2. bölüm

5.6K 281 48
                                    

Üç gündür odamın kapısını kilitleyip öyle uyuyordum ve kafam rahattı. Sınava çalışıp uyumayı planlarken mahalledeki sesleri duydum, Cihan yine Azer bülbül coverı olan o şarkıları çalıyordu ses bombasından.

Camımı açıp trafoya doğru bağırdım 'CİHAAANNN' diye...

"Söyle, adı güzel..." diye cevap geldi.

"Kıs şunu, kafa kalmadı yaaa. Ders çalışıyorum oğlum." Anında kısılan sesle sırıttım, ben ne desem yapıyordu bu aralar.

Kapı kolum oynarken yutkundum, yine gelmeye çalışıyordu. Bundan sonra onun koynuma girmesine tahammülüm yoktu, midem kaldırmıyordu bu şekilde kullanılmayı ve ortada piç gibi bırakılmayı.

"Cihan, bira var mı?" Diye bağırdım, gülüşünü duymuştum.

"Sana bira köpek olsun, gel alayım." Sesiyle üstüme ince bir gömlek atıp kapımı açtım, Can salonda turluyordu.

"Nereye gidiyorsun? Beni artık odana da mı sokmuyorsun Azer, sen böyle değildin..." ona tersçe bakıp kafamı çevirdim.

"Artık koynuma girmeni istemiyorum, bizden bir bok olmaz." Gözleri büyürken eğilip ayakkabılarımı giydim ve evden çıktım.

"Oooo, adı güzel... sen benden bir şey ister miydin yaaa..." gülüp yanına oturunca elime birayı tutuşturdu.

"Bu aralar canım sıkkın be Cihan, bir bira kesmez gibi geliyor."

Beni kolunun altına çeken adama bakıp burukça gülümsedim, alnını omzuma vurup kendi yarım birasını dikledi. Bende o dikince kendi biramı diktim ve yarısından çoğunu içtim tek seferde.

"Azer, seni hep gittiğim mekana götüreyim istersen. İki insan görürsün, kafan dağılır." Kafamı sallayıp onaylayınca yüzünde imalı bir gülümseme oluştu.

"Gidelim bakalım, iyi olur valla." İkimiz aynı anda ayaklandık ve Cihan'ın karım dediği Mercedes'ine bindik.

"Bar biraz loş, haberin olsun." Kafamı cama dayayıp salladım sadece.

"Sorun değil." Biramı bitirip ayağımın dibindeki poşete koydum boşunu, inerken atardım.

Araçtan inip anahtarı valeye verdiğinde mekana baktım, sonra ters bir şekilde yanımdaki şerefsize baktım. Gay bara getirmişti beni, ondan da bu beklenirdi zaten.

Derin bir nefes alıp arkamı döndüm, kolumdan tutup beni de kendiyle sürüklerken direnmeyi bırakıp oflayarak içeri girdim. Etraf sakindi, dans edenler ve masada içerek sohbet edenler vardı.

"Benim masa şurada." Burada masası olacak kadar takılıyor olmasına şaşırmamıştım, piçliğine saklamıyordu kendini.

"Ayyy, Cihan gelmiş." Feminen bir tip koluna girip sırnaşınca Cihan ona beni gösterdi.

"Doluyum yavrum, başka zaman." Dudaklarını büzse de gitmişti hemen genç, şaşırdım.

"Lan takılsaydın çocukla, bana mı bakacaksın bütün gece sanki." Kafasını sallayıp onayladı, dudağını ısırıp beni masaya çekti. Yine dibime girmişti, nefes alsam kokusunu içime çekeceğim kadar yakındı.

"Sen varken kimseyi buraya yaklaştırmam adı güzel, kaparlar yoksa seni. Adı güzel, kendi güzel adamsın."

Biraz uzaklaşıp derin bir nefes aldım ve geçen garsondan bir içki istedim. Bu gece kafam güzel olsun istiyordum, eve gidip Can ile uğraşmak istemiyordum.

Bir kaç bardak sonra piste çekilmemle eğlenceyi buldum, sallanıyor, değişik bedenlerle dans ediyordum. Karşımda kimin olduğu umrumda bile değildi, suratımdaki sarhoş gülümsemeyle kollarımı önümdeki bedene sardım.

Boynuma dolanan kollarla iyice keyfim yerine gelmişti, kendime çektiğim bedene sürtünürken yutkundum. Benim gibiydi, iri ve kaslı. Normalde biraz daha kıvrımlı bedenleri tercih ederdim, Can gibi.

Kalçasına attığım elim kaslara gömülmüştü ve bu bana garip bir zevk vermişti. Kendimi ona daha çok sürtüp boynuna gömüldüm, öpüp kokluyordum adamı.

Kalçasındaki elimi beline çıkartıp beni pissten indirdi, masada bıraktığım gömleği eline alıp seslendiğinde az önce yiyiştiğim kişinin Cihan olduğunu anladım.

"Cenk, benim hesaba yaz." Karşılık bile beklemeden elimi sımsıkı tutarak sürüklemeye başladı beni.

Arabaya bindiğimizde deli gibi azmıştım ve onun kim olduğu umrumda değildi.

"Bana gel, olur mu?" Sesli bir nefes verdi.

"Olur adı güzel, olur."

Adı GüzelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin