45. bölüm Pars-Atlas

868 122 8
                                    

Atlas'ın hamileliği oldukça rahat ilerlemiş ve ikinci oğlu Ceyhan'ını kucağına almıştı. Doktor çok dikkatli olmasını, üçüncü gebeliğin son gebeliği olmasını söyledi.

Pars adamı onaylarken Atlas bozulmuştu, o sevdiği adamla kalabalık bir aileye sahip olmak istiyordu. Onunla bir ev dolusu çocuğu olsun, büyük ve mutlu aileleriyle, huzurlu bir ömür geçirmek istiyordu.

Yine de sağlığı yerinde olmazsa bunların hepsinin imkansız olacağının da farkındaydı, kocasına baktı. Onsuz kesinlikle dağılırdı, iki gün hastanede kaldığında bile morali oldukça bozulmuş ve endişeden delirmişti.

Bu kadar sevilmek, küçükken büyük yaralar almış ruhuna merhem gibi geliyordu. Bütün yaralarını öperek sarıyordu, her bir anı sevgiyle ve şefkatle doluydu.

Pars'ın koynuna sokuldu, kokusunu içine çekti. Bebeği yaşına girmek üzereydi ve çok sevimli, ayrıca sorunsuz bir çocuktu. Doğumundan beri çok fazla uykuya düşkündü, bu da Atlas'ın işine geliyordu.

Oğlunu uyutmuş, soluğu kocasının kollarında almıştı. İkili her fırsatta yine birbirlerinin teninde kayboluyordu, Pars onu incitmemek için çaba gösterse bile bazen her yeri morarmış halde uyanıyordu.

Aşk izleriyle dolu boynu ve omuzları pek iyileşemiyordu. Şirkette işler yoğun olduğu için Pars yetişemiyor, Atlas bakıcıyı çağırıp soluğu şirkette alıyordu. Bugün yine yoğun bir gün olmuştu, bakıcı kadını da değiştirmesi lazımdı. Çünkü kadın çocuklarla iyi ilgilense bile kendisiyle de bir o kadar ilgileniyordu.

Pars bunu fark ederse büyük bir sorun olurdu, ama ondan gizlemeye hiç niyeti yoktu. Sakince konuyu açtı, sevgili kocası onun uzayan saçlarıyla oynuyordu o sırada.

"Sevgilim, yeni bir bakıcı bulmamız gerek. İlan açtırabilir misin?" Pars'ın kaşları çatıldı.

"Ne oldu güzelim, bebeklerimizle yeterince iyi ilgilenmiyor mu?" Atlas çenesini adamın kaslı göğsüne koyup gözlerine baktı.

"Bana ilgisi var gibi, rahatsız hissediyorum." Sıkılan çeneden gelen gıcırtıyla elini atıp okşadı sert hatları.

"Sakin ol, bir hamle yapmadı henüz. Ama beni biliyorsun, yakın zamanda olması muhtemel... o zaman gelmeden yeni birisini bulmak istiyorum." Pars kafasını sallayıp eşini nazikçe öptü.

"Senin kendi evimizde rahatsız hissetmen en son isteyeceğim şey, Nagihan ablaya söyleyeyim bir ilan açtırsın. Yaşlı birisini alalım bu sefer, açık fikirli bir nine..." ikisi de gülüp sarmaştılar.

"Bu arada reglim dün bitti..." adamın koyulaşan gözlerine bakıp yutkundu.

"Ve sen bana bunu söylemek için bu kadar bekledin.... bunun hesabını vereceksin." Bir anda kendini sırtüstü yatar halde bulmasıyla çığlık attı, Pars ise arsızca gülüyordu.

"Bütün odalara ayrı ayrı yalıtım yaptırmamın sebebi buydu işte, sesinin çocuklarımızı uyandırmaması ve aşkımızın bölünmemesi..." Atlas gülerek sertçe ensesini kavradı kocasının.

"Bir sen, bir ben.... özledim bende... içinde olmayı..." Pars sırıtıp hızla soyundu.

"Sevgilim nasıl isterse, ama önce ben.." birbirlerine aşkla dolu öpücükler verip, arzuyla birleştiler.

Pars'ın içine girdiğinde onunla daha da yoğun bir bağ kurduğunu hissettiğinden beri oldukça sık tekrarlanıyordu bu birliktelik. İkisinin de bu konuda bir sıkıntısı yoktu, sonuçta kalpleri, ruhları ve bedenleri birbirine aitti.

Birbirileri sayesinde nefes alıyor, huzur buluyorlardı. Aşkları gözlerinden bile anlaşılıyor, girdikleri her ortamda parmakla gösteriliyorlardı. Oldukça ünlü bir aile olmuşlardı ve evlatları ile aileleri de büyüyordu.

Hatta ve hatta Atlas'ın ailesi onunla daha iyi bir iletişim içindeydi şu an. İlk oğlu doğduğunda babası gelip ondan özür dilemişti, evliliği ile ilgili tebrik bile etmişti.

Çocuklar da dede ve babaanneleri ile oldukça iyi anlaşıyorlardı. Hatta Atlas'ın annesi Ceyhan'a bayılıyordu, onu ilk oğlunun küçüklüğü gibi görüyordu. Bu yüzdende en çok ilgiyi Ceyhan çekiyordu üstüne, bundan da pek şikayetçi değildi küçük bey.

Tek sorun Atlas'ın annesinin, Pars'a durmadan laf sokmasıydı. Kim ne derse desin kadın vazgeçmiyordu bu kötü huyundan. Pars görmezden geldikçe daha da abartıyordu, kimse bilmese bile Atlas annesini bu konuda oldukça sert bir şekilde uyarmıştı.

"Bir daha benim sevgilime, kocama kendini kötü hissettirirsen annem olduğunu unuturum. Ciddiyim, uğraşmana laf söylemiyoruz diye çizgiyi aştın. Kendine gel yada bizimle iletişimi kes."

Belki sert bir çıkış olsa da, onunla sevgiyi bulmuşken Pars'ın üzülüyor olması kanına dokunmuştu. Onları erkenden yollayıp kendini kocasını teselli etmeye adadı, kesinlikle kendisi arzuladığı için değildi canım... ne alakası var yani....

Adı GüzelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin