...
Yol boyunca Kıvanç'a elini oynatmaması gerektiğini oynatırsa uzun bir süre elini kullanamayacağını tekrar edip durdum.
Arabayı tek eliyle , sanki başka yolu varmış gibi, kullanmıştı. Sadece vitesi ileri geri yaparken biraz zorlanmıştı o kadar.
Sapasağlam kendimizi eve attıktan sonra babama bakındım. Evde yoktu, çalışıyor olmalıydı.
Kıvanç ile birlikte odama geldik. Kapısını açıp içeri girdim, arkamdan da o girdi ve kapıyı kapattım.
Çalışma masamın hemen yanındaki, insanı adeta içine çeken dev pufuma oturttum onu. Ecza dolabımdan malzemeleri toplayıp geldikten sonra bende yanına oturdum.
Malzemeleri yere bıraktıktan sonra konuşmaya başladım. "Biraz acıyabilir."
Elini kendime doğru yavaşça çektim. Önce üstünü temizledim, daha sonra güzelce yara olan kısımlara tampon hareketlerle tentürdiyot ve saf alkol sürdüm. Sargı bezine de doladıktan sonra bandaj kullanıp elini yavaşça bıraktım.
Hastaneye gitseydik daha iyi olurdu aslında. Belki incinmiş, belki de daha kötü bir şey olmuştu. Ama maalesef ki Kıvanç tüm ısrarlarıma rağmen 'bana mısın' dememişti.
Malzemeleri toplayıp ecza dolabına götürüp yerleştirdim. Tekrar yanına döndüğümde yere oturdum.
Hiçbir şey söyleme zahmetine girmiyordu. Tek bir kelime bile etmiyordu.
Ona döndüm. "Neden böyle bir şey yapma gereği duydun? Tamam hoşlanmamış olabilirsin ama dövmen gerekmiyordu." dedim.
Kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktı. Bir süre sonra konuştu. "O çocuk seni rahatsız ediyordu. Sakin kalmamı bekleyemezsin benden."
"Rahatsız ettiğini ne biliyorsun? Onu tanımıyorsun bile Kıvanç!" dedim. Sesim yüksek çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Babamın Şoförü || Yarı Texting
ChickLit"Sen beni sevmiyorsun! Benimle oyun oynadın!" "Öyle mi?" Eliyle çenemden tutup kafamı kaldırarak gökyüzüne bakmamı sağladı. "Şu yıldızları saymaya başla! Hepsini saymayı bitirdiğinde seni sevmekten vazgeçeceğim." Gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Titr...