46. bölüm (FİNAL)

563 118 19
                                    

Pars oğlunun balayından dönmesini beklerken eşiyle başbaşa kalmaktan oldukça mutluydu. Oldukça mutlulardı, yaşları geçmiş gibi torun sevdikleri anlar da oluyordu... liseli gibi birbirlerinde kayboldukları anlar da...

Hala onu ilk gördüğündeki heyecanı hissediyordu, her gördüğünde kalbi göğüs kafesinde çırpınmaya başlıyordu. Sadece gençliğindeki korkusu yoktu, onu başkasıyla görme korkusu...

Yıllarca bu korkuyu yaşamıştı ona aşık olduğu ilk yıllarda, neyse ki onu kendine aşık edebilmişti uzun uğraşlar sonunda. Şimdi ise hayatının en huzurlu yıllarını yaşıyordu, tabi kayınvalidesi izin verdikçe.

Cihan ve Azer balayını bitirip eve döndüklerinde rahat bir nefes alabilmişti, çünkü kadın Azer'den ondan ettiğinden daha fazla nefret ediyordu. Gülüp damadının acı çekişini izliyordu, oğlunu sevmiyor olsa onu gebertirdi.

"Babaanne, kocamı rahat bırak." Cihan bacak bacak üstüne atıp bronz bacaklarını ortaya serdi. Evde olduğu için kısa bir şort giymişti, Azer yutkunup bacaklarını süzdü.

"Yavrum, uzun bir şey mi giysen acaba?" Cihan oturunca iyice sıyrılan şortuna baktı, evdelerdi sonuçta omuz silkti.

"Gerek yok hayatım, iyi böyle." Azer yutkunup yere çevirdi bakışlarını, kısa sürdü ama bu... mıknatıslı gibi uzun ve kaslı bronz tene döndü hemen.

"Neler yaptınız kuzum, anlatmadınız hiç... ayyy, aşkım bizde bir tatile mi çıksak acaba baş başa, hmmm?" Atlas sonradan Pars'a dönüp cilvelenince babaannesi kalkıp gitti.

"Senin hangi istediğine hayır dedim ben güzelim, nereye istiyorsan oraya gidelim." Atlas başını kocasının omzuna koyup boynunu minicik öpünce derin bir nefes almıştı hemen.

"Zaten bu yüzden bu kadar uzun ve sağlıklı bir hayat yaşıyorsun kocacığım, yani evliliğimiz boyunca böyle olmaya devam et ki daha da uzun yaşa.." gülerek esmer boynu bir kez daha ama daha sıkı öptü.

"Birazdan gözlerini oymak isteyebilirsin, ppfftttt.." Cihan eğilip Azer'in kulağına fısıldayınca adamın tüylerinin ürperdiğini anında fark etti.

"Güzelim, biz bir dosyaları kontrol edelim. Hadi gel..." Atlas omuz silkip koltuğa yaslanınca Pars yandan bir gülüşle kocasını kucakladı ve yaşından beklenmeyen bir çeviklikle merdivenleri hızla tırmandı.

Azer de fırsat bilip bronz bacağı kucağına çekip ayağının üst kısmını aşkla öptü. Cihan aralık dudaklarla ona bakarken çoktan nefesi hızlanmaya başlamıştı.

Bacağından çekip yatırdığı güzelliğin bacakları arasına uzandı ve dudaklarına yapıştı. İkili kaptırmış kendilerinden geçmek üzereyken dış kapının sesini duydular, apar topar toplanıp sakince oturuyor imajı vermeye çalıştılar.

"Merhaba şerefsiz köpek, arayıp sorduğun için sağol... çok iyiyim..." Azer düğünden beri görmediği yada konuşmadığı kardeşiyle karşılaşınca göz devirdi.

"Evet abicim, evliliğim harika gidiyor, balayım da mükemmeldi sağol." İkisi birbirine bir süre bakıp sonra gülüştüler.

"Sevda karısı... annemin haberi var mı sevgilinden?" Kardeşi gülüp parmağını gösterdi, iri taşlı bir yüzük vardı.

"Sen götünü gezdirirken beni istedi Pars ve Atlas babalar, ailemiz de verdiler." Bilmişçe güldü.

"Annem lokma döktürmüştür, bıkmıştı senden." Sevda gülüp orta parmak çekti ve eniştesine sıkıca sarıldı.

"Sana çok üzülüyorum bebeğim, bununla bir ömür.... ıyyyyy...." Cihan gülüp kapıdan içeri giren abisini gösterdi.

"Bu adamla evlenecek olan da sensin, duygularımız karşılıklı güzelim. Bir ara baş başa takılalım da bilgilerimizi paylaşalım." Sevda eniştesinin kolunu tutup yanına sokulunca iki adamın kaşları çatıldı.

"Azer var ya... eskiden hiç böyle değildi. Ağlak zırlak bir şeydi, siniri bozulsa bile ağlardı. Şimdi baksana kimseden korkmadan ailenin salonunda seninle neler yapıyor, şaşırıyorum." Sevda'nın kulağına fısıldadıklarıyla güldü Cihan.

"Peki sen, gerçekten liseye kadar, sadece tembellikten altına işediğin doğru mu? Bunu abim duyarsa ne der acaba?" Sevda şok olarak geri çekildi.

"Tamam, kocan hakkında konuşmayacağım enişteciğim. Anladım." Cihan gülerek hiçbirşey anlamamış olan kocasını öptü alnından.

"Anlamana sevindim, kardeşi olman bir şeyi değiştirmez çünkü. Onun canı benim canım, canını sıkanın canını sıkarım." Azer gülerek Cihan'ını kucağına doğru çekti.

"Seni çok seviyorum ben yaaa.... valla bak. Yiyesim geliyor artık seni." Cihan az önceki tehditkar halinden çıkıp cilveyle omzunu omzuna vurdu.

"Bende seni çok seviyorum aşkım, bu kadar ziyaret yeter. Hadi evimize gidelim.... sonra da beni bir güzel ye." Son cümleyi kulağına fısıldayınca Azer anında ayağa kalktı.

"Bu arada abi, babamların odasının kapısını falan çalmayın. Atlas babam cilve dönemine girmiş..." Cevdet duyduklarıyla fırlama şekilde gülünce iki çiftte evden ayrıldılar.

Herkes gerçekten mutlu bir hayat yaratmıştı kendine, bunu yargılayan insanları takmadan yapabilmeleri ise onların en büyük gücüydü.

Cihan uzaktan izleyip gözyaşı döktüğü adamın kendisine bu kadar aşık olacağını asla düşünemezdi, ama onların yazgısı her zaman birbirlerinden ibaretti......

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 5 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Adı GüzelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin