bölüm|18

459 74 80
                                    

Üç ay sonra...
.
.
.
.
.
.
.
Neredeyse sabah olmak üzereydi ve ben yeni evimin balkonuna oturmuş yıldızları izleyerek içkimi yudumluyordum. Nasıl ilerleyeceğini bilmeyerek kabul ettiğim iş düşündüğümden güzel gidiyordu, kazancı şimdiden çok iyiydi ve jisung'la birlikte daha güzel bir eve bile taşınmıştık.

Başka gelişmelerde vardı tabi... Chan, bizim yakışıklı fotoğrafçı yaklaşık bir ay önce benden hoşlandığını söylemişti ve şu an, sanırım biz çıkıyorduk. O iyi bir adamdı, tamda benim istediğim gibi nazik ve sevgi dolu. Bazen o benim evimde bazen de ben onda kalıyordum. Bugün sabaha kadar sürecek olan çekimleri olduğu için gelmeyecekti, yarın ikimizin de işi yoktu ve birlikte vakit geçirecektik.

Hyunjin... Onu o günden sonra bir daha hiç görmedim, Jisung'un sevgilisinden yani Minho dan duyduğuma göre daha da çekilmez bir adam olmuş ve herkesin burnundan getiriyormuş, Hyunjin aynı Hyunjin di onda değişen bir şey yoktu.

Benim duygularım ise bazen çıkılmaz bir hal alıyor bazen de, iyiki dedirtiyordu. Onu hala seviyor muyum, yoksa çoktan bitirdim mi bundan emin değilim.

Elimdeki bardagı dudaklarıma götürürken yanaklarımdan süzülen sıcak damlalar boynuma doğru süzülüyordu, kısacık zamanda ne çok yormuştu beni... İlklerimin tecrübesizliği omuzlarıma yük olmaktan başka bir şeye yaramamıştı.

Sevmiş miydim evet, kimse bunun aksini söyleyemezdi.. Halâ onu sevdiğimi söyleyemeyecekleri gibi..

Soğuk rüzgar içimi titrettiğinde son yudumumuda alıp balkondan içeri girerek odama geldim. Üstümdeki kıyafetleri çıkartıp yorganın altına girerek gözlerimi kapattım, ruhsuz gibiydim sadece söyleneni yapıyor yemek yiyor ve uyuyordum fazlasını içim almıyordu..

.

Başımda inanılmaz bir ağrı vardı ve burnuma dolan güzel kokuya biraz daha sığınarak gözlerimi sımsıkı kapattım. Gözlerimi açmayı ve güneşin doğduğunu görmeyi istemiyordum.

"Yine çok içtin değil mi?"

Duyduğum sesle başımı kaldırıp gözlerimi araladım, Chan gelmişti ve yüzüme yine üzgün gözlerle bakıyordu. Onu incitmek yada üzmek istemiyordum, birlikteydik ama arkadaş gibiydik hazır olmadığımı bildiği için benden fazlasını istemiyordu. Yarı açık gözlerimle yüzüne yaklaşıp dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım ve göğsüne daha da sığınarak uykuma devam etmek için gözlerimi kapattım.

O da yorgun olacak ki bana iyice sarıldı ve saçlarımı öptü. Uyumadan önce her zaman saçlarımı öpüyordu. Dakikalar sonra rahatlayan bedenimle kendimi tekrar uykuya bırakmıştım.

.

"Felix? Akşam olmak üzere uyan hadi"

"Umm Chan, uyuyacağım git"

"Gün bitmek üzere ve biz seninle hiç sohbet edemedik, hadi uyan da bir şeyler yapalım"

Chan'ın sitemli sözleriyle başımı yorganın içinden çıkarttım ve yüzüme bakan adana içten bir gülümseme gösterdim.

"Chan, sabah sabah bu kadar yakışıklı olmayı nasıl başarıyorsun?" Sözlerim onu yumuşatmak içindi çünkü neredeyse akşam olmuştu ve sözde bugünü birlikte geçirecektik. İçkiyi çok kaçırdığım için yine sözümü tutamamıştım.

"Beni bunlarla kandıramazsın, güzel bir yemek yiyip film izleyeceğiz çık şu yataktan"

"Chan, özür dilerim bu kadar uyumayı düşünmüyordum aslında"

Marry me||HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin