25. bölüm

1.9K 213 16
                                    

Uykumdan sevgilimin mis kokusuyla kuşatılmış halde uyandım, içimdeki sertlik de cabasıydı. Kısa bir sabah seansından sonra kendimizi banyoya attık, yine oynaşa oynaşa yıkandıktan sonra kapımız çalmaya başladı.

"Ben açıyorum güzelim." Belimdeki havluyla kapıyı açtığımda nefesim götüme kaçmıştı. Pars baba oldukça sinirli bir ifadeyle kapıdaydı, arkasında iki iri adam daha vardı.

"Ağaç oldum, neredesiniz siz, arıyoruz açan yok..." sinirli sesiyle yutkunurken üstümde gezindi gözleri, arkadaki adamlara dönüp sinirle söylendi.

"Nereye bakıyorsunuz siz, arabaya gidip orada bekleyin." Adamlar korkuyla merdivenlere yöneldiler, kapıdan geçerken bana sertçe çarpmayı ihmal etmemişti.

"Hoşgeldiniz..." dedim tutuk bir sesle.

"Aşkım kim gelmiş?" Cihan cıvıl cıvıl bir sesle sorup salona girerken babasını gördü.

"Babacım, hoşgeldin. Bir sorun yok değil mi?" Adam bana sevimsiz bir bakış atıp oğluna hitaben konuştu.

"Atlas'ım şunu merak etmiş, dün küfelik olmuş ya sorumsuz. Nasıl kontrol et diyip beni yolladı, onun başı kalabalık. Babaannen geldi." Cihan oflayıp yüzünü buruşturdu.

"Biz gelmesek olmaz mı, cidden babaannemle tartışmak istemiyorum." Babası muzip bir sırıtışla bana dönerken gerildim.

"Şunu da alıp gelin akşama, beni o cadalozla yalnız bırakmayın. Şunu görünce bana sarmaz belki." Cihan suratını buruşturup babasına baktı.

"Şu diyip durma artık, sevgilim o benim. Babaanneme kızıp onun gibi davranıyorsun." Bu dediğiyle Pars baba boğazını temizleyip bana döndü.

"Akşam bize yemeğe gelin, Azer oğlum." Cihan bana bakıp göz kırpınca hafifçe gülümsedim, biraz uğraşabilirdim.

"Geliriz tabi babacım, ailemizle yemek yemek çok iyi olur." Cihan'ın gözleri parlarken babası gizlice suratını buruşturdu.

Geldiği gibi ani bir şekilde giden adamın ardından kendimi koltuğa attım. Bu adam beni çok geriyordu, aslında akşam yaşayacağım gerginliğin yanında solda sıfır kalacağını bilmiyordum.

İkimiz de giyinip Cihan'ın arabasına bindik, normalde hep gülen yüzü bozuktu. Elini tutup gülümseyerek sıktım, bana dönüp burukça gülümsedi.

"Bu akşam olacaklar için şimdiden özür dilerim adı güzel." Kaşlarım çatıldı sözleriyle.

"Hallederiz biz güzelim, sıkma canını sen." Hallederiz desem de emin değildim.

Araba otomatik açılan büyük bahçe kapısından girerken, her tarafı ağaçlarla kaplı devasa bahçeye hayretle  baktım. Dev gibiydi, ileride üç katlı büyük bir ev vardı.

Cihan arabayı evin önüne çekip inince bende indim, kapıya yaklaşmamızla açılması bir oldu. Siyah pantolon ve siyah gömlek giyinmiş bir kadın bizi içeri buyur etti.

"Nasılsın Nicole?" Cihan gülümseyerek sorunca kızın yanakları kızardı.

"İyi efendim, siz nasıl?" Cihan elimi tutup sıktı.

"Artık çok daha iyiyim." Bana dönüp sırıtınca gülümsedim, kızın bakışları yere inmişti.

İçeriye doğru yürüyünce kalabalık bir aileden gelebilecek olan yoğun bir sesle karşılaştık. Ceyhan abi, yanında güzel bir kadın ve sevimli bir kız çocuğu vardı.

Pars ve Atlas baba yan yana oturken yaşlı bir kadın suratsızca Pars babaya bakıyordu. Yüzündeki 'bunu sevmiyorum' bakışı aşırı belliydi.

Bizi gördüğünde aynı bakışın bin fazlasını bana attığını gördüm, yutkunup elini öptük sırayla. Ben öptüğüm gibi elini çekmişti, Cihan öpünce ise gülümseyip elini tutup yanaklarını öpmüştü.

"Senin bu saflığın Atlas'ımdan geçmiş belli ki, bunda ne buldun çocuğum? İşsiz, öğrenci, kılıksız..." kadın beni gömerken Pars babası bıyık altından sırıtıyordu.

Atlas babası kadının kolunu dürtüp sinirli bir sesle 'anneee' diye söylenince yutkunup kafamı Atlas babaya çevirdim. Bana güven vermek ister gibi anlayışla bakıyordu, hafif bir tebessümle başımı önüme eğdim.

"Ya babaanne, neresi kılıksız benim sevgilimin... hem işsiz de değil. Tasarım yapıp geçimini sağlıyor, öğrenciyken çalışmak ne kadar zor biliyor musun sen? Bazen iki gün boyunca hiç uyumuyor bu adam, sırf işlerini ve derslerini aksatmasın diye." Cihan beni hararetle savunurken tüm salon sessizliğe bürünmüştü.

Kafamı kaldırıp Cihan'ın sert yüzüne baktım, hala dimdik babaannesine bakıyordu. Kadın bile şok olmuştu, öylece sevgilim sert gözlerine bakarken yutkundu.

"Aman, bir şey demedik sevgiline." O gece alttan alttan onlarca ima alsam da daha sert bir söz duymamıştım.

Adı GüzelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin