"Kralın cesedini bulmuşlar, kral ölmüş." dedi şaşkınlık içerisinde. İlk başta fazla tepki veremedim ama Edna endişelenmesin diye şaşırmış gibi görünmeye çalıştım.
"Nasıl olmuş bu?" dedim hiç bilmiyormuşum gibi.
"Öldürülmüş deniliyor ama kimse bilmiyor ki. Bende muhafızlar konuşurken duydum."
"Taht kralsız duramaz."
"Diago en büyük varis, geçici olarak onun geçmesinden başka çare olduğunu görmüyorum." dedi Edna düşünceli bir sesle.
Edna'yla muhabbetimizi bölen etrafın hareketlenmesiydi.
"Kapıları kapatın!"
"Kapılar kapanıyor!"
Krallığın sınır kapısı birkaç muhafız yardımıyla şiddetle kapanmaya başladı. Çıkan gümbürtü insanların dikkatini çekmişti.
"Neler oluyor?" diye mırıldandım.
"Okçular yerlerini alsın!"
Okçular sınır kapısının yanındaki surlara yerleştiler.
"Mancınıklar!"
"Hazır komutanım!"
Aklıma gelen düşünceyle durdum. Kül tekrar geliyor olabilir miydi? Yoksa bu kadar önlem neden alınsın ki?
Ancak Acımasızlar buraya gelecek olsaydı bu sefer ortada bir krallık kalmayabilirdi.
Edna korkuyla bana döndü.
"Nathan ve Varl'a ne olacak peki?""Onlar dışarıda bizden daha güvendeler emin ol." ne yapacağımı bilemiyordum. Tek bildiğim burada kalırsak ölücek olmamamızdı.
"Edna gitmeliyiz." telaşla bana döndü.
"Nereye?"
"Bilmiyorum ama buradan hemen gitmezsek sonumuz gelicek."
Hemen bir çantaya ne bulduysam atmaya başladım.
"Gidemeyiz Jo."
"Ne yapacağız, burada mı kalacağız Edna?"
"E-Evet."
Çantayı tamamen doldurduğumda sinirle doğruldum.
"Neden peki?"
"Kendimi burada daha güvende hissediyorum." dedi kısık çıkan sesiyle.
Şimdi sırası mıydı? Hemen gitmezsek kurtuluşumuz olmayacaktı. Ancak Edna'sız hiçbir yere gidemezdi-
Bir anda büyük bir patlama duyuldu. Herkes çığlık atıp kaçarken Edna ve ben patlamanın etkisiyle sarsılan zemin yüzünden bir yerlere tutunmuştuk.
"Siper alın!"
Prens Diago ve Prens Richard saraydan hızla çıktılar.
"Kalkanı etkinleştirin!" diye bağırdı Diago gür sesiyle.
Birkaç Doğa Savaşçısı bir küreyi kapıya kadar taşıdılar. Sonra ise küreyi havaya fırlattılar. Havaya fırlayan mavi küre, havada biraz süzüldükten sonra tüm Vilasion Kraliyetinin etrafını sardı. Bir kalkan oluşturdu.
Kalkan oluştuğu gibi art arda darbeler indiren Acımasızlar belirdi.
Kullandıkları karanlık güç ile kalkana öyle sert vuruyorlardı ki eğer kalkan olmasaydı tüm krallık parçalanacaktı.
"Okçular, atış serbest!
Kalkanı delip geçen oklar Ortinleri buldu. Açılan delikler, oklar isabet ettikten sonra kapanıyor kalkan eski haline geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fırtına Öncesi Sessizlik
FantastikBÖLÜMLER DÜZENLENİYOR Bir fırtınanın ortasındaydım, karşımda ise yine o tanıdık yüz. O yalancı, bir o kadar bilindik ancak yabancı yüz. Bu, dinmek bilmeyen fırtınanın içerisinde, ben her yer yıkılır bir daha onarılmaz sanarken o sahte yüzün sahibi b...