Kopar mıydık geçmişten? Hayaller ülkesine döner miydik yeniden? Kalır mıydı anılar, insanlar? Kalmazdı. İntikam her şeyden önce gelirdi. Duygusuzluk bizim dünyamızda lütuftu. Peki merhamet? Gerekene vardı.
Biz ki kutsal Türk kanı taşıyan gençlerdik...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Hayır, gidip konuşacaksın."
"Olmaz yapamam."
Aylin'e gözlerimi devirdim. Koltukta ters dönüp bacaklarını havaya uzatarak boşluğu izleyen Hasan'a baktım. "İkna et şunu!" Hasan bir süre öylece kaldı. Yavaşça ayaklarını indirip kendini çevirdi ve düz bir pozisyona geldi. Bakışlarındaki hissizliği bana yöneltti.
"Uzun zaman oldu," dedi sesi derinleşerek. "Dördümüz artık bir yabancıyız Ebru. Ne eskiden antrenman sahasında oynayan çocuklarız ne de birbirimizi seven kardeşler... Örgüt, Arkaslılar'a savaş açtı. Bizim onlarla buluşmamızı hoş karşılamazlar. Hele ki başkan bunları öğrendiğini üstüne bizim görüştüğümüzü de duyarsa-"
"Bana bak!" üstüne doğru yürüdüm ve yakasından tuttum. "Yıllardır bana yalan söylemişsiniz, hafızamla taşşak geçmişsiniz size zaten sinirliyim. Bir de şımarıklıklarınızla uğraşamayacağım." Bir Aylin'e bir Hasan'a baktım. "İkiniz de kıçınızı kaldırıp o şerefsizle buluşacaksınız. Pelin ile evliliğinden vazgeçirip olabildiğince Avrupa'dan uzaklaşması için dil dökeceksiniz. Eğer ki çocukluk mazinizi ona karşı silah olarak kullanmazsanız ikinizi de babama söylerim. Hem örgütten atılır hem de hapse girersiniz."
"İyi tamam be!" Yakasını ellerimden kurtarıp ayağa kalktı. "O da bok var anlatıyor sana. İyi ki bir öğrenmişsin şimdi burnumuzdan sidik getirirsin."
"Ama Hasan-"
Aylin'e seni öldürürüm bakışlarımı gönderdiğimde sustu. Oflayıp ayağını yere vurdu. "Hadi canım hadi... Daha çocukluk arkadaşınla buluşacaksın." Arkasından ittirip onu kapıdan çıkardım. Hasan da peşinden ilerledi ve örgüt binasından çıkıp Savaş ile buluşmaya gittiler. Derin bir nefes alıp alnımdaki teri sildim. İki saattir dil dökmek yormuştu.
Kapıdan içeri Ela girdiğinde ona döndüm.
"Bugün ne yapacaksın? Programına eklemem gereken bir eğitim var."
"Arkaslı malikanesine gideceğim. Akşama gelirim. Ne eğitimi?"
"Bu sefer 2018 grubu."
"Ya anasını satayım!" Yüzümü ekşitip elimle yüzümü kapattım. "Her yıl aynı terane. Şu veletlerle beni uğraştırmayın ya! Çok şımarıyorlarsa vurun ağızlarına."
"Örgüt üyelerine ceza olarak şiddet uygulamayız biliyorsun. Ayrıca senden başka onların gözünü korkutan yok."
"Of tamam! Yarın erkenden sahada hazır olsunlar."
Ela gülümseyerek başını salladı ve odadan çıktı. Telefonumu masadan alıp bende çıktım ve kapıyı kapattım. Koridorda beni bekleyen Yaman'ın yanına ilerledim.
