"Mutlu olmaktı dileğimiz
Suçlu ne sensin ne de benim
Şimdi sensizim sen de bensiz
Bir an gelip de küllenince
Yüreklerimiz dinlenince
Başka sevgilerde teselli bulunca
İşte biz o gün düşüneceğiz
Bir an gelip de küllenince
Yüreklerimiz dinlenince
Başka sevgilerde teselli bulunca
İste biz o gün düşüneceğiz
Etrafımızı sarıverecek
Bir boşluk ki asla bitmeyecek
Herşey bir anda anlamsız gelecek
İşte biz o gun tükeneceğiz
İşte biz o gun tükeneceğiz"Yorum atabilir misiniz? Benim için çok değerli. Lütfen, oylarınizi eksit etmeyin.🤍
.
.
.Barıştan.
Yavaş yavaş uyanıyordum.
En son Derin başını omzuma, bende başımı onun başına yaslamış, uyuyakalmıştık. Ne huzurluydu be.
Gözlerimi araladığımda güneşin doğmuş olduğunu gördüm. Derinse daha kalkmamıştı. Ayılmak için hareketlenirken o da uyandı. Temasımızdan ötürü utanmış olacakki, yeni uyanmış haliyle kesik kesik konuştu.
"Ee şey, ben, yani, pardon. Ee uyuyakalmışım. Bi-bilerek olmadı yani."
Bıyık altından gülüyordum bu heyecanlı tavrına.
"Yok sorun değil." Dedim sakince.
Toparlanıp telefonunu açtı ve Beren'i aramaya başladı. Berenle , ta Derinle sevgililik dönemlerimizden tanışıyorduk.
Durum bilgilendirmesi yapıp kapattı telefonu ve yolu izlemeye başladı.
Merakıma yenik düşüp sordum.
"Hala görüşüyor musunuz Berenle? Yani ben Beren'i merak ettiğim için soruyorum. En son yurtdışındaydı."
"Evet, görüşüyoruz. Yeni döndü zaten."
Aldığım cevapla memnun olmuştum. Derin'in çevresi var sayılmazdı. Aileside daha küçükken vefat etmişti. Birde ben terkedince ... Derince soludum. Ayrılmayıpta n'apacaktım? Midesiz gibi gezinecek miydim ortalıkta?
Kafamı koltuğa yaslayıp, tavanı izlemeye başladım. Gözlerimi kapattım ve ya böyle olmasaydıları düşünmeye başladım..Daha 2-3 saatlik yolumuz vardı. Ve kahvaltı etmek için indik otobüsten.
Arasla birlikte inen Derin'i görünce moralim bozulmuştu.
Hala mı Barış ya hala mı amk?
Hala mı?
Masalara geçtiğimizde En kenarda Derin, yanında Aras vardı. Derin'in karşısına Kerem oturmuştu. Bende Kerem'in yanına oturuduğumda Derin tam çaprazımdaydı.
Aras'a söylenip duruyorudu.
N'oluyoruz ya?
Ne o öyle? Didişen çiftler gibi?
Kafamda iyice paranoya yapıyordum. Zaten o mesajlardan sonra... Aralarında mutlaka birşey vardı.
"Ya Aras yemeyeceğim diyorum, midem bulanıyor sonra."
"E sen evdede yemiyorsun bence, tığ gibiisn kızım."
"Ya ne alakası var?" Dedi Derin inkar etmeye çalışarak. Ama nafileydi.
Aras'a katılıyordum ama; gerçektende tığ gibi kalmıştı. Fazla zayıflıkta iyi değildi canım!
"Çok alakası var güzelim. Bu kadar zayıflık sağlığa zarar."Güzelim?
Güzelim?
Keşke sadece benim güzelim olsaydın.Sinirlendiğimi çok belli eden biriydim. Bir kere şakaklarımdaki damar belirgenleşirdi. Yerimde duramazdım. Kerem farketmiş olacak ki, beni yatıştırmak için elini dizine koydu. Gözlerini yumup, açtı. Bu sakin ol kardeşim demekti.
Aras salağıda hala birşeyler yedirmeye çalışıyordu.
"Bak sen bunu yersin, ayva reçeli? Ne dersin?"
Yemezdi ki, yiyemezdi. Alerjisi vardı ayvaya.
Bakışlarım onda gezerken, onun gözleride beni buldu. Zamanında hastaneye 2 kere sefer etmişliğimiz vardı, Derin'in ayva alerjisinden dolayı.
Aklıma düşen anılarla burukça gülümsedim. Gözlerinin doluluğunu engellemek için sıkıca yumup açtı ve Aras'a döndü.
"Hee yok Aras. Alerjim var benim."Derinden.
Masanın ortasında son dilim olarak duran börek dilimine elimi uzattığımda, elime bir el değdi. Baktığımda Barışın eliydi. O da alacaktı sanırım. Hemen elimi çektim. O da çekti.
"Al sen." Dedi centilmence.
"Yok, yok sen al." Dedim üsteleyerek.
"Hiçbirşey yemedin zaten, ben doydum. Kalmasin diye yiyecektim. Ye sen." Dedi.
"Ama olur mu öyle? Maça çıkacak olan sensin." Dedim.
"Olur olur, doydum ben. Ye sen." Dedi.
Bende son kez gözlerinden onay alıp dilimi bomboş olan tabağıma aldım. Bu sırada Aras yan taraftaki çocukla sohbet ederken, Keremde bizi hipnoz olmuş gibi izliyordu.
Böreği çatala batırıp bir ısırık aldığımda, aldığım lezzet hiç hoşuma gitmemişti.
Herşeyi yiyen biride değildim zaten.
Ayıp olmasın diye bir ısırık daha aldığımda su içerek anca yuttum. Neliydi bu? Hiç sevmemiştim. Al işte, çocuk alacaktı böreği. Gitin yedin. Ah Derin Ah!
Kerem, yüz ifadelerimden anlamış olacak ki söze girdi.
"Beğenmedin sanırım?" Dedi gülerek.
Zorda olsa bir tebessüm yerleştirdim yüzüme.
"He şey, ben biraz seçiciyimde. Çok hoşuma gitmedi."
Barış'a döndüğümde dikkatle gözlerime bakıyordu.
"Şey sende, sizde kusura bakmayın. Yiyecektiniz, ben yedim. Birde beğenmeyince ayıp oldu gibi oldu."
Gerçekten mi, ne ayıbı? der gibi baktı yüzüme.
"E arkanızdan ağlar ama. Günah!" Dedi sahte bir kızgınlıkla. Tebessüm ettim. Çekinerek baktım Barış'a. Ağzımı silip sandalyenin gerisine yaslandığımda, Barış yemeyi bitirdiğimden emin olup çatalını böreğe attı. Ve ısırdığım yerden başlamak üzere, yedi hepsini. Sorun, yemesi değildi. İsterse canımı yesin. Ama benden tiksinmemesine şaşırmıştım.
Eve sevgiliyken, asla tiksinme söz konusu değildi. Birbirimizin her halini biliyorduk.
Ama şimdi, ayrıyken, hemde kötü bir biçimde ayrıyken... İçim.bir garip olmuştu.
Barış, benim yediğim şeyden yemişti.
Kerem'e baktı.
"E arkamızdan ağlamasın."
Kerem'de aynı ben gibi şaşırmıştı çok olmamakla beraber.
"Ha öyleli böyleli diyorsun?" Dedi.
Bu sefer anlamaz gözlerle bakan Barışla bendik...
----------------
Barıştan.
Otele geldiğimiz gibi, yerleşmeye başlamıştık odalara. Futbolculara özel ve büyük suitlerden tahsis etmişlerdi. 4 kişilikti oda. Berkan, Yunus, Kerem ve ben kalıyorduk. Bu mallarla kalmak biraz sakıncalıda olsa oda yeterince büyüktü. Ev gibiydi.
Oturduğum koltukta yayılırken enseme yediğim şaplakla küfür etmeden edemedim. Kim olacaktı, Berkan malı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tükeneceğiz | barış alper yılmaz.
RomantikSana böyle uzakken , seni bir daha sevdim.