirasla karşılık veriyordu.

Sol elini Cüneyd'in ensesine doladı Zeynep. Önce yavaşça saçlarıyla oynadı. Ardından ensesinden kendine çekti genç adamı.

Cüneyd bu hamle ile afallarken, nefessiz kalarak geri çekildi. Bakışları Zeynep'teydi.

Münzevi | Cüneyd Güneş | CünZeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin