20. UNUTULAN MAZ(H)İ

42 3 8
                                    

İyi okumalar!

Ellerimi tuttu ve dudaklarına götürdü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ellerimi tuttu ve dudaklarına götürdü. Ardı ardına öpücükler bırakıp derin nefesler çekti. "Ama," dedim yalvaran gözlerle. Bakışları bana döndü. "Bundan sonra sorular sorma. Ben ailene doğrudan zarar vermeyeceğim ama işimi yapmaya devam edeceğim. Abinle muhatap olmadan işlerinizi yavaşlatmaya çalışacağım. Lütfen bunu benim için zorlaştırma."

Başını iki yana salladı. "Hayır, yemin ederim sormayacağım. Söz veriyorum işine karışmayacağım. Yeter ki yanımda kal ve benimle ol." Eğilip yanağıma ufak öpücükler bırakmaya başladı. Gülümsedim.

"Teşekkür ederim," diye fısıldadım.

Doğrulup yüzüme baktı. "Hayır, asıl ben teşekkür ederim. Hayatımda olduğun için, beni sevdiğin için, beni anladığın için... Binlerce kez teşekkür ederim Ebru. İyi ki varsın."

Gülümseyip ona sarıldım. Yağmur yavaşlarken kollarımı beline sıkıca sardım. Kulağımı kalbine dayayıp bir süre dinledim. Benimki gibi fazlasıyla hızlı atıyordu. O kadar şiddetli çarpıyordu ki bir an yerinden çıkacak sandım. Ellerini sırtıma yerleştirdi ve sıvazladı. Burnunu saçıma gömüp derin bir nefes aldı. Dakikalarca böyle kaldık. Kalplerimiz lavlarını akıtırken birbirimizi yaktık.

Daha çok sarıldık.

Daha çok yandık.

*

"Ya Ebru! Yalnız kahvaltı edeceğimizi sanıyordum. Bu ne şimdi?"

İrfan Arkaslı'nın bahçesine bir bakış attım. "Kızım ne güzel bedavaya zengin kahvaltısı edeceğiz. Hem dosyayı ilerletmem gerekiyor artık." Ela gözlerini devirirken bahçeye doğru adımladım. Kapıdan içeri girdiğimde Ela da peşimden geldi. Korumalarla birlikte bahçeyi geçip eve ulaştık. Kapıyı açan hizmetlileri es geçip içeri doğru ilerledim. Salonda ayakta bekleyen Ayberk ve İrfan Arkaslı'ya gülümsedim. "Ne güzel bir karşılama!" İrfan'ın karşısına geçtiğimde elini uzattı.

"Hoş geldiniz."

Elini sıktım. "Hoş buldum." Ayberk'e döndüm. İrfan, Ela ile selamlaşırken Ayberk bana elini uzattı. İrfan'ın bakmadığına emin olduktan sonra Ayberk'in suratına orta parmağımı kaldırdım. Şaşkınlıkla ağzı açılırken yalandan gülümsedim. "Nereye geçiyoruz?" diye sordum İrfan'a dönerek.

Eliyle salonda bulunan kahvaltı masasını gösterdi. "İstediğiniz yere geçin." Masaya ilerleyip en uca oturdum. Ela da yanıma yerleşirken İrfan Arkaslı cesaretime karşın kaşlarını kaldırdı. Ne var dercesine ona baktım. "İstediğiniz yere geçin demedin mi?"

"Evet öyle dedim."

Boş ver dercesine başını sallayıp masaya geldi. Tam karşıma, masanın en ucuna oturdu. Ayberk de babasının yanına yerleşirken peçeteyi elime aldım. "Rabia nerede?" Peçeteyi açtım ve dizime serdim.

İTİBARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin