...
Ayaklarımı genişçe uzatıp koltukta daha fazla yayıldım. Göbeğimin üzerine yerleştirdiğim cips tabağının nefes alıp verdikçe inip kalkmasıyla 3 kere izlediğim filmi 4. kez izlemek üzere başa sardım.
Kıvanç'ın söylemi üzerine bugünü kendime tatil ilan etmiştim. Hiç havamda değildim fakat herkes bir tarafta, başka yerlerdeydi. Benim yapacak hiçbir şeyim yoktu, hele ki dün yaşanılanların üzerine yapacak bir şeyim olsa bile yapmaya hevesim yoktu.
Kimseyi görmemiş, kendimi eve kapatmıştım.
Babamı bile görmemiştim. Saatlerdir ortada yoktu, bir arama gereği bile duymamıştı. Bazen işlerinin bu kadar yoğun olması sinirlerime dokunuyordu. Onunla istediğim gibi vakit geçiremiyordum. Bir özlemim dinmeden bir diğeri başlıyordu.
Kıvanç'ı da merak ediyordum zaten. Ece yüzünden tüm geceyi karakolda geçirmişti. Ve işin en hoşlanmadığım kısmı ben bunu sabah uyandığımda öğreniyordum... Bazen Ece'nin yapabileceklerinin haddi hesabı olmadığını düşünüyordum. O kız -tıpkı eski günlerde yaptığı gibi- tehlikeli sularda yüzmekten geri durmuyordu.
Yapacaklarının bir sınırı olmaması beni ürkütüyordu.
Ben Kıvanç'ın üzerine düştükçe arkadaşlarım da beni yanlış anlıyorlardı. Birden bire nasıl bu raddeye geldik bilmiyorum ama ona karşı boş olmadığımı, başımıza gelen her bir olayın benim Kıvanç'a olan tutumum yüzünden olduğunu ileri sürüyorlardı.
Tamam haklılardı. Kim olsa böyle düşünürdü ama ona karşı gerçekten içimde bir his yoktu. Sadece endişeleniyordum hepsi bu. Belki de babamın kulağına gitmesinden korkuyordum. Babam tüm bunları öğrenirse gerçekten Kıvanç ile ikimizi fena azarlardı.
Kıvanç'ın işine son verebilirdi.
İşte ben bunun olmasını istemiyordum.
Güya filmi açmıştım ama aklım bunlarla doluydu. Düşüncelerimi bir kenara bırakamadığım için filmi sürekli başa alıyordum. Sahneleri hep kaçırıyordum.
Bir anda telefonumun yükselen sesiyle irkildiğim için karnımdaki tabak yere düşmüştü. İçindeki cipsler etrafa saçılmış, parça parça olmuşlardı.
"Of, hay aksi!" derken toplamayı düşündüm ama önce arayan kişiye bir baksam iyi olacaktı. Yağlı ellerimle telefonuma dokunmak istemiyordum.
Bir peçete yardımıyla ellerimi temizleyip gelen çağrıyı yanıtladım.
Yüzüme yayılan gülümsemeyle konuşmaya başladım. "Babacığım! Sen neredesin, eve gelmedin dün?" heyecanla vereceği cevaba odaklandım.
"Asena'm canım kızım, biliyorsun işlerim yoğun. Seni ihmal ettiğim için beni affet!" Derin bir nefes aldı. "Başımı kaşıyacak vakit bile bulamıyorum."
"Anlıyorum babacığım seni, üzülme." dedim buruk bir ses tonuyla.
"Kıvanç'a arada yanına uğramasını söylemiştim. Kontrol ediyor mu seni?" dediğinde ne tepki vereceğimi bilemedim. Doğruları anlatamazdım, yalan söylesem babam anlardı.
"Evet babacığım ama bugün onunda kendince işleri varmış sanırsam. Sabah uğradı bir daha da uğramadı." cevabına odaklanırken gözlerimi kapadım.
"İyi O zaman. Bir yaramazlık yok değil mi?"
"Aman babacığım ne yaramazlığı? Yok öyle bir şey! Bugün ben eve kapattım kendimi, ders çalışıyorum. Çok ders çalışıyorum, tahmin bile edemezsin!"
Külliyen yalan!
Sesi bir şey söylemek istiyor da söyleyemiyor gibiydi. Acaba bizim durumları öğrenmiş miydi?
"Bir şey mi oldu baba?" dedim.
Derin bir nefes aldı. "1 haftalığına iş için Ankara'ya gitmem gerekiyor. Gitmek icin uygun bir zamanda olmadığımı belirttim ama gitmek zorundaymışım. Seni koca bir hafta yalnız başına evde bırakmak canımı sıkıyor."
İşte yine aynı. Her şeyin üstüme üstüme geldiği yetmezmiş gibi babamda ortadan yok oluyordu.
"Baba neden senin yerine başka avukat gitmiyor? Neden sen gitmek zorundasın?"
"Canım biliyorum, epeydir seninle baba kız günleri yapamıyoruz. İşlerimin yoğunluğundan sana vakit ayıramamam benimde hoşuma gitmiyor. Ama mecburum." dedi. Derin bir iç çektikten sonra konuşmaya başladım.
"Ne zaman gidiyorsun peki? Bana ayıracak birkaç saatin yok mu?"
"Amaan! Başlarım şimdi böyle işe! Kızımla baş başa yemek yemeden ayrılmam buradan!" dediğinde ufak bir çığlık attım. Ne zamandır baba kız dışarı çıkmıyorduk, bayağı heyecanlanmıştım.
"Baba seni çok çok seviyorum! 1 saate kadar hazırlanır çıkarım evden."
Vedalaşıp telefonu kapattım. Deli gibi hoplayıp zıplayasım vardı. Çocukluğumdan beri en çok sevdiğim baba kız günleri uzun zaman sonra geri dönmüştü!
Tam koşarak odama gidiyordum ki salona geri dönmek zorunda kaldım. Sanırım hazırlanmaya başlamadan önce batırdığım yeri temizlemem gerekiyordu...
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Babamın Şoförü || Yarı Texting
ChickLit"Sen beni sevmiyorsun! Benimle oyun oynadın!" "Öyle mi?" Eliyle çenemden tutup kafamı kaldırarak gökyüzüne bakmamı sağladı. "Şu yıldızları saymaya başla! Hepsini saymayı bitirdiğinde seni sevmekten vazgeçeceğim." Gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Titr...