"Yangın var!"
Ateş'in sesiyle beraber kulübenin içine dolan duman, genizlerimizi yakmaya, görüşümüzü bulanıklaştırmaya başlamıştı.
Karin kapıya koştu, öfkeyle zorladığı kapıya bir tekme savurdu " Hay senin!! Kapı açılmıyor, dışarıdan sıkıştırılmış!"
"Çabuk, buradan çıkmamız gerek!" Derken Ateş beni kolumdan yakalamış arka odaya çekiştiriyordu.
"Ev yangından zarar görmeyecek, ama duman bizi zehirleyebilir."
Elimi ağzıma kapatıp, dumanları savurmaya çalışarak Ateş'i takip ettim.
"Bu evin bir arka kapısı mı var?"
"Sayılır."Bu odaya ilk defa giriyordum. Ateş, ben odasına yerleştikten sonra burada uyumaya başlamıştı. Zaten başka bir oda da yoktu. Bir yatak dışında pek fazla eşya bulunmayan odada Ateş yere çöktü, halıyı kaldırdı. Ardından herhangi bir iz bulunmayan döşemeye eliyle hayali bir kare şekli çizdi. Döşeme hafif bir çatırdamayla yerinden oynadı ve Ateş kapağı kaldırıp geçmemiz için işaret etti. Önce Karin geçti,karanlık görünen geçite birkaç basamakla iniliyordu. Peşimdem Ateş de kapağı kapatıp indi. Şimdi hiç ışık kaynağı kalmayan bu dar geçitte nefes almam iyice zorlaşmıştı. Karin cebinden çıkardığını tahmin ettiğim küçük bir tılsıma bir kaç sessiz yabancı kelime fısıldadı ve elindeki küçük taş önümüzü görebilecek kadar hafif bir sarı ışık yaymaya başladı.
"Nereye gidiyoruz?"
"Kızıl Orman'a"
"Yangını ne yapacağız dostum?"
"Onun için vaktimiz yok, sen Nerina'ya haber ver."
"Tamamdır."
"Nerina da kim?"
Ateş ve Karin aynı anda cevap verdiler, "Orman ve Su Perisi."
Karanlıkta görünmeyeceğini bildiğim halde başımı sallamakla yetindim.
"Peki..." Tereddütle sordum "Dora ne olacak?"
"Güvenli bir yere geçelim, onun icabına bakacağım."
Yine dişlerini sıkarak konuşuyordu, Dora'ya tahammülü tükenmişti artık.
"Seni bulamayacağı bir yerde bir süre saklanman gerek, Dora durmayacaktır."
Karin,arkasını dönüp elindeki ışığı kendi yüzüne tuttu"Herif tam bir piç kurusu çıktı." Böyle bir durumda bile komik olmayı başarıyordu.Dar ve karanlık geçitten uzun bir süre yürüdükten sonra karşımıza ufak bir kapı çıktı. Ateş en öne geçerek kapıya yine büyülü sözcükler söyleyerek dışarı doğru açılmasını sağladı. Dışarısı da buradan farksız, tamamen zifiri karanlığa esir olmuştu.
Ateş bana dönerek sordu,
"Biraz daha yolumuz var,dayanabilecek misin?"
Yorgunluktan bayılacak haldeydim, yine de başımı sallayıp sessizce onayladım.
Ne kadar yürüdüğümüzü gün ağarmaya başlayana dek farketmemiştim, zaman kavramını yitirmiştim. Bu gece fazla uzun sürmüştü. Hiç uyumadan ertesi sabaha geçmiştik. Günün ilk ışıklarıyla Ateş'in bahsettiği Kızıl Orman'a geldiğimizi anlamıştım. Kırmızı, turuncu ve kahverenginin hakim olduğu bu ormanda yeşil renkte tek bir yaprak bile yoktu. Bu, büyüleyici bir manzaraydı.
Görünürde hiç ev yoktu. Ta ki Ateş birkaç büyülü kelime söyleyene kadar.
Ağaçların arasında bacası tüten iki katlı, ahşap bir ev göründü.
Dumanı görünce tereddütle sormadan edemedim.
"İçeride birileri mi var?"
"Hayır. Burası,ihtiyaç halinde her şeyiyle kullanıma hazır bir sığınak."
"Hmm, çok iyiymiş."Evin içi, Ateş'in yaşadığı kulübeden çok daha konforlu hatta lüks görünüyordu.
Girişte rahat koltuklar, ortada büyük bir sehpa, çıtırtılar çıkararak yanan içerinin sıcacık olmasını sağlayan kocaman bir taş şömine vardı. Buradan bir odaya geçiliyordu.
Huzur dolu bir yerdi. Sanki tehlikeden kaçıp sığınmak için değil de kış tatili için gelmiş hissi veriyordu.Ahşap merdivenlerden yukarı çıkınca, burada da iki oda ve bir banyo vardı.
Ateş, kalacağım odayı göstererek
"Hemen yanındaki odada olacağım. Dora burada bizi bulamaz. Güvendesin."
"Güvendeyiz." Diye düzelttim tebessümle. "Peki, burada ne kadar kalacağız?"
"Dora'nın cezasını kesene kadar." Dişlerini sıkarak söylemişti bunu. "Bu sırada derslere de bir süre gitmeyeceksin. Burada beraber devam edeceğiz."
Yalnızca bir gün gitmiştim ve buna rağmen sevmiştim, şimdi gidemeyecek olmama üzülüyordum ama böylesi daha iyi olacaksa itiraz etmeyecektim. "Hı hı" diye başımı sallayıp onayladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Adam
FantasiAilesi kötü ruhlar tarafından katledilen bir adam,intikam ateşiyle avcılığı görev edinmiştir. Güçleri mühürlenmiş olan Alisa rüyaları yoluyla bu evrene düştüğünde geçmişindeki büyük sırdan habersizdir. Bu ikisini bir araya getiren kader mi yoksa tes...