18. EBRU SOKAĞI

18 4 58
                                    

Hadi bu bölüm şerefine okuyanlar yıldız atıp yorum yazsın. Kız dayanışması!

İyi okumalar!

İyi okumalar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Baba."

Babam ve arkasındaki bir ordu örgüt üyesine baktım.

Ben gerçekten sıçtım.

"Senin ne işin var burada?!"

Sinirle bağırdığında ağzımı açmaya yelteniyordum ki Savaş söze girdi. "Ne oldu başkan bey? Yoksa kızını kendime esir ettiğim için mi bu kadar kızgınsın?" Sanki kolundan oluk oluk kanlar akmıyormuş gibi rahat davranıyordu. Babam ona sert bakışlarını gönderirken sinirle ona döndüm. "Ne esiri lan?" Savaş, babama bakmaya devam etti. Babam ise hâlâ çok sinirliydi.

"Ebru hemen bunlardan uzaklaş."

"Bunlar derken?" Mihrimah söze girdi. "Ayıp oluyor başkan bey."

Başkan bey dedikleri sürece Koray sorular soracaktı ve ben açıklayamayacaktım. Herkes Koray için susabilir miydi?

"Sen karışma Mihrimah Hanım."

Babama baktım. "Baba, sakin ol." Babam avcunu açarak elini yana uzattığında arkasındaki adamlardan biri gelip avcuna bir tablet bıraktı. Babam tableti alıp ekranını bize çevirdi. Ekranda canlı yayın haberleri oynuyordu.

"Nasıl sakin olabilirim? Ortalığı yangın yerine çevirmişsiniz! Avrupa Birliği, Türkiye'ye diplomatik bir savaş açtı. Tüm turizm faaliyetleri durdu, elçilikler harekete geçti. Ülkeyi nasıl bir duruma soktuğunuzdan haberiniz var mı sizin?"

Haberlerin sesi kulağıma geldi.

"Son dakika haberleri ile karşınızdayız. Dünyanın en ünlü zenginlerinden olan Arkaslı ailesi, evlerinde bir katliam çıkardı. Leo King olarak bilinen ünlü iş adamı çatışma esnasında açtığı canlı yayında herkesin Arkaslı ailesi tarafından öldürüldüğünü iddia etti. Görüntüler medyaya düşer düşmez borsa hisselerinde büyük bir düşüş yaşandı. Avrupa iş sektörü şu an çökmüş durumda. Herkes Avrupa Birliği'nin yapacağı açıklamayı bekliyor."

Her şey nasıl bu kadar hızlı olabilirdi? Sadece beş dakika önce çatışma bitmişti. Beş...

Kulağıma kahkaha sesi dolduğunda kafamı sesin geldiği yöne çevirdim. Savaş elini cebine yerleştirmiş, üstü başı kan olmuş bir şekilde ekrana bakarak kahkaha atıyordu.

"Bu," dedi kahkahalarının arasından. "Fazlasıyla keyif verdi." Gülmesini yavaşça durdurdu ve adamlarına baktı. "Hemen Brüksel'de bir toplantı ayarlayın." Adamların bir kısmı koşarak yanımızdan uzaklaştı. Malikaneye aniden telaş ve gerginlik hakim oldu. Ülkeyi korumak isterken kendi elimle ateşe atmıştım. Ben ne yapmıştım?

İTİBARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin