bölüm|17

553 88 87
                                    

Bir hafta sonra...  Papatya çayı please🤗
.
.
.
.
.
Günlerdir kendime ve etrafımdakilere küsmüş halde hayatıma devam ediyordum, Hyunjin bu evden gideli tam bir hafta olmuştu ve yine ne aramış ne de yazmıştı. Söylediği son sözler beni suçlar nitelikteydi ve acaba gidip bir kez konuşsam mı diye düşünmeden edemiyordum.

"Felix! Uyandın mı?"

"jisung ne oluyor, rahat bırak beni"

"Felix bunu görmen lazım seninle ilgili"

jisung'un endişeli sesiyle başımı yastıktan kaldırıp ona döndüm, elinde bir dergi tutuyordu.

"Bak" Diyerek dergiyi bana uzattığında oturur pozisyona gelip elindeki dergiyi alarak derginin kapağına basılan fotoğrafa baktım, Hyunjin ve benim aşk dolu bakışlarımızın olduğu bir fotoğraftı.

"Ne var jisung? Kimse ayrıldığımızı bilmiyor henüz"

"Ya Felix mal mısın, yeminle senin bu saflığın öldürecek beni"

Jisung'a ters ters bakıp tekrar elimdeki dergiye döndüm. Büyük aşk bitti, yakışıklı model bu sefer de evinin önünde bir güzelle öpüşürken kameralarımıza yakalandı yazıyordu. Okuduklarımla yataktan kalkıp doğru gördüğümü anlamak için bir kez daha okudum, öpüşmek diyordu.

"Onuncu sayfada resim var"

Sayfaları çevirip onuncu sayfaya geldiğimde gözlerime inanamadım, Hyunjin büyük kapının önünde lisa'yla öpüşüyordu. Yalandı, bana söylediği her şey yalandı, başından beri ilişkileri vardı ve beni kandırmıştı hemde defalarca kez kandırmıştı. Elimdeki dergiyle birlikte kapıya yöneldiğimde jisung kolumu tuttu.

"Nereye gidiyorsun?"

"Bu dergiyi onun götüne sokacağım!"

"Saat çok geç şimdi gitme sabah gidersin"

"Bekleyemem, bir sürü yalan söyleyerek tenime dokunan elini kırıp geri döneceğim merak etme"

"Arabanın anahtarları kapının yanında"

"Tamam, beni merak etme"

Odadan çıkıp arabanın anahtarlarını alarak evden ayrıldım ve arabaya bindim, ben aptal kafamda neler düşünüyordum kendimi bile suçlamıştım, neredeyse gidip özür dileyerek baştan başlayalım diyecektim ne kadar aptalmışım..

Tutamadığım göz yaşlarım yanaklarımdan akıp giderken içimdeki pişmanşığın haddi hesabı yoktu, her şey çok çabuk gelişmişti ve ben ona aşık olup  bana dokunmasına izin vermiştim bu çok aşşağılık hissettiriyordu.

Uzun yol sonunda bittiğinde gözlerimi silip arabadan inerken demir kapı açılmaya başladı, henüz açmalarını istememiştim bile. Sanırım beni bekliyordu, geleceğimi biliyordu.

Büyük kapıdan bahçeye girip elimdeki dergiyle birlikte koşar adımlarla ilerlemeye başladım, siktiğimin evine git git bitmiyordu.

Sonunda kapıya geldiğimde zaten açık olan kapıdan eve adımlayıp etrafıma bakındım, her yer karanlıktı etrafta kimse yoktu. Bakışlarım merdivenlere kaydı, büyük ihtimal odasındaydı. Derin bir nefes verip merdivenlere yönelerek üst kata çıkmaya başladım, odasının önüne geldiğimde kapı açıktı.

Açık kapıdan odaya adımladığımda göz göze geldiğim adamla kalbim teklerken gözlerim yanıyordu ve göz yaşlarımı tutmak çok zordu. Yavaş adımlarla yanına yaklaşırken dudaklarımın arasından kaçmak için hazırlanan hıçkırıklara engel olabilmek için sürekli yutkunuyordum.

Marry me||HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin