0.1

4K 89 116
                                    

[Bence "Kaybolan Yıllarım" eşliğinde okuyun.🤎]
.
.
.
"Şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler.."
.
.
.

"Gittiğin günden beri, zaman durmuş gibi. Her an seni özlüyor, her gözyaşımda seni arıyorum."

🌙

Yine Güneş doğmuştu.Yine onsuz, nefessiz, aşksız... Anılarla yetinilemeyen birgün. Anıların hasretime çare bulamadığı birgün...
Ne olduğumdan, ne olduğundan habersiz birgün...

Yataktan kalktım, sendeledim. Ama kalbim kadar sendeleyemezdi bedenim. Başımın dönmesi artarken, dolaba tutundum. Ve zar zor banyoya gittim. Girdiğimde kendimi tutamadım, bıraktım. Zaten ne gözyaşlarımı, ne hasretimi ne de bedenimi tutabildim.
Gözyaşlarım gözümden düşerdi aralıksızca.
Hasret denilen şeyse illet gibiydi.
Bedenim ise, insana benzemiyordu. Zorlanarak kalktığımda aynaya bakamadım.
"Yüzümdeki neşe solmuştu."
-Zaten, sen gittiğin günden beri, herşey soluktu...-
Bakamadım aynaya, bakamadım. Solgundum. Kumral ile beyaz arası olan tenim sararmıştı. Gözlerim ağlamaktan kıpkırmızıydı. Uykusuzluk gözaltlarımı şişirmişti. Mosmordu.
Zayıflamıştım iyice. Zaten zayıftım, iyice zarganaya dönmüştüm.
Saç tellerim birbirlerinden habersizce dağılmışlardı. Dudaklarım kuruydu.
Ve,
Ve,
Ve,
Keşke dudaklarımdaki hissiyat, kuruluk değilde senin dudakların olsaydı...

1,5 yıl
Koskoca 1,5 yıl.

1,5 seneden beri böyleydim. Kendimden geçmiştim. Onun benden vazgeçtiği gün, bende kendimden vazgeçmiştim. Kaybolmuştu günlerim, kaybolmuştu haftalarım, aylarım. Kaybolmuştu yıllarım.
Kaybolmuştu, o çocuksu ruhum.
Bırakıp gitmeden önce bir hançer saplamıştı yüreğime. Çekip alamamıştım. Ondan kalan, beni hergün öldüren bir hançerde olsa ben vazgeçememiştim.
Nefretim ve öfkem aşkımın ateşinde yanıyordu. Aşkım bu denli harlı olmasa böyle olur muydum ki zaten?

Eskiden alkol almayan ben, şimdi hergün onu arar olmuştum. İlk 1 yıl deli gibi hissediyordum kendimi. Son 6 aydır, elimin gittiği şey alkol zıkkımı olmaya başlamıştı. Unutmak için, unutturmak için. Onu unutmak için...
Ama nafileydi. Unutamıyordum ki.
Alkolden geriye kalan, bir enkazdı.
Solan yüzüm, solan kalbim, solan hayallerim...

-----------
Evimde 1,5 yıldan beri sessizlik vardı. Çünkü sesim oydu, neşem o...
^Sükunetimin içindeki kelamdı.^
Telefonum çalmıştı. Şaşırmama engel olamadım. Kimsem yoktu ki, annem babam ben daha çocukken ölmüştü.
Bende yoktum.
Sevdiğim adam, beni onsuzlukla öldürmüştü. Yakmıştı beni. Onunsa ne yaptığını bilmiyordum. Deliler gibi özlerken, onun hala benle mi olduğunu dahi bilmiyordum.

Telefonu açtım.

"Alo?" dedim durgun sesimle
"Aloo, kızım Beren ben."
Heyecanla yerimde zıpladım. Şu 1,5 senenin içide yaşadığım en insana benzer histi.
"Ne Beren! Gerçekten sen misin?"
"Benim, benimm!"
"Yaaa Beren seni çok özledim!"
"Bende seni Derin'imm! Özlem gidericez merak etme! Adresin hala aynı mı?"
"Aynı aynı gel, bekliyorum."

Beren dönmüştü, gelmişti. En yakınımdı, sırdaşımdı. Canımdan candı! Hemen hemen 2 seneden beri yurtdışındaydı. Ara ara geliyordu. Ama uzun süre olmuştu görüşmeyeli. Çok özlemiştim onu çok!
Evin hali berbattı; içki şişeleri, peçeteler.
Misafir geliyordu ama dolap bomboştu.
Ne zamandan beri yemek yemiyordum ki ben?
Haftada bir, muz ya da elmayla karnımı doyuruyordum. Fazla alkolden midem bulanırsa çubuk kraker yiyordum. Başka birşey yoktu..
Ve en kötüsü, ben de berbattım.
Beren'in bıraktığı Derin'den eser yoktu.

Kapı çaldı, gelmişti gözümün nuru! <3

"Berenim hoşgeldin canım." dedim sevinçle.
"Hoşbuldum Derinim." dedi aynı samimiyetle.
Sarılmayı bıraktığımızda ağzı bir karış açılmıştı, şaşkın gözlerle bakıyordu.

"Hoşbuldum, hoşbuldumda bu evin hali ne Derin? Birşey mi oldu?"

Burukça gülümsedim, "Barış Alper beni terketti, bense hayatı." diyemedim.
Sorusuna cevap alamayınca daha da meraklanmıştı.

"Ee Barış nerde?"
Bu sefer daha da acımıştı canım.
Beynimin her tarafı zonkluyordu.
"Yine bana seni sordular,
Bütün eş dost yordular...
... kimi görsem unutmaz o beni diyorum."

Gel işareti yaparak, koltuğa geçtim o da geçtiğinde hala dilim söylemeye varmıyordu.

"Kızım korkutmasan beni."
"Ayrıldık biz Beren." diyebildim sadece. Yüreğimden, dilime bu kadar döküldü.
"Ne diyorsun Derin sen? Barışla sen ? Olmaz ki, mümkünatı yok." dedi inanmayarak.
Burukça tebessüm ettim.
"Bende öyle diyordum ama bırakıp gitti işte beni."
"Nasıl nasıl ya! Barış bunu nasıl yapar?"

Beren'in sorusunu kendime yönelttim içten içe
-barış bunu bana nasıl yapar?-

Tam anlatacaktım, anlatamadım. Gözüm karardı. Fazla alkolün tesiri altındaydım. Gözlerimi sıkıca yumduğumda, Beren ters birşey olduğunu anladı.

"Güzelim iyi misin?"
"İyiyim, sorun yok." diyebildim yalnızca.
"Anlatmak ister misin?" diye sordu.

O kadar ihtiyacım vardı ki, birine derdimi anlatmaya. O kadar ihtiyacım vardı ki!

"Terketti, dinlemedi, inanmadı, vazgeçti benden."
"Ne?" dedi Beren sessizce. Onun bile nutku tutulmuştu.
Daha fazla dayanamadım, Beren'e sıkıca sarıldım. Gözyaşlarımı serbest bıraktım.
Güçsüzdüm, hemde çok güçsüz. Kanadı kırık bir kuş gibiydim..

_________

Berenle balkonda oturmuş yıldızları izliyorduk. Olan biten herşeyi anlatmıştım.
Ağlayarak, kızarak, söverek, üzülerek ve özleyerek.
Ne varsa anlatmıştım...
Uzun bir sessizlikten sonra söze girdi Beren.

"Bende ilk başta Barış olmayınca çoktan gitti sanmıştım."
Anlamamıştım demek istediğini.
"Neden, nereye gitti sandın?" diye sordum.
"Haberleri görmedin mi?"
İnternette dolaşmayalı o kadar uzun zaman olmuştu ki, kendimden bile haberim yokken, başkalarından hiç yoktu.
Anlamaz gözlerle bakarken, bilmediğimi anladı.
"Transfer haberleri çıkmıştı da. Malum yaz ortası, başlamıştır teklifler. Avrupa'dan falan isteyen vardı en son, büyük ihtimalle gider."
Kaşımı kaldırıp, dudağımı büzerek 'vay be' dedim yüz ifadelerimle.
"Eskiden herşeyini bilirdim, şimdi..."
Gözyaşlarım yerinden çıkıp yüzümde yol çizmeye başlamıştı. Beren, beni omzuna yatırdı ve ağlamaya devam ettim.

Günün son saatleriydi. Tüm gece derdimi anlatmıştım Beren'e, yalnızlığımı anlatmıştım. O da beni teselli ederek iyi gelmeye çalışmıştı.

"Şuan bir yerde çalışıyor musun Derinim?"
"Hayır. En son ayrılmadan önce bir şirkette tercümandım işte. Sonra bıraktım. 1,5 seneden beride birikimim ve annemlerden kalanla idare ediyorum. Para verdiğim tek şey alkol zaten."
Son cümlemden sonra güldüm. Kendime güldüm, acıdım. Ben ne haldeydim..?

"Ah be Derin'im. Sen hayattan kopmuşsun. Artık kendine iyi bakmanın vakti geldi. Benim tanıdığım Derin, bu değil.
Bak ne diyeceğim, spor klüplerine başvur. Zaten sporla ilgili yapıyordun tercümanlığı. Başakşehir'de değil miydin? Açıl büyüklere. Fenerbahçe'ye, Galatasaray'a başvur. Ne bileyim, hangisini bulursan yaz geç CV'ni. Senden iyisini mi bulacaklar?"

Galatasaray denince Beren'e boş bir bakış yolladım. Barış Galatasaray'dayken olmazdı.
Beren anlamış olacak ki sitemle sözs girdi,
"Ya transfer edilmiş diyorum. Çoktan valizini toplayıp gitmiştir bile."

"Öyle mi diyorsun?" dedim tereddütle.
Beren dediğini onayladığında "peki" dedim. Çünkü artık alkol alacak paramda kalmamıştı. Bir yerden başlamak gerekiyordu.
Ama ben, hala aynıydım. O bir günde intikam yemini etmiş kızlar gibi değildim.
Bitkindim, çelimsizdim, solgundum.
Tükenmiştim.

Ta ta ta ta! 🎀
İlk bölüm. 🫶🏻 Lütfen oylamayı ve görüşlerinizi dile getirmeyi unutmayın. Destek olursanız çok sevinirim.🤎

-eyl.🐣

Tükeneceğiz | barış alper yılmaz. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin