bölüm|9

495 78 115
                                    

Neredeyse bir saattir odamda otururken, zilin sesini duyduğumda kalbim teklemiş hızlıca ayağa kalkmıştım Hyunjin gelmiş olmalıydı. Kesinlikle bu sefer fena sıçmıştım. Sessizce beklemeye devam ederken odamın kapısı birden açıldığında irkilerek kapıya döndüm, görüş açıma ilk önce Hyunjin girerken arkasındada o kız vardı.

Bakışlarım Hyunjin'in elinde tuttuğu az önce yırtılan kağıtlara döndüğünde çok geçmeden kağıtların yüzüme atılması bir olmuştu, afallayarak Hyunjin'in yüzüne baktım.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun?!"

Yüksek sesiyle irkilirken bir kaç adım geri gittim, sinirli hali gerçekten korkunç görünüyordu.

"Ben bir şey yapmadım, hepsini o aptal yaptı" Diyerek elimle dikilen kızı gösterdim.

"Düzgün konuş, Lisa yıllardır benim hayatımda ve bugüne kadar beni zora sokacak hiç bir şey yapmadı. Onu suçlamayı bırak"

Hyunjin kızı övdüğünde bakışlarım ona döndü, bu sefer yüzünde bir gülümseme yoktu fakat yinede gözlerindeki prıltılar Hyunjin'in bana bağırmasındam zevk aldığını gösteriyordu.

"Ben getirmek istemiştim ama vermedi, verseydi yırtılmazdı"

"Tanrım, hala kendini haklı çıkartmaya çalışıyorsun. Tartışmak yerine onunla birlikte gelebilirdin!"

"Bağırma artık, ne olmuş yırtıldıysa"

"Ne mi olmuş, marka için tasarladığım çizim zarar gördü ve yedek taslağı yok!"

"Özür dilerim" Dedim yüzüne bakarak, bunu yapmam gerekiyordu çünkü haklıydı istemedende olsa onun işine zarar vermiştim.

"Özür dilemen hiç bir şeyi değiştirmez Felix, yaptığın gereksiz ve aptal kıskançlıklarına daha fazla katlanamam. Lisa benim önemli fakat aramızda asla senin düşündüğün gibi bir şey yok, bunu anlayamıyor olman çok acı. Bu şartlar altında seninle evlenemem, eşyalarını topla ve evine geri dön"

"Ne?!"

"Henüz aramızda duygusal bir bağ olmamasına rağmen böyle yapıyorsan ilerisini düşünemiyorum, senin gibi biriyle birlikte olmam mümkün değil"

Sözleri kalbimi paramparça ederken gözlerim yavaşça dolmuştu, gözlerime baka baka beni sevmediğini söylerken sesi fazlasıyla sertti ve bu çok acımasızcaydı. Yaşadığımız onca şeyden sonra bile hala bana karşı duygusal bir şeyler hissetmiyordu demekki ama ben, ben ona çoktan aşık olmuştum nasıl gidecektim şimdi.

"Hyunjin sakince konuşsak?"

"Konuşacak hiç bir şey yok kararımı çoktan verdim, hemen evine dön"

Hyunjin arkasını dönüp odadan çıktığında kızın bakışları bir kaç saniye yüzümde oyalandı ve o da Hyunjin'in arkadından çıktı. Hızlıca kapıyı kapatıp telefonumu alarak jisung'u aradım, ondan akıl almam gerekiyordu.

- daha yeni ayrıldık, ne çabuk özledin?

- jisung sen gidince çok kötü şeyler oldu.

- Felix sen ağlıyor musun?

- jisung ben herşeyi mahvettim, Hyunjin artık benimle evlenmek istemiyor. Bana evime dönmemi söyledi.

- tanrım, yine ne oldu? Çok uzak değilim bekle hemen geliyorum.

- çabuk gel.

Telefonu kapatıp gözlerimi sildim fakat, hemen yenileri ekleniyordu. Söyledikleri öyle zoruma gitmişti ki hemde o kızın önünde, canımı çok açıtmıştı. Aramızda duygusal bir bağ olmadığını onun önünde bağıra bağıra söylemesine gerek yoktu, bu gerçektende kötü hissetmeme sebep olmuştu.

Marry me||HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin