KARACA' DAN
Geldiğim yolu aynı şekilde gitmek için yürüdüm. Vakit kaybetmeden arabama binip eve doğru sürdüm. 10 dakika sonra arabaya telefon sesi yayıldı.
Baktığımda"GÜZELLİK" yazısı ile bakıştım. Tabi ki beren, her hafta ismini değiştirmez ise olmaz çünkü. Ama ilk defa kendine yakışan birşey yazmış.
Evet beren çok güzel bir kız. Aynı zaman da zarif ve asil, güzel kızım benim. Aramayı kapatmadan açtım"güzel ablam" diye seslendi. "Efendim beren" diye cevap verdim tebessüm ederken. "Abla çok işin var mı" diye sordu.
"İşim bitti geliyorum, bir şey mi oldu?"
Diye sordum." Hayır karan ne zaman geleceğini merak etmiş, onun için aradım"diye cevap verdi."Yoldayım geliyorum" dediğim zaman "tamam abla bekliyoruz" diyip telefonu kapattı.
Eve vardığımda saat 4 'ü geçiyordu. Tabi eve gelmeden sahile gidip boş boş oturduğum için zamanın nasıl geçtiğini anlamamışım. Gerçi sorsalar sahile bile niye gittiğimin cevabını veremem.
Telefon arabada olduğu için bir çok cevapsız çağrı vardı. Hepsi karan, beren ve duru ya aitti. Tam elimi kapıya attığım an kapı içerden bir hışım açılınca elim havada kaldı.
Karan "Geliyorum, yoldayım demişti. Yol bu kadar uzun sürmez, gidip her yere bakacağım. Ablam bizim aradığımızı gördüğü halde açmamazlık yapmaz" diye bağırıyordu, ayakkabısını giyerken. Kafasını kaldırıp beni görünce yüzü gevşedi ve derin bir nefes aldı.
Arkasından beren de gelince nemli gözlerini gördüm, ağlamışmıydı.
Boğazıma bir yumru oturunca yutkunamadım. Nasıl bu kadar sorumsuz olup onları endişe içinde bırakabilirim. İkisi de aynı anda"ABLA!" diyip bana sarılınca afalladım.Bu kadar korkacaklarını tahmin etmemiştim. Aptal karaca!
"Üzgünüm" diye mırıldandım.
"Abla iyi misin? Sen cevap vermeyince bir şey oldu sandık" dedi karan endişe ile. "İyiyim ablacım" dedim onları kollarımdan ayırırken. "Sahilde oturdum biraz" diye devam edince rahatladılar."İçeri geçelim" dedi beren. Sırası ile içeriye geçip koltuklara dağıldık.
"Saat kaç oldu" diye sordum. "5.30"diye cevap verdi beren."Abla Duru abla aradı, sana ulaşamamış galiba" dedi beren tekrar konuşurken.
"Duru ile konuştuktan sonra hazırlanacağım, yukarıdayım" diyip ayaklandım. Merdivenleri çıkıp odama girdim. Hemen duru'yu arayıp beklemeye başladım. Üçüncü çalışta
" Neredesin kızım!" Diye cırlamasını duydum. Sesinin yüksekliğinden dolayı yüzümü buruşturup, telefonu kulağımdan uzaklaştırdım.Sanki görmüş gibi "O telefonu kulağına yaklaştır hemen!" Diyen bağırtısı ile afalladım. Bu kız bazen beni korkutmuyor değil.
" Bağırıp durma o zaman" diye mırıldandım.
" Boşver şimdi sesimin yüksekliğini, sana ulaşamayınca merak ettim, bir sorun yok değil mi?" Diye sordu. " Hayır telefon sessizde olduğu için görmedim" diye cevap verdim."Pekâlâ yoldayım, 20 dakikaya orda olurum. Beraber hazırlanalım"diyince "Tamam bekliyorum" diyip telefonu kapattım.
Duru benim en yakın arkadaşım. 6 senedir beraberiz. İlk dövüşümü onun için yapmıştım. Onu culupte bir adamın sıkıştırdığını görünce araya girmiştim. Sebebini sorunca adi babasının borcu olduğunu ve o borcu da onun üzerine yıkıp ortadan kaybolduğunu anlatmıştı. Duru' nun durumu iyiydi ama milyon dolarları yoktu malesef. Sorun şu ki o adam tarafından borcu karşılığında başka türlü ödemesi için taciz edilmesiydi. Buna asla sessiz kalamazdım. Şanslıydım ki adam ferman babanın daim müşterisiydi ona söyleseydim halleder di ama peşini bırakmaz dı yine de. Tacizci adam ile konuşup, onun için dövüşüp kazandığım parayı borç karşılığında almasını istedim. Kabul etti ama istediği para değildi o dövüşte ölmemdi. Ferman baba yüzünden bunu kendisi yapamazdı. Duru ile aralarına girdiğim için bir yolu uygun görmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMANA KARŞI 1.SERİ (KİTAP OLDU)
Azione"Söylesene neden hiç doğum gününü kutlamıyorsun?" Dedi yalancı bir şaşkınlıkla. "Kes sesini!"dedim. "Çünkü annen 7.yaş doğum günün de öldü" dedi acımasız bir şekilde Onun ağzından çıkan bu sözler ile herkesin saşkın bakışları bana döndü. "Abla" ded...