23. bölüm

2K 215 14
                                    

Yüzümdeki aptal gülümseme ve alkolün etkisiyle yalpalayarak eve girdim. Cihan'ın benden soğumadığını duymak yetmişti, devamını duymak ise kanımı kaynatmıştı.

Beni seviyordu, kırgın değildi. Hatta ve hatta onu kıskanmam hoşuna gitmişti ama çocuğa anlayış göstermemem onu üzmüştü. Bütün dinlediğim şeylerden sonra içmeyi bıraksam da etkisi fena halde devam ediyordu, kapıyı kapatıp kilitledim.

Kendimi yatağa atıp sersem sersem gülümserken, güzel yüzü bir an olsun aklımdan çıkmıyordu. Ona istediği alanı tanımak istiyordum ama kısa sürede çok alışmıştım Cihan'ıma.

Benim dünyam olmuştu, sadece cinsellik için başlasa da aşka dönüşüp beni yakıp kül etmişti. Kokusuna, tenine, ama en çok da o masumlaşan bakışlarına aşık olmuştum.

Sağa sola dönüp dursam da kokusu olmadan uyuyamıyordum, elimi telefona atıp aradım. Bir süre açmadı ama sonra yüksek müzik sesiyle açtı telefonumu.

"Efendim?" Sorar gibi konuşmasıyla bir iç çektim.

"Aşkımmm, uyuyamıyorum sensiz, kokunsuz.... ne zaman geleceksin?" Derin derin iç çektiğini duydum.

Yandan gelen kıkırtılarla yüzüm buruştu, belki de hoparlöre almıştı telefonu. 'Gitsene yanına Ciho, aptal mısın?' Başka birisi daha kıkırdayıp konuşunca gülesim geldi.

'Kocan seni özlemiş, koş koş.' Cihan bir kez daha iç çekti.

"İçtin mi adı güzel?" Kafamı salladım, sonra dudağımı büzdüm.

"Seni çok üzdüm bugün biliyorum, içim yanıyordu bu yüzden. Sönsün istedim aşkım, sen olmadan sönmüyor ama."

Etrafındakilerden 'ayyyy, ay aşık buuu' gibi sesler gelirken gülüp iç çektim. Kendimi rezil mi ediyordum bilmiyorum ama umurumda da değildi.

"Çok aşığım sana, çok seviyorum biliyorsun. Kıskanç köpeğin tekiyim ama sen çok güzel olduğun için daha da kıskanç oluyorum. Hadi gel de affettireyim kendimi sana, istersen yine sen yaparsın." Kıkırdamalar artarken Cihan 'lan' diyip telefonu kapattı.

Yatakta uzanıp tavanı izlemeye devam ederken ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama kapım deli gibi yumruklanınca sırıtıp ayağa kalktım. Aşkım gelmişti sonunda.

"Aşkım, Cihan'ım.... hoşgeldin." Kıpkırmızı bir suratla bana bakarken sırıtıp onu kendime çektim ve sımsıkı sarıldım.

Kokusu burnuma dolarken rahat bir nefes aldım, yüzüme yaklaşınca öpecek sandım. Ama o sadece yüzümün yakınını koklayıp geri çekildi, suratı buruşmuştu.

"Ne içtin bu kadar amına koyayım? Çakmak çaksam alev alacaksın." Alnımı omzuna yasladım, merdivenleri çıkan birileri vardı ama umurumda değildi.

"Özür dilerim, gerçekten çok üzgünüm aşkım. Ama nolur yaa, şu cezayı iptal et. Ben nasıl sensiz dört gün uyuyayım, valla uyuyamıyorum bak." Derin bir iç çekip arkasına baktı.

"Babam burada adı güzel, fazla rahat konuşma." İç çekip omuz silktim, umarım Pars babası değildir.

"Ay babacım, küfelik olmuş buuu..." Atlas babasının sakin sesini duyduğumda yutkunup kollarımı sevdiğimin beline sardım.

"Alkol zehirlenmesi falan yaşamaz değil mi?" Arkadan kısık sesli gülüşünü duyduğum babası konuşunca Cihan rahat bir nefes aldı.

"Yok beee, bu kadarcık içmekle olmaz tabi ki. Ama biraz daha böyle durursa sızacak boynunda, götür yatır şu aptal aşığı." Odama doğru yürümemi sağlarken kokusu sayesinde mayışmıştım.

"Şimdi uyu, bütün bunları sabah konuşuruz yavrum." Kolunu can simidine tutunur gibi sıkıca tutarken gülüyordu.

"Ben uyurken gidemezsin ama, benimle uyumak zorundasın. Söz verdin bana, hep yanında olacağım demiştin." Dolmaya başlayan gözleriyle eğilip yumuşak bir şekilde alnımı öptü.

"Sen uyu aşkım, babamı yollayıp kollarına geri geleceğim." Kolunu elimden kurtarıp odadan çıkarken bana masum bir gülümsemeyle baktı.

Onun en sevdiğim hali bu masum bakışları takındığı zamanlar olabilirdi, gözlerimi kapıya dikip gelmesini bekledim ve onsuz uyuyamayacağımın bilincinde öylece gelişini bekledim.

Adı GüzelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin