10-KURŞUN

266 26 3
                                    

MİR' ZEMHERİ'DEN

Karaca, karşımda canı yanmasına rağmen tek bir damla göz yaşı dökmeden çenesini dik tutan kadın.

Anlamıyorum, ailesi burda ona işkence ettikleri için "yapmayın" diye kendini parçalayıp haykırırken, o sadece "kimseye yalvaramazsınız" diye haykırıyordu.

Acısı umrunda değildi. Tek düşündüğü şey ailesinin acı çekmesine rağmen güçlü durmasıydı.

Şüphesiz ona duyduğum en büyük duygu hayranlık ve gururdu. Güçlü, kendi hırsına yenilmeyen, fedakar, sevgi dolu, ailesi için bir aslana dönüşen bu kadın. Kimsenin kolay kolay içinde barındıramadığı bütün duyguları birden kuşanabiliyordu.

O piç kurusu ona dokunduğu zaman nasıl irkildiğini gördüm. İçimde kontrol edemediğim bir duygu bağırmama sebep oldu.

Ona acı veriyorlardı. Benim ise etimi lime lime doğruyor, sonra tuz basıyorlardı sanki.

Canım yanıyordu. Acısını belki herkes görüp hissederdi ama benim kalbim paramparça oluyordu.

Görüyorum, canının nasıl yandığını ama güçsüz görünmemek adına tek kelime bile etmemesini.
Sanki ağzını açsa canının acısını belli edecekmiş gibi ailesi parçalanmasın diye sadece arada bir kendini sıkarak konuşuyordu.

Ona vurmaya başladıkları zaman sırtımda onda olan kırbaç izleri oluştu. Acısını yakından hissettim.
Onları geberteceğim ona vuran ellerini paramparça edeceğim.

Tam vaktinde.

Telefonum çaldığında tahmin ettiğim şey için olmasını o kadar çok istedim ki. Açtığım zaman aldığım cevap sayesinde içime su serpildi, evet geç kalmıştım canını yakmışlardı ama daha fazlasına engel olmak için ona yemin edip, içim yana yana olduğum yeri terk ettim.

Evet yerini bulmulmuşlardı. Hızlı adımlarla salondan çıkarken Alperin arkamdan geldiğini biliyordum ama duru' nun geldiğini arabaya bineceğim zaman farkettim.

"Sen nereye!" Dedim sert bir şekilde.

"İstediğini söyle, bende geleceğim. Kardeşimi orda bırakmam. Merak etme dövüşmeyi de silah kullanmayı da karaca bana öğretti yani kendimi koruyabilirim" diye telaşla beni ikna etmeye çalıştı.

Normalde izin vermezdim ama onun da acısını görebiliyorum ve kendini koruyabileceğini de.

O yüzden, Alper' e dönüp,

"Bütün adamları topla. Tek bir hata istemiyorum ve hepsini sağ istiyorum. Etkisiz hale getirin ama öldürmeyin. Hepsi ile kendim ilgileneceğim." Dedim.

Alper kafasını aşağı yukarı sallayıp beni onaylayınca duruya döndüm,
"Dikkat et! Bi de sana göz kulak olmayalım. Başına bişey gelirse karaca ile sen uğraşırsın" dedim.

Tebessüm edince dönüp arabaya bindim.

"Benimle geliyorsun." dedim.
Beni onaylayıp yanıma oturunca arabayı çalıştırdım.

Kendim kullanacaktım. Sabrım zaten yokken şoföre "daha hızlı" diyip bağırırsam sürekli, korkup kaza yaptırabilir. Zaten arkamdan 10 araba adam geliyordu.

İçimden sürekli "seni kaybedemem" diyip daha da hızlandım.

Ama unuttuğum şey sesinin bilmem kaç derece yüksek olduğunu bilmediğim duru' du.

Siktir! Bu kızdan nasıl bu ses cıkar.

Artık duru bayılma noktasına gelip, sürekli "Alper ile gidebilirdim" diyip bağırsa da karaca için büyük sabır gösterip tahammül ettim.

ZAMANA KARŞI 1.SERİ (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin