"Felix?"
"Chan, bu çiçekler ne? Yoksa Seungmin'e mi aldın?"
"Hayır, bunlar senin için"
"Benim için mi, kimden?
"Al kendin bak, benim işim var"
"Ah, dur! Çok ağır"
Kollarımın arasına sığmayan çiçek demetini alıp giyinme odama geldim, çekim az önce bitmişti ve artık eve gidecektim. Çiçekleri koltuğa bırakıp üzerindeki kartı elime aldım.
"Hyunjin"
Sinirli bir nefes verip kartı avucumda sıkarak çöp kovasına attıktan sonra çiçekleri de çöpe atıp resmini çekerek Hyunjin'e gönderdim, aldığımı falan düşünmesini istemiyordum. Üstümdeki kıyafetleri çıkartırken gözlerim sürekli çiçeklere kaysada aldırmadım, birlikteyken neden bir kez olsun getirmemişti orospu çocuğu, beni bunlarla kandırmaya çalışıyordu resmen.
Üstümü değiştirip odadan çıkarak Chan'ın yanına geldim.
"Chan gelecek misin?"
"İşim henüz bitmedi sen git, belki bu akşam kendi evime giderim beni bekleme"
"Tamam, haber verirsin"
Şirketten çıkıp arabama binerek eve doğru sürmeye başladım, bir süre sonra eve gelmiştim. Güzel bir duşa ve sonrasında soğuk biraya ihtiyacım vardı.
Banyoya girip hızlı bir duş aldıktan sonra boxerımın üzerine uzun bir tşört giyip biralarımla birlikte televizyonun karşısına geçtim.
Telefonumdan açtığım hafif müzik yalnızlığıma eşlik ederken aklım hala çöp kovasına attığım çiçeklerdeydi, güzellerdi çok güzel tıpkı Hyunjin gibi..
Verdiğim derin nefes içimi yakarken üçüncü birayı açıp dudaklarıma götürdüm, ne kadar içersem içeyim kesmiyor sarhoş olamıyordum.
"Hyunjin... Duygularımı sikip attın Hyunjin"
Gözlerim kapanmak üzereyken çalan kapıyla ayağa kalktım, kapıyı açtığımda gördüğüm yüzle hızlıca geri kapatıyordum ki beni içeri itip eve girdi ve kapıyı kapattı.
"Ooo Hwang Hyunjin, azdınız sanırım yoksa bu saatte evimde ne işiniz var"
"Kes sesini" Diyerek salona doğru ilerlediğinde kaşlarımı çatarak arkasından baktım, az önce bana atar mı yapmıştı o. Arkasından adımlayıp az önce kalktığım yere geri oturdum, ayakta dikiliyordu.
"Senin sorunun ne, neden yapıyorsun bunu!"
"Ses tellerini sikmemi istemiyorsan sesinin tonunu düşür Hyunjin" Sakin bir şekilde konuştuğumda şaşkınlıkla yüzüme baktı, sinirden deliriyor gibiydi ve bundan zevk alıyordum.
"Bir şeyleri telafi etmeye, baştan başlamaya çalışıyorum neden hiç yardımcı olmuyorsun!"
"Çünkü seni istemiyorum, şimdi siktir git"
"Beni sevdiğini biliyorum Felix, bana aşıksın"
"Değilim!"
Sinirli nefesler eşliğinde ayağa kalkıp yanına yaklaştım.
"Neden anlamak istemiyorsun, seni sevmiyorum! Sen sadece beni sikmek derdindeydin! Şimdi de öylesin!"
"Sende her zaman bana siktirmek derdindeydin Felix, yanılıyor muyum? Sanki sana sen istemeden dokunmuşum gibi davranmayı kes. Ellerimde eriyordun, bana her zaman karşılık verdin"
"Sonrasında hastalıklı bir orospu çocuğu gibi davranmadım ama hiç bir zaman"
"Düzgün konuş!" Diyerek tişörtümün yakasını tuttuğunda kahkaha attım, sinirden psikolojim alt üst olmuştu artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marry me||Hyunlix
Fanfiction#ünlü bir youtuber olan Felix, trollemek için en yanlış kişiyi seçer