"Bırak! Senden nefret ediyorum!"
"Kes sesini" Diyerek odamın kapısını açıp bedenimi içeri savurdu, kendi de girdikten sonra kapıyı kapatıp üzerime doğru adımladığında çattığım kaşlarımla gözlerine baktım, ne yapıyordu bu manyak.
"Gelme, eğer bana dokunursan sana bunu ödetirim Hyunjin"
Yüzünde sinir bozucu bir gülümseme beşirirken dibime kadar gelip ellerini belime yerleştirdi.
"Sana istemediğin bir şey yapmam bebeğim, bunu hiç bir zaman yapmadım. Sadece bir kaç dakika sakin bir şekilde konuşmayı deneyelim, eğer yine başaramazsak söz veriyorum gideceğim"
Gözlerimin içine bakarak konuştuğunda sessizce başımı salladım. Ne söylerse söylesin umrumda değildi zaten, dinlerdim ve giderdi. Elimi tutup yatağa oturdu ve sırtını yatak başlığına dayayıp beni de yanına çekti. Konuşmak için neden romantik bir ortam yaratmaya çalışıyordu bilmiyorum ama sessiz kalmıştım. Başım göğsüne yaslanmıştı güzel kokusuyla bir anlığına gözlerim kapansa da hemen kendime geldim.
"Ne yapıyorsun Hyunjin?"
"Bir kaç dakika susmayı dene ne olur, seni çok özledim"
Sözleriyle kalbimin acıdığını hisserderken sessizce beklemeye başladım, saçlarımı koklayıp bazen de öpüyordu.
"Sessizlik huzur veriyor değil mi bebeğim?"
"Konuşmayacak mısın?"
"Yeterince konuşmadım mı, hatalarımın farkındayım ve hepsini telafi etmek istiyorum. Seni nasıl inandıracağım bilmiyorum ama Lisa ile aramda hiç bir duygusal bağ olmadı, onu bir arkadaştan ötesi görmedim. Ve beni sevdiğini de bilmiyordum, daha önce hiç söylememişti."
"İlgilenmiyorum"
"Etek meselesine gelirsek, o gün alışverişte jisung'la birlikte eteklere baktığını gördüm, utandığın için alamadığını düşünüp senin için aldım ama sinirli olduğum için aptallık yapıp ona verdim. Senin içindi, sana daha çok yakışacağına eminim"
"Emin olduğun için mi, ona iltifat edip gözlerini ayıramadın!"
"Şşş sakin ol, dedim ya sinirliydim ve doğru düşünemiyordum"
"Evden ayrıldıktan sonra bir kez bile aramadın, aylarca aramadın neden şimdi, şimdi ne değişti?"
"Ben değiştim, hatalarımı düşündüm yaptıklarımı.."
"Beni sevmedin.."
Kırık çıkan sesimle sessizce akan gözyaşlarım Hyunjin'in tişörtünü ıslatıyordu. Böylesine sessiz sakin oluşu sanki tüm suçun bende olduğunu hissettiriyordu bana ve çaba göstermeyen de ben gibiydim.
"Yanılıyorsun, seni sevdim ve halâ seviyorum. Çok seviyorum"
"Yalan söylüyorsun" Diyerek göğsünden kalkmak istediğimde daha sıkı sarılıp buna engel oldu.
"Bir kere inanmayı denesen, hiç bir sorunumuz kalmayacak. Neden bu kadar güvensizsin"
"Senin yüzünden"
"Peki, bunu kabul ediyorum. Bundan sonrası için bir şansım daha olamaz mı? Söz veriyorum seni iyileştireceğim"
"Baştan başlayalım, daha iyi bir sevgili olmak için elimden geleni yapacağım"
"Evimize gidelim, lütfen"
"Felix?"
Hyunjin anlatım...
Göğsümün üzerinde yavaş nefesler alan hırçın çocuğun çoktan uyuduğunu anlamıştım. Yüzümü saçlarına gömüp uzun uzun koklayıp öptüm, gerçekten çok özlemiştim. Uyurken daha usluydu sanki..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marry me||Hyunlix
Fanfiction#ünlü bir youtuber olan Felix, trollemek için en yanlış kişiyi seçer