ATEŞ
Kafamdaki düşünceler gece boyunca uyumama engel olmuştu. Sabah erkenden kalkıp farklı birşey yapmaya karar verdim ve Alisayla ikimize kahvaltı hazırladım. Şimdiye kadar anladığım kadarıyla mantarlı omlet ve Yasemin çayını seviyordu. Bu işte Alya kadar iyi olamasam da elimden birşeyler geliyordu.
Herşey hazır olduğunda Alisa'yı uyandırmak için odasına yöneldim.
Kapıyı yavaşça tıklattım, ses gelmeyince kapıyı aralamak için kolu çevirdim fakat kapı içeriden kilitlenmişti. Bunu daha önce hiç yapmamıştı. Ne yani? Kendini güvende hissetmiyor muydu?Kendime bile itiraf etmekte zorlanmıştım ama bozulmuştum.
Bu kez kapıyı sertçe birkaç kez tıklattım, derin bir nefes sesi duyuldu.
"Alisa?"
"Hıııı" Miskin bir inilti şeklinde çıkmıştı sesi.
"Bu kadar uyku yeter, bir an önce hazırlan, eğitim için dışarı gel!"
Sesim sert ve otoriter çıkmıştı. Bu eğitimler gerçekten önemliydi ve ciddi bir disiplin gerektiriyordu. Alisa'yı hazırlamam için çok uzun vaktimiz olduğunu da sanmıyordum çünkü her an bir saldırıya uğrayabilirdi. Önce Umbra, sonra Dora..Bu saldırılarda şanslıydı, yanında ben vardım. Fakat er ya da geç Azazel ile tekrar karşı karşıya gelecekti, ve onu alt etmekten başka şansı yoktu.Odadan çıktığında üzerinde hâlâ pijamaları vardı,sanki az önce uyarmamışım gibi.Miskin miskin esnedi ve hazırladığım kahvaltıyı görünce duraksadı,gözleri kocaman açıldı.
"Alya mı geldi?"
"Yoo"
İşaret parmağıyla kahvaltının hazır olduğu masayı gösterip şaşkınca "Bunlar?" dedi.
"Neden şaşırdın?"
"Sen ve kahvaltı hazırlamak?Bunun için fazla... şeysin..." doğru kelimeyi bulmaya çalıştığında tek kaşım havaya kalkmıştı " Neyim?"
"Neyse işte,çok açım" diyerek çektiği sandalyeye oturup omlete girişti.
Sıradan bir kahvaltıydı işte,karın doyurmak için yapılan bir eylem. Neden bu kadar anlam yüklüyordu ki?
Ben de karşısındaki sandalyeyi çekip oturduğumda bakışlarını omletinden kaldırıp bana doğrulttu. " Immm, bu..." Ağzı doluyken konuşmaya çalışıyordu ve sesi boğuk çıkıyordu. Bu haliyle hem komik hem de sevimli görünüyordu. " Bu çok lezzetli." dedi ağzındaki lokmayı zorla yutarak. "Bunu hep isteyebilirim."
Ters bakışlarımla karşılaştığında öksürdü, düzeltti. "Yani,bazen isteyebilirim di mi?"
İstemsizce gülümsememe sebep olmuştu. Başımı onaylarcasına salladım "Tamam,tamam."
"Rüzgârsız bir gün, bu yüzden bugün ok ve yay kullanmayı çalışacağız."
"Ama.." Gözlerini omuzlarındaki yaralara çevirdi.
"Merak etme zorlayıcı bir ders olmayacak, yorulursan bırakırız."
"Hı hı." Başını sallayarak onayladı, kahvaltısını bitirmiş boş tabağı çatalla kurcalıyordu, dalgın görünüyordu.
"Dışarıda bekliyorum.". . .
ALİSA
Yediğim aşırı lezzetli omlet ve Yasemin çayı çok iyi hissettirmişti, enerjik ve keyifli hissediyordum.
Yalnız birazdan yakın temasta çalışacak olmamız yeniden gerilmeme sebep olmuştu.Üzerime rahat hareket edebileceğim birşeyler giyip, saçlarımı tepeden at kuyruğu şeklinde topladıktan sonra Ateş'i daha fazla bekletmemek adına hızla dışarı çıktım.
Elinde bir yay ve ok takımı tutuyordu.
Ona doğru yürüdüğümde, elindekileri bana uzatıp arkama geçti. "İlk adım" dedi ciddi sesiyle, "yayın ipini doğru şekilde gerip, oku tam yerine yerleştirmek." Güçlü elleri, ellerimin üzerindeydi, hareketlerimi yönlendiriyordu. Sıcak nefesini boynumda hissediyordum, bu da kalbimin hızlanmasına neden olmuştu. "Böyle" dedi fısıldayarak "Hisset.Ok ve yay senin bir parçanmış gibi."
Derin bir nefes aldım, Ateş'in yakınlığı dikkatimi toplamama engel oluyordu.
"Şimdi" dedi, "hedefe odaklan, gözlerinle oku takip et ve kalbinle ateş et."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Adam
FantasyAilesi kötü ruhlar tarafından katledilen bir adam,intikam ateşiyle avcılığı görev edinmiştir. Güçleri mühürlenmiş olan Alisa rüyaları yoluyla bu evrene düştüğünde geçmişindeki büyük sırdan habersizdir. Bu ikisini bir araya getiren kader mi yoksa tes...