Oy ve yorum lütfen 🤍🫶🏻
Git, git, git...
Barıştan.
Derin, göğsüme kafasını yaslamış, hüngür hüngür ağlıyordu hala. Ve elimden hiçbirşey gelmiyordu. Canımın içini, kendi ellerimle ateş atmıştım.. Keşke inansaydım..
Keşke bir kez olsun dinleseydim.
Keşke onu bu hale getiren ben olmasaydım.Ben kendime küfürler yağdırırken, ağlama sesleri bir anda kesildi. Kafamı eğip Derin'e bakmamla, gözlerinin kapandığını gördüm. Hafif kendimden uzaklaştırdığımda boynu büküldü, bayılmış mıydı? Uyanması için sarstım ama olmuyordu. Endişeyle seslendim.
"Derin, Derin! Aç gözünü!"Yankılanan sesimle birlikte, odanın dışında tetikte bekleyen ekip içeri daldı. Başta Beren, arkasında Kerem ve bizimkiler vardı. Derinse kucağımda yarıbaygın dururken, suçlayıcı gözlerle karşılaştım.
"Antidepresan içti, sakinleştiricide aldı. Uyuyakalmıştır." Dedi Beren donuk sesiyle.
"Kerem yardım etsene." Deyip Derin'in kafasını tuttu, Kerem ise Berkan'ın yardımıyla yatağa yatırdı.
Herşeyi sanki hipnoz olmuşum gibi izliyordum. Elimden hiçbirşey gelmiyorduBu hikayenin kötüsü bendim...
Derin narindi. İlaçlar yan etki yapar mıydı? Kızacaklarını bilsemde, kısık bir sesle sordum Beren'e.
"Derin iyi olur mu? İlaçlar yan etki yapar mı?"
Beren'den gelen histerik bir kahkaha doldurdu odayı.
"Paşama bak ya! Birde merak ediyor!" Dedi hiddetle.
"Kız senin yüzünden bu halde. Sorularına bok cevap alırsın. Şimdi siktirgit."
Derin bir nefes aldım.
"Derin bu haldeyken hiçbiryere gitmeyeceğim!" Dedim.
"Niye daha önce gittin ama? Şimdi zor mu geldi paşama?"
Sıkıca gözlerimi yumdum. Pişmanlık duyduğum herşey bir bir önüme geliyordu ve Derinle arama mesafe çekiyordu.
Yüzümü sıvazladım. Beren bana göz devirip Kerem'e döndü."Kerem gel, burnuna pansuman yapalım." Dedi.
Üzüntüyle baktım Kerem'e.
Berense bakışlarını Kerem'den çekip bana doğrulttu.
"Zarar verdiklerin bir değilki. Boş adamın tekisin Barış!" Dedi. Haklıydı. Ben etrafımdaki iyi-kötü herkese zarar veren, boş bir adamın tekiydim. Banyoya doğru gittiklerinde Yunus ve Berkanla başbaşa kalmıştık.
Hep esprili olan Berkan söze girdi.
"Oğlum sen ne yaptın? Kerem'den ne istedin salak herif!"
Susmayı tercih ettim. Çünkü geçen gün Kerem'e patladığım gibi patlamak istemiyordum kimseye. Haklıydı Berkan, Derin'de haklıydı, Kerem'de,Beren'de...
Bana karşı çıkan herkes o kadar haklıydı ki..."İnsanların hayatına sıçıyorum sadece, yoruldum." Diye fısıldadım. Odanın kapısının çalınmasıyla Yunus'a açması için işaret verdim. Gelen kişi Arastı. Hala salak bir dallamaydı bence. Ama Derin'e o kadar zarar vermişken birde kıskanmak istemiyordum. Bu kadar bencil olmak istemiyordum.
"Hoşgledin Aras." Diye karşıladı Berkan ile Yunus.
Bense mimik vermeden Derin'in yatağının yanındaki koltuğa geçtim.
Bu sırada Beren ve Kerem'de banyodan gelmişti. Yani şu an tam kadro, Derin'in uyanmasını bekliyorduk.
Aras yer bulamayıp Derin'in ayak ucuna sakince oturduğunda, iyice sinirlerim gerilmişti. Beren bunu farketmiş olacak ki, söze girdi."Rahat dur, olay istemiyorum Barış. Derin zaten uyanır şimdi." Dedi. İçimden büyük bir soluk alıp gözlerimi 'tamam' anlamında açıp kapattım. Bu sırada bakışlar hareketlenmeye başlayan Derin'e dönmüştü.
Derinden.
Yavaş yavaş uyanmaya çalışıyordum. Gözlerimi kısarak açmaya çalıştığımda bu sefer başarılı olmuştum. Başımın ağrısı öyle fenaydı ki, ölsem yeriydi. Gözlerimi etrafta gezdirdiğimde herkesin burada olduğunu gördüm. Uyanmaya başladığımı farkeden Beren, hemen yanıma tüymüştü bile. Hafifçe doğrulup, sırtımı yatağın başına yaslamama yardım ettikten sonra şefkatle konuştu.