Yine sinirden delirip, odamın içinde dağıtmadık yer bırakmayarak tepindiğim anlardan birindeydim. Ne olmuş yani kahve yapmayı bilmiyorsam? Neymiş kahveden başka her şeye benzemiş miş, neymiş Lisa bana kahve yapmayı öğretsinmiş! Yaptığım kahveden bir yudum alır almaz geri tükürdüğü gibi birde o aptal hizmetçiyi çağırıp yeni bir kahve yaptırarak zevkle içmişti, kızın yüzündeki o kendini beğenmiş ifade gözlerimin önüne geldikçe deliriyordum.
Üstümdeki şortlu pijamamı çıkartma gereği duymadan odamdan çıkarak alt kata indim, Hyunjin gitmiş miydi bilmiyorum. Etrafıma bakınarak mutfağa doğru ilerlerken aklıma dün gece Hyunjin'in odama gelerek artık birlikte uyuyacağız gelmiyor musun diye söylediği anlar geldi, aslında evet birlikte yatacaktık ama beni öylesine sinirlendirdi ki bundan vazgeçmiş bir sürü küfür ederek odamdan çıkmasını sağlamıştım. Gitmeden önce odamın kapısına sert bir şekilde vurmayıda ihmal etmemişti, sanırım tekme atmıştı.
Mutfağa geldiğimde görmeyi beklediğim görüntü bu değildi. Hyunjin mutfaktaki küçük masada kahvaltı yapıyor, üzerindeki siyah mini eteğin ortaya çıkardığı uzun ve beyaz bacaklarını sergilemekten asla çekinmeyen aptal hizmetçi de dikildiği yerden itinayla onu süzüyordu, benim sevgilimi.
İstemsizce eğilip kendi bacaklarıma baktım şortum dizlerimin üzerindeydi, bacaklarım güzeldi ama o aptalın bacakları daha gösterişliydi. Yine sinirlenmeyi başarıp kapıda dikilmeyi bırakarak mutfağa adımladım.
"Günaydın" Dedim ortaya fakat ne kız ne de Hyunjin cevap vermemişti, kendimi ortamdan soyutlanmış gibi hissederek sandalyeyi çekip masaya oturdum. Aynı anda Hyunjin masadan kalktığında başımı kaldırıp ona baktım, ne yani ben geldim diye mi gidiyordu.
"Lütfen odamı detaylı bir şekilde temizle ve kıyafet dolabımı kontrol edip artık giymediğim kıyafetlerimi ayır. Birde akşam yemeği yapma, bu akşam dışarıdan söyleyeceğim"
"Peki efendim"
"Akşam görüşürüz" Sadece kızın yüzüne bakarak söylediklerini şaşkınlıkla dinleyip, yüzüme bakmadan mutfaktan çıkap giden adamın arkasından nasıl bakıyordum bilmiyorum ama yine o sinir bozucu gülme sesiyle kendime geldim. Resmen bu kızın yanında görmezden gelmişti beni, onunla konuşmuş benimle konuşmamıştı.
"Papatya çayı ister misiniz, gergin görünüyorsunuz da" Dalga geçen bir tonla konuştuğunda sinirle masadan kalktım. Bu gerizekalıyla uğraşamazdım, aksi takdirde iyi şeyler olmayacaktı.
Mutfaktan çıkıp tekrar odama geldim ve sinirden dolan gözlerimi hızlıca sildim, birde onun için ağlayacak halim yoktu. Yüzüme bir kez bile bakmadan çıkıp gitmişti, o kızın yüzüne benimkinden daha çok bakıyordu.
Evdeki hizmetçiyi kıskandığıma inanamıyordum fakat bunun için geçerli sebeplerim vardı. Çok güzeldi bir kere, sanki mankenlik ajansından özenle seçilmiş gibiydi. Hyunjin'e olan yakınlığı ve eve geldiğimden beri beni hiç bir şekilde siklemeyişi de aklıma başka şeyler getiriyor kıskançlığımı daha çok körüklüyordu. Belkide aralarında bir şey vardı, eski veya hala devam eden bir şey yoksa nasıl bu kadar rahat bir şekilde Hyunjin'in yatağına çıkıp ona dokunabilirdi hangi hizmetçi yapıyordu bunu.
Yatağımın üzerine oturup aklıma gelen düşünceleri kovmaya çalıştım fakat olmuyordu, Hyunjin gay olmadığını söylemişti ve bir kaç gün öncesine kadar bu kızla evde tek başına kalıyordu. Malum kızın bir karış eteği ve güzel fiziği mutlaka dikkatini çekmiş olmalıydı, acaba dokunmuş muydu ona? İçime dolan garip hisle bu düşüncemden ayrılmaya çalıştım ve telefonumu elime alarak jisung'a konum atıp hemen gelmesini, iyi olmadığımı içeren bir mesaj gönderdim. Sanırım bu olanları onunla paylaşıp akıl almam gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marry me||Hyunlix
Fanfiction#ünlü bir youtuber olan Felix, trollemek için en yanlış kişiyi seçer