Sorunun Cevabı

10 2 0
                                        


Yılbaşı gecesinden sonraki mesai saatine Atalay işe yine erken gelmişti. Çayı demlemiş kendisine doldurmuştu.

-Sabah bana sormadan neden mesai saatinden önce gittin, diye sordu Deha. Atalay cevap vermedi. Deha yavaşça koltuğa oturdu. Deha'da Atalay'ın onu cevapsız bırakmasından dolayı konuşmama kararı aldı. Ama içi kıpır kıpırdı. Dün gece Atalay'ın ne demek istediğini çok merak ediyordu. Yüreğim yaralı demişti hala Emine'yi mi unutamamıştı, yoksa başka birine mi aşık olmuştu. Kendisini neden Deha'ya açmıştı ki. Deha'nın onu sevdiğini biliyordu ona göre insan nasıl onu seven insana kendi sevdiği başka birinden bahsederdi ki! İçi içini kemiriyordu acaba Atalay onun peşini bırakmasını söylemeye mi çalışmıştı. Üstelik bu gece çay içip içmeyeceğini sormamıştı. Kalkıp kendisine Atalay'ın demlediği çaydan doldurmaya başladı.

-Benim demlediğim çayı içmek için benden izin aldın mı, diye sorup başını tezgâh tarafına doğru çevirdi. Afallayan Deha

-Ama neredeyse her gün senin demlediğin çaydan içiyorum, üstelik sen kendin bana dolduruyordun, artık izin mi almam gerekir, sorusunu kederle sormuştu.

-İzin falan almana gerek yok, derken Deha yanlış anladığını düşünüp ferahlarken Atalay konuşmaya devam etti.

-Bundan sonra benim demlediğim çaydan içmeyeceksin, mesele sadece çayda değil bundan sonra benimle konuşmayacak, bana selam vermeyecek, bana gülümsemeyeceksin. İş ile ilgili bir husus olmazsa çenemizi kapalı tutacağız, dedi.

Deha gözlerinden durduramadığı yaşların akmasını umursamayarak

-Neden, diye sordu.

-Ben öyle istiyorum.

Atalay'ın son lafından sonra yarım kalan bardak orada durdu. Bir ay boyunca beraber aynı yerde çalışan bu iki kişi hiç muhatap olmadılar.

Deha'yla sevgili olmak isteyen eskiden takıldığı bir adam Eren vasıtasıyla Deha'nın evini buldu. Kapıyı çalıp Deha'nın açmasını bekledi. Deha karşında ona takıntılı olan Suat'ı görünce şaşırdı ama çokta önemsemeyerek eve davet etti. Suat Deha'nın neden böyle bir yerde yaşadığını, neler çevirdiğini anlamamıştı ama sorma gereği de duymadı. Koltukta oturan Deha'ya yaklaşıp

-Seni çok özledim bebeğim, diyerek Deha'yı iyice kendisine doğru çekti.

-Ne istiyorsun?

-Sen de beni özlemedin mi, diye sordu Suat.

-Niçin seni özleyeyim ki? Sonuçta seninle bir ilişkim olmadı.

-Ama biz seninle gece gündüz, durmadan seviştik, hiç mi özlemiyorsun o günleri, diye sordu.

-Hayır, neden özleyeyim ki yatakta senden daha iyi olan birçok insanla birlikte oldum. Aklıma bile gelmedin bunca zaman, dedi.

-Yalvarıyorum sana sadece bir seferliğine bana şans ver, bak her şey senin istediğin gibi olacak. Öpüşmek istemediğin için dudağına yaklaşmam bile lütfen kendini mahrum etme bana, diyerek ellerini tuttu.

-Çek ellerini üstümden, istemiyorum seni, diye Suat'ın ellerini itekledi.

-Sen de nazlanmayı kes, diyerek Deha'nın bileklerini sıktı Suat. Deha adamı evinden kovup işe gittiğinde Suat kapının önünde onu takip etmek için bekliyordu. Fabrikanın önüne geldiğinde tekrardan Deha'ya yanaşıp duvara sıkıştırıp yanağını okşadı.

-Senin gibi bir güzellikten böyle çabuk vazgeçeceği mi sandın, dedi. Deha yüzüne çevirerek

-İstemiyorum seni anlasana, dedi. O anda oraya doğru yürüyen Atalay iş arkadaşının sıkıştırıldığını, orada zorla tutulduğunu anladı.

YUVAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin