1.5

908 52 125
                                    

6 Bin okumaya ulaştım, ulaştık.. Çok ama çok teşekkür ederim🥹🤍. İlk başta yalnızca keyiflenmek için yazmaya başladığım bu platforma zamanla daha fazla bağlandım. Motivemin düştüğü zamanlar oldu elbet. Ama şuan gelen yorumlar beni öylesine mutlu ediyor ki.. İnanın bana, bir güzel yorumunuz bile aklımdan çıkmıyor💓. Tükeneceğiz'in yeri bende çok ayrı.. Aşkın, bi' haber olduğumuz, bilmediğimiz yanından parçalar var. Evet bu bir Barış Alper kurgusu. Ama aynı zamanda bir aşk kurgusu. Tüm nefretiyle, yalnızlığıyla, tutkusuyla. Bunu size geçirebilmiş olmak beni öylesine mutlu ediyor ki. Emek veriyorum ve artık yavaş yavaş karşılığını aldığımı hissediyorum.💙
Son olarak şunu söylemek istiyorum;
Normalde sınır koymuyordum. Ancak okunmaya kıyasla oylamanın az olması ve motivemin düşmesi beni buna itti. Samimiyetimle asla ilgisi yok, aklınıza yanlış birşey gelmesin.🫶🏻🤍

Sizden ricam: 6 bin okumayı geçmemizin şerefine yorumlara bu kurgunun sizdeki yerini, hoşunuza gidenleri yazabilir misiniz?🤍 Merakla bekliyor olacağım.🫶🏻
Bölüme geçebiliriz..
Sınır: 35 oy, 40 yorum.
.
.
.
"Yoksun burda seni sordum dalgalara
Güneş battı beni vurdun kahırlara
Yazık çok yazık sensizim
Yine kör düğüm oldum yine kahretsin
Seni sordum dalgalara martılara sandallara
Kahroldum sensizim
Dayanamam ben bu son gidişine
Alışamadım sensizliğe
Garip olurum hazan gecelere
Karışamadım bu son gidişine.."
___

Barıştan.

Sabah uyandığım gibi yan odaya Kerem' uyandırmaya gittim. Bugün depoyu düzenleyeceğim ve içindeki eşyaları taşıyacağım için kalmasını söylemiştim.
Hızlıca dürtmeye başladım

"Tövbe bismillah! Noluyo oğlum sabah sabah?"
Bana yardım edeceği için her zamankinden naif bir tonda söze girdim

"Hadi be çikomm! Depoda işimiz var." Dedim.
"Senin çikonu..." Yataktan söylene söylene doğruldu.
"Sizin aşkınız için çektiğim nedir benim be? Yarın öbür gün çocuğunuz olurda adı Kerem olmazsa hakkım helal değil, lan. Bak yemin ediyorum!"

"Derin beni affetsinde, nişanlanalım, testiyi kırsın, düğünü yapalım, çocuğu yapalım, doğuralım sonda düşünürüz Çikom.
Derin koymak ister mi, bilemem."

Tüm şapşallığımla ardı ardına kurmuştum cümleleri. Çocuğuda ben doğuracaktım ya, zaten.(!)

Enseme yediğim şaplakla cennet kadar güzel hayallerden çıktım.
"Gerizekalı herif. Bir depo boşaltmayla olmuyor o işler. Kızın halini görmüyor musun? Senin aşkından tükenmiş lan kız. Paşama bak, birde doğuracak." Dedi bir yandan yatağı toplarken. Haklıydı.

Dudaklarımı içe doğru kıvırıp, başımı yavaşça sallayıp hayıflandım.

Tükenen o güzeller güzeli kızın tüketeni, bendim.^
.
.
.
Bir kez daha açtım, hatıralarla süslenmiş tozlu depoya. Sallanan sandalyenin yanındaki abajur istemsizce gülümsetti beni. Anılar kurcaladı yine aklımı. Gün yüzüne çıktı pişmanlığım. Yüreğime takıldı; acı 'keşkelerim.'

Flashback.
İki kupa çayla ilerledim salona. Sevgilim, Derin, tekli koltukta peluş panduflarıyla kıvrılmış; kitabını okuyordu; abajurun ışığında. Tavan aydınlatması açık değildi. Ortamın tamamı aydınlansın diye açtım ve ilerlerip kahveleri orta sehpaya bıraktım.

Işığın yanmasıyla geldiğimi anlayan Derin, ciddi bir ifadeyle baktı yüzüme.
"Alper, ne diye açtın ışığı?"
"E aydınlansın ortalık, baksana hava karardı."
"Bana abajurun ışığı yetiyordu."
"E aşkım böyle daha aydınlık işte." Dedim.
"Alper, kitap okurken böyle rahat ediyorum. Biliyorsun." Dedi.
"Çay getirdim, hadi mola ver. Sonra kapatırım ışığı keyfine bakarsın, güzelim.?"
"İyi, peki madem." Dedi ve kitabı kenara koyup sehpaya doğru yanaştı.

Tükeneceğiz | barış alper yılmaz. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin