bölüm|19

459 72 127
                                    

"Çekim nasıl geçti?"

"İyiydi jisung, her zamanki gibi"

"Peki sen nasılsın?"

"Bilmiyorum, iyi gibiyim. Chan yanımda, beni anlayan birinin yanımda olması iyi hissettiriyor"

Şey, Felix-"

"Ne söyleyeceksen söyle jisung, kıvranıp durma"

Hyunjin'le ilgili bir şey söyleyeceğini biliyordum, ne zaman kelimeler ağzından zorla çıksa öyle oluyordu çünkü.

"Ben bügün Minho'yla birlikte işe gittim, Hyunjin de oradaydı. Bana seni sordu, nasıl desem sanki o değişmiş gibi"

"Nasıl değişmiş?"

"Senin bana gelerek şikayet edip anlattığın adam değil, gözlerinde öyle bir ifade vardı ki seni çok özlediği her halinden belliydi"

"Saçmalama jisung, ayrıca iş işten geçtikten sonra değişse neye faydası var. Yeni sevgilisiyle iyi geçinsin artık"

"Senden sonra kimse olmamış Minho söyledi, hala seni seviyormuş"

"O beni hiç sevmedi ki, hala seviyor olsun kapatalım bu konuyu"

"Peki, birde bunu sana vermemi istedi"

jisung avucunu açtığında gördüğüm şeye inanamadım, bu valizlerimin içinde giden annemin bana hatırası olan bileklikti. Bilekliği elime alırken gözlerim dolmuştu, Hyunjin bunu nereden bulmuştu ki. Ona bu bileklilten ağlayarak bahsetmiştim, demekki unutmamıştı.

"Senin için önemli olmalı"

"Annemin bana bıraktığı tek hediye, kaybetmiştim"

"Bir teşekkür edersin artık, seni yarın evine bekliyor konuşmak istedikleri varmış"

"Evine mi? Olmaz gidemem, hem Chan duyarsa bunu hiç iyi karşılamaz"

"Chan senin için çok mu önemli Felix, siz sevgili bile değilsiniz. Ayrıca Chan da salak değil senin Hyunjin'i sevdiğini biliyor"

"Sevmiyorum!"

"Neyse ben söyledim, ister git ister gitme. Ben gidiyorum, Minho evde bekliyor"

"Tamam, sonra görüşürüz"

jisung gittikten sonra biralarımı alarak balkona çıktım, yarın işim yoktu ve sabaha kadar içebilirdim. Avucumda tuttuğum bilekliği önümdeki sehbanın üzerine barakıp elime aldığım birayı açarak dudaklarıma götürdüm.

Uzun zamandır kendini unutturan acı his kalbimi tekrar esir almış gibiydi ve iyi kötü yaşadığımız her şey gözlerimin önüne geliyordu. Eğer beni birazcık sevdiğini düşünseydim son kez dinlemeden çekip gitmezdim ama, sevgisini hiç hissettirmemişti.

Bir ilişkimiz bile olmamıştı ki, birlikte miydik, sevgili miydik biz neydik anlamış değildim. Emin olduğum tek şey bir birimize karşı hissettiğimiz cinsel çekimdi başka bir şey yoktu.

Sözde günler içinde evlenecektik, onu bile unutmuştuk, sevişmekten sıra gelmemişti. Şimdi ise aylar geçtikten sonra konuşmaya gerek olmadığını düşünüyordum, eğer beni seviyor olsaydı günler önce gelir konuşmak için elinden geleni yapardı. Üç aydır bir kez bile gelmemişti.

Gitmeme gerek yoktu, görmek istemiyordum...

"Felix?"

Duyduğum sesle irkilerek arkamı döndüm Chan gelmişti, duymamıştım.

"Özür dilerim korkuttum mu, bir kaç kez seslendim ama duymadın"

"Dalmışım, birazcık korktum sadece"

Marry me||HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin