1.7

800 43 204
                                    

Yazarken asiri keyiflendigim bir boldum olduu🤍 Bol yorum ve oy istiyorum arakdaslar. Bu arada 10 bin okuma oldu! Cok tesekkur ederimmm. Oylarda biraz artsa iyi olacak.🫠🫶🏻
.
.
.
"Hayalim üç kelime;
Evli, mutlu çocuklu!"😻❤️‍🔥
.
.
.

Derinden.

Barış'ın kafasına bir kova suyu bıraktıktan sonra, hiç rahat bir uyku çekememiştim. Rüyalarıma girip durmuştu. Havalarda serindi, hasta olmuş muydu acaba?
Gözlerimi ovuşturarak kalktım yataktan. Lavaboda işlerimi halledip, kahvaltı hazırlamak için aşağıya indim. Hep Beren hazırlayacak değildi ya?
Yaklaşık 1 saat sonra Beren'de uyanmıştı. Bende fırından poğaçaları çıkarıp, patatesli yumurtayı tabaklara servis ediyordum.

"Oo uyuyan güzel uyanmış." Dedim gülümseyerek.
"Günaydın.." Diye mırıldandı. Daha hala ayılmış sayılmazdı.
"Geç uyandım yaa." Diye devam etti.
"Evet, sen genelde erken kalkardın, dün yorucu geçti herhalde." Dedim peynir tabağını ada tezgaha bırakırken. Bir yandan da gülüyordum.
"Derin!" Diye uyardı beni. Ellerini göğsünde birleştirip çatık kaşlarla bakıyordu.
Bu beni daha da güldürmüştü.
"Her kahvaltıda bu imalar sürecek mi?" Diye sordu.
Bende yerime geçip kahvaltıya başlamıştım.
"İma yapmıyorum ki." Dedim, poğaçamdan bir ısırık alıp devam ettim. "Gerçekler." Deyip göz kırptım.

"Deli kız." Deyip, o da kahvaltıya başladı.
Kerem ve Beren hakkında konuşarak geçen kahvaltı faslından sonra hazırlanmış ise gidiyordum. Beren ve Kerem'in de baya baya flört olduklarını öğrenmiştim tabi. Çok tatlılardı! Sanırım en çok mutlu olan ben olacaktım bu ilişkiye.

Florya'ya sürdüm arabamı. Bugün çok iş görünmüyordu, zaten Aras'ta memleketinden gelmişti, bir el atardı artık. Gitmek için gitmiştim işe. Tabi birde Barış'ı merak ediyordum. Tesisin her yerini dolansamda göremedim Barış'ı. Avare gibi arıyordum resmen. En sonunda Kaan Ayhan çıktı karşıma. Bir abi edasıyla sordu.
"Birini mi arıyorsun?"
Odağımı etraftan çekip Kaan abiye çevirdim.
"Ee şey. Evet ama hayır. Yani öyle." Diye birşeyler geveledim ağzımda.
"Arıyorsun yani?"
Pes ederek soluk verdim.
"Evet, Barış'ı arıyorum. Yani Barış Bey'i. Onu çeviricemde. Yani çeviri. Tercüme edicem."
Ne saçmalıyordum ben? Güldü Kaan abi bu halime.

"Barış yok. Raporlu. Biraz hasta olmuş sanırım." Dedi ve ona seslenilmesiyle bana selam verip gitti.
Barış bir kova soğuk sudan sonra hastalanmıştı. Alt dudağımı dişliyordum deli gibi. Hızlıca Aras'ın odasına gidip, kalan bir kaç işi ona devrettim. İzin alıp aceleyle çıktım tesislerden.
Sitenin önünde durduğumda ilk önce eve gitmeye karar verdim. Bir çorba yapıp gitsem iyi olurdu, boş gitmek olmazdı.

Eve girdiğimde Beren salonda oturmuş telefonuyla ilgileniyordu.
"Birşey mi oldu? Erken geldin?"

"Şey ya, Aras izinden döndü. İşte yoktu. Geldim öyle. Boşboş durmaya gerek yoktu." Diyerek açıkladım durumu.
"Anladım Derinim." Dedi ve merdivenlere doğru çıkmaya başladı.
"Nereye?" Diye sordum.
"Ee Keremle AVM'ye gideceğizde." Dedi ve hızlıca çıktı basamakları. Dudaklarımı gülmemek için bastırdım.

Bu sırada mutfağa ilerledim. Hızlıca tavuk suyunda çorba yapmaya başlamıştım. Hastığa en iyi o gelirdi.
"Ben çıkıyorum!" Dedi Beren.
Baktığımda polar bir ceket ve bere almıştı yanına. Hava soğuktu ama AVM için fazla sıcak olmaz mıydı?
"Kızım bu ne? AVM kutuplarda da benim mi haberim yok?" Diye sordum.
"Hee şey dün biz böyle ormanlık piknik yapılacak bir alana gidecektik. Yağmur yağdığı için gidemedik. Bugün gideriz, AVM'den sonra diye düşündük." Dedi.
Anlayışla salladım kafamı. Berenle vedalaştıktan sonra bende çorbayı ocaktan alıp koca bir kaseye koyup Barış'ın evine doğru ilerledim.

Tükeneceğiz | barış alper yılmaz. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin