Hyunjin'in yatak odasına gelip onun kıyafetlerinden alarak yatağın üzerine oturdum, sinirden ağlıyordum. Giden kıyafetler benim için önemli değildi, hepsinin yenisini alabilirdim fakat annemin tek hatırası olan ve bebekken benim için aldığı bileklikte gitmişti, onun yenisini alamazdım.
Hepsi onun yüzünden olmuştu, elimdeki kıyafetleri sinirle yere fırlatıp ayağa kalkarak odadaki herşeyi dağıtmaya başladım. Nereden çıkmıştı karşıma, ondan nefret ediyordum.
Ağlamaktan bedenim yorgun düştüğünde yatağa uzanıp gözlerimi kapattım, belki de vazgeçmeliydim bu hiç iyi hissettirmiyordu.
.
Duyduğum seslerle gözlerimi araladığımda görüş açıma giren yüzle yattığım yerden kalkıp oturur pozisyona geldim.
"Afferin, duşunu alıp hazır bir şekilde bekleyeceksin kocanı. Gerçi ortalığı biraz dağıtmışsın ama sorun değil"
Söylediği şeyle hala belimdeki havluyla olduğum gerçeği yüzüme çarpmıştı, hemde onun yatağında. Yataktan kalkıp yanına yaklaştım, gıcık bir şekilde bedenimi süzüyordu.
"Senden nefret ediyorum"
"Bende seni seviyorum bebeğim, başlayalım mı?"
Neye başlayacağımızı anlamaken elini çıplak belimde hissettiğimde irkilerek kendime gelip elini ittim.
"Hizmetçinde en az senin kadar sinir bozucu. Dün gece valizlerimi içeri almadığı için valizlerim çalındı"
"Hmm, olabilir bundan bana ne?"
"İçinde benim için önemli bir şey vardı, bir daha asla sahip olamayacağım bir şey!"
"Bunun için mi ağlıyorsun, parasını veririm gidip alırsın"
"Alamam, o annemin hatırasıydı"
Yatağın üzerinde duran kıyafetleri alarak odadan çıktım, gözyaşlarım arka arkaya akıyordu keşke kendim alsaydın valizlerimi eve. Kendi odama geldiğimde ilk önce Hyunjin'in kıyafetlerini üzerime giydim, olan olmuştu yapacak birşey yoktu fakat bunun acısını çok fena çıkartacaktım ondan.
Sabahtan beri bir şey yemediğim için açlıktan ölüyordum, bu yüzden banyoya girip elimi yüzümü yıkayarak odamdan çıkıp alt kata indim. Umarım o mini etekli aptal yemek yapmayı biliyordur. Mutfak nerede diye bakmaya devam ederken merdivenlerden inen adamı gördüm, bakışları bendeydi.
"Bu taraftan" Diyerek ilerlemeye başladığında derin bir nefes vererek onu takip ettim, büyük salonda boydan boya cam olan bölüme konumlandırılan masanın yanına geldik. Yemek çoktan hazırlanmıştı, beni çağırmayı düşünmüyordu büyük ihtimal diye düşünüyordum ki masadaki iki servisi görünce bu düşüncemden vaz geçtim.
Sandalyeyi çekip masaya oturdum, o da karşıma oturdu. Tabağıma yemeklerden almaya başladım çok acıkmıştım onu bekleyemezdim. Bakışlarımı ona çevirdiğimde telefonuyla ilgileniyordu, elinde tuttuğu telefon çalmaya başladığında kulağına götürdü.
- tamam bakıyorum.
İki kelime konuşup çatık kaşlarıyla tekrar telefonuna döndü ne hali varsa görsündü, yemeğimi yemeye başlamıştım ki yumruk yaptığı elini birden masaya geçirdiğinde yerimdem sıçradım. Bakışlarını bana çevirdi, çok öfkeli bakıyordu yine ne yapmıştım lan.
"Havluyla dışarıya mı çıktın??"
Neden bahsettiğini ilk Anlayamasamda sabah evin önüne çıplak çıktığım aklıma geldi, ona neydi bundan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marry me||Hyunlix
Fanfic#ünlü bir youtuber olan Felix, trollemek için en yanlış kişiyi seçer